Aslında konu başlığı yetersiz kalıyor. C sınıfından ziyade İş güvenliği uzmanının geleceği daha mantıklı olur. Çünkü C zaten ayaklar altında , B ve A larda yavaş yavaş sıradanlaşıyor. Geçen yıl kanun çalışmaları son şeklini alırken ve kanun yayınlandığında söylenenler, yapılanlar vs... yanyana koyduğumuzda ben dahil birçok insan bu işin ayaklar altına alınacağı yönünde hemfikirdik. Şahsi düşüncem 3-5 senelik bir süre içinde olacağı yönündeydi. Ancak geçen yıldan bugüne çıkan tebliğ, yönetmelik, tutum,davranış, söylemler ve yaşadıklarımızı alt alta koyunca oldukça iyimser bir tablo çizdiğimi yeni yeni farkediyorum. Son erteleme ile beraber Ocak 2015 tarihiyle isg uzmanının sıradan, vasıfsız bir değeri olacağını düşünüyorum.
Öncelikle İş güvenliğinin sanayileşme, sosyal devlet, kapitalizm üçgeninde ki hareketini değerlendirmek lazım. Sanayileşme ile beraber İsg de 1e 1 orantılı olmasa da paralel bir ilişkisi vardır. Ve bu ilişki sosyal devlet ve kapitalizm ile beraber belirli dengeleri koruyarak gitmek zorundadır. Bir devlet daha çok istihdam ve katma değer sağlamak isterken işveren de daha çok para kazanmak ister. Bütün bunlar olurken Devlet , vatandaşının can ve mal güvenliğini ve işverenini maddi manada korumak ister. Aslında bütün bunlar çelişkilidir. Yani resme nereden bakıyorsanız , siz haklısınız diğer taraflar haksız konumdadır şeklinde görürsünüz. İsg sosyal devletin vazgeçilmez parçalarından biriyken aynı zamanda başkaları içinde işin yavaşlaması ve ekstra maliyetdir. İş güvenliğini islami açıdan değerlendirirsek olay kul hakkına dayanır. Ve bu konu hakkında dini yorumlarada rastlamadım.
İş güvenliği ülkemizde 74 yılıyla beraber kuvvetli bir şekilde lugatımıza girmeye başladı. Ancak asıl gelişmesi 2004 yılı diyebiliriz. Bütün herşey aslında Avrupa Birliği muktesebatının Türkçeleştirmesi şeklinde oldu. Üyelik hususunda yapılması gereken angaryalardan bir tanesi olarak.
Yabancı sermaye ülkemizde çok çeşitli sektörlerde çeşitli faaliyetler içinde kimisi dünya pazarlarında ki bildiği işlerde gücüne güç katmak. Kimisi aaa Türkiyede şu işte çok para var ben milyon avro koyup milyon avro kazanayım diyen yatırımcılar vs... Çeşitli firmaları satın alma yada sıfırdan kurma yoluna gittiler. Kimisinin hedefi pazar kimisinin ucuz/kaliteli iş güçü kimiside çoğrafi konum vb... ama hepsinin ve hepimizin ortak kaygısı para kazanmak. Bu yabancı sermayenin önemli bir kısmının geldiği ülkelerde Isg çok ama çok önemli ve maliyetli işler. Bu firmalar gelirken bize (devlete ) şunu dediler. Biz ülkenize istihdam, vergi vb... katma değerler katacağız. ve para kazanacağız. Ancak isg, çevre vb... işlerle bizi yormayın ve boğmayın. Örneğin biz gemilerimizi yüksek teknoloji ile İtalyada , İspanyada yaptırmasını bilmiyormuyuz da geliyoruz Tuzla tersanesine, oralarda 20000 $ lık işin yarısını isg için maliyetler oluştururken Tuzlada bu maliyet 1000$ bile değil. Ekstradan para ödemek istemiyorlar. Ekstradan işin yavaşlamasını istemiyorlar. Ekstradan hukukla uğraşmak istemiyorlar. Kanunda maddesi var günah keçisi isg uzmanları ve yabancı sermayenin gelme şartlarından biride bu; biz iş yapalım sizde günah keçisi bulun. Herkes win&win yapsın. Şimdi arkadaşlar şöyle diyebilir. Yabancı sermayeli firmalarda isg çok ama çok önemli , evet önemli ama ülkemizde ki standardına göre çok yüksekte. Yani şöyle açıklayabilirim. X firma İngiltere de 10 üzerinden 9,5 luk isg yapıyorsa Ülkemizde 5 lik bir isg yeterli oluyor.
Ayrıca Türk sanayicisi olarak bakarsak. Konu biz Türk milletinin yapısına ters olan isg yi bünyeye hap gibi yutturmaya çalışmak. Yurtdışında 10 numara 5 yıldız iş yapan bazı firmalar burada 1 numaralık bile isg önlemi almıyor. Çünkü isg angarya iş
Neyse çok uzattım. Sonuç şu; sanayici üzülmeyecek. Günah keçisi olan yüzbinlerce insan olacak. İnsanlar ekmek derdinden birçok şeye ses çıkartamayacak. Birde isg nin i sinden anlamayan ama sertifika sahibi insanlar var. Bu işte deli gibi para var ya onlar için tehlike daha büyük tabii , hep şunu söyledim. Gene tekrarlıyayım, arkadaşlar isg yi yaptığınız işe ek olarak düşünün. Ana kazanç kapınız ve tüm ümitlerinizi bu işe adamayın derim.