Böylelerinin suratına tükürmek bile az gelir onlara, çünkü yağmur yağıyor derler..
Bak sana birebir şahit olduğum bir durumu anlatayım... Yıl 2003, 2001 ekonomik krizinin piyasayı vurduğu ve üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hala toparlanamamış olan zamandan bahsediyorum: (İşsizlik ve piyasada paranın olmadığı zamanlar) G.Antep'te bir ülkemizin hatırı sayılır bir çikolata-şekerleme fabrikasına kazan kimyasalını bizden alması hususunda görüşme yapıyorum... O fabrikanın teknik müdürü ve satın alma müdürü ile birlikte görüşüyor kendilerine teknik bilgi ve fiyat konusunda açıklamada bulunuyorum. O sırada fabrikanın İ.K. sorumlusu (kendisiyle daha önceden çalıştığı başka bir fabrikadan tanışıklığım vardı) içeriye girdi ve siz günlerdir benden 1 Gıda Mühendisi istiyordunuz ben size 4 Gıda Müh.'i işe aldım dedi. Fabrika müdürünün o an İ.K. sorumlusuna sinirli bakışını hiç unutmuyorum, İ.K. sorumlusu eğilip kulağına birşey fısıldayıp bir de elindeki kağıdı ona uzatınca o sinirli yüz bir anda sevimli pamuk gibi yumuşak bir ifadeye dönüştü ve elini onun omzuna koyarak ona "bravo iyi iş başardın" dedi. O fabrikanın Gıda Mühendisi ihtiyacı olduğunu biliyordum. Hatta bir önceki ayrılan mühendise 500.- TL maaş verdiklerini de biliyordum zira o kişiyi tanıyordum. Ayrılan mühendis arkadaş maaşlarını düzenli alamadıklarını hatta bazı aylar eksik aldıklarını ve iş aradığını bana telefonda daha önceden söylemişti. Kendi kendime yahu bunların maaş ödemeleri düzenli değilken 1 değil de 4 tane mühendise nasıl düzenli maaş ödeyecekler diye kendi kendime aklımdan geçirdim...
Meğer işin gerçek yüzü şuymuş... Onu da işe yeni girenlerden biri yine bir arkadaşımızın yeni mezun kardeşiymiş ondan öğrendim. 1 mühendise verdikleri 500 TL'yi 4'e bölüp her birine 125.- TL teklif etmişler. Yani 1 mühendis parasına 4 mühendis almışlar. O patron açısından böylesi bir krizde 1 müh.'ün yeteceği yere 4 müh. alıp onlardan eskisine oranla 4 misli faydalanmak kar etmektir. Patron olaya kendi bakış açısıyla bakar... Malum ekonomik kriz var, okuldan yeni mezun olmuş, piyasada iş yok, kimse kolay kolay iş vermiyor zira işyerlerinin pek çoğu krizin etkisiyle %25 kapasitede ya çalışıyor ya çalışmıyor kapalı.. vs. Ve o genç mezunun bir şekilde çalışarak tecrübe kazanması gerekiyor. O genç arkadaşıma bir kaç ay sonra şunu sordum: Niçin böyle yaptınız, kendinizi niçin bu kadar ucuza harcattınız. Fabrikanın vasıfsız işçileri dahi o zaman 350.- TL alırken niçin bunu yaptınız, dedim. O genç mühendis şunu dedi; ne yapabilirim, boş boş işsiz gezip aileme yük olacağıma hiç olmazsa hem burada tecrübe kazanıyorum hem de kimseye yük olmadığım gibi işsizlik psikolojisine kapılmıyorum....Şimdi o yeni mezun arkadaşa kim ne diyebilir? Hadi burada o genç arkadaşımız haklı, kendisine en ufak bir sözümüz yok.
Peki ona bu teklifi yapan yöneticiye / işverene ne demeli?
İşte bugün pek çok İSG uzmanı arkadaşımıza karşı da kullanılan yöntemlerden biri de bunun farklı bir versiyonu. Hani dedin ya "sırtlan bunlar, leş yiyiciler..." evet gerçekten sırtlanlar. Sen gel 4 yıllık mühendisi neredeyse bedavaya çalıştır, sonra da bünyemizde mühendis bulunduruyoruz diyerek piyasada iş yap. Eleştirdiğimiz OSGB'ler de maalesef bugün aynı mantığın farklı bir versiyonunu uyguluyorlar.
Evet, bazen forumda denk geliyor ve imrenerek okuyorum. İşyeri hekimleri Tabipler Odasının belirlediği fiyatlar üzerinden hareket ederken İSG uzmanı arkadaşlarımızın arkalarında bir odaları olmadığı için maalesef sırtlanlara yem olmak zorunda kalıyorlar...
Şimdilik pek çok işyeri İSİG olayına angarya veya tam olarak önemini henüz kavrayamadığından fazla önemsemiyorlar ancak 1 Temmuz 2013'ten sonra hiçbirinin gözünün yaşına bakılmayacağından işte o zaman fiyatı onlar değil bizler belirleyeceğiz diye ümit ediyorum.
Selamlar...