Herkese merhaba,umarım iş kazalarının mümkün mertebe günden güne azaltılarak,iş hayatımızda ender yaşanan hadiselerden birisi olmasına küçücükte olsa bir yardımımız olur inşallah..
Hepimizin bildiği üzere,yaşanan iş kazalarının hemen hemen tamamı işin yapıldığı sahada meydana gelmektedir. Bir gerekçeyle iş kazası meydana gelmekte ve her defasında yetkililer gelmekte,ilgili raporlar düzenlenmekte, ilgili mercilerin takdirleri sonucunda iş kazasıyla ilgisi bulunan çalışanlar ceza almakta ve en önemlisi vicdan azabıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Kendi nam ve adına çalışmak cümlesine yüklenen anlamlar herkes için farklı olmakla birlikte,ÇSGB 'nin vermiş olduğu cevabi yazı,ilgili mevzuat çerçevesinde yazılmış,sizler için havada kalan bir yazı olarak görünsede,kanunda çok açık bir şekilde yazan istisnalar kısmının yazılması şeklinde verilmiştir.
Şimdi gelelim BANA göre kendi nam ve adına çalışmadan ne anlaşıldığının yorumlanmasına,bilindiği üzere kendi şirketi üzerinden sigorta girişini yaptıramayan işveren eski tabirle Bağ-Kur'a primlerini ödeyerek,sağlık kuruluşlarından faydalanmak ve gelecekte kendi adına emekli maaşı alabilmek için bir ödeme yapmaktadır.Ancak bir taraftan kendi adına Bağ-kur primini yatırarak,bir taraftanda kendi işinde çalışabilir,bununla ilgili herhangi bir engel yoktur,ancak düşününüz ki şantiyede işçileriyle birlikte çalışan bir işveren iş sağlığı yönünden gerekli güvenlik tedbirleri alınmıyor diyerek kime kimi şikayet edecek,kaldıki sizce şikayet eder mi? Bunu düşünmekte fayda var,çünkü istisnai bırakılan kanun iş kanununa atıf yaparak,maaşım düzenli ödenmiyor,ücretimi tam alamıyorum, izin hakkımı kullanamıyorum, süt iznimi kullanamıyorum gibi yüzlerce vereceğimiz örnekteki soruları hangi işveren yazılı olarak verir? İş sağlığı yönünden düşündüğümüzde ise fiiliyatta şantiyelerde iş başlamadan önce,ilgili şantiyede çalışacak işçilerin sigorta girişlerinin yapıldığına dair yazı veriliyor,ilgili yazıda işverenin ismi olmuyor,çünkü ilk bakışta işveren fiiliyatta çalışan değil..Kaldı ki işveren kendisi işverenliğini yaptığı işte çalıştığı zaman herhangi bir iş kazası geçirirse incelenen iş kazası sonucunda herhangi bir kusur oranı atfedilemez,nedeni kimi neyden dolayı suçlayacaksını,işvereni almadığı bir güvenlik tedbiri bakımından geçirdiği iş kazası sonucunda kendi kendine 100bintl vermesi,vs..yada ceza kanunundan yola cıkarsak kendisini nıçaklayan birisinin cezasını sizce kim çeker,bıçaklamadan önce gerekli güvenlik tedbirlerini almadı diyerek polis mi,yoksa o aşamaya gelene kadar gerekli psikolojik tedaviyi yapmadı diyerek sağlık bakanlığı mı? örnekler artırılabilir.
Dolayısıyla kendi nam ve adına çalışan bir kişinin Ağır ve tehlikeli işlerde çalışıp çalışamayacağını düşünmektense gerekli tedbirlerin alınması yönünde gerekli işlemlerin yapılması tarafımca daha önemli görülmektedir.Şu andaki yürülükte olan 4857 sayılı kanun çerçevesinde ve kısmi olarak yürürlüğe giren i6331 sayılı kanun çerçevesinde işveren iş sahasında ve ilgili yerlerde her türlü iş sağlığı tedbirlerini almakla yükümlüdür ibaresi çok açık bir şekilde yazmaktadır. Bu cümleden işverenin sadece çalışanları için alacağı güvenlik tedbirleri anlaşılmamalıdır,tabikide kendisi çalıştığı sürece kendi iş sağlığınıda düşünecektir,düşünmelidir.
herkese işlerinde kolaylıkalr dilerim.Saygılarımla