Arkadaşla hiç merak etmeyin, şu an için en az 50 - 60 bin ( belki daha fazla ) C sınıfı uzman var. Kasım sınavına en az 70 - 80 bin aday daha girecek. bu nedenle gerekli düzenleme yapıldığında; A ve B sınıfı uzman için elde fazlasıyla kaynak olacak.
O da bu yıl için. Önümüzdeki iki yıl içinde istemediğiniz kadar her sınıftan uzman ortada işsiz ve mutsuz olarak aldıkları düşük ücretlerden şikayet ediyor olarak dolaşıyor olacak. Bu işten en karlı doktorlar çıkacak. Çünkü az olan değerlidir. Sadece tıp fakültesini bitirenler İş Yeri Hekimi olabiliyorken İş Güvenliği Uzmanı olamayan yok gibi. Bence asıl sorun bu. Yoksa şu kadar prim günü olan B sınavına, şu kadar prim günü olan A sınavına girecekmiş, bu şuna haksızlıkmış falan filan , hepsi hikaye. Herkes bir şekilde uzmanlık alabiliyorsa, talebe göre arz dengesi gözetilmiyorsa; uzmanlık sınıfınız ne olursa olsun 3 yıl sonra bu hiç bir şey ifade etmeyecektir. Tıpkı bir zamanlar doğal gaz ilk defa evlere verilmeye başladığında herkesin bu işe soyunması gibi. Bu iş tıpkı hekimlerde olduğu gibi sıkı tutulmazsa yani sadece temel mühendislik alanlarıyla sınıflandırılmazsa, herkes en iyisi yine ben kendi mesleğimde iş bulmaya çalışayım diyecek. Parası az ama hiç olmazsa kimseye karşı sorumluluğum yok, ceza veya rucu davalarıyla karşı karşıya kalma riskim olmayacak diyecek. Ayrıca aklıma gelmişken bir dip not olarak belirteyim. Avrupa müktesebatında iş güvenliği uzmanının bizdeki gibi iş verene karşı bir yükümlülüğü yok. Bu ilavede Kanun hazırlanırken TİSK'in ( Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu ) sokuşturduğu tamamen bize özgü bir durumdur. İşverenlerin güçlerini kullanarak yaptıkları bir şsrk kurnazlığı. Yani aslında hükümet işvereni işçiye karşı olan sorumluluklarından kurtarmak için İş güvenliği uzmanı diye bir günah keçisini sahaya sürmeye çalışıyor. Bu sorumluluk mesela daha şartlarda ve ücretle çalışan hekimde yok. Hadi kolay gelsin.