Bir İGU (B) adayı olarak birkaç gündür bu başlık altındaki tartışmaları okuyorum. Düşüncelerim, siz değerli ve deneyimli uzmanların düşünceleri yanında elbette pek bir sönük kalacak, belki söylenmemiş bir şey de söylemeyeceğim fakat ben de bu konu hakkında birkaç kelam etmek isterim. İlk öncelikle "avantaj" kavramı bu konu için çok önemli. Çünkü ben de mühendislik kökenli uzmanların en azından işe başlarken, bu işin ön lisans ya da lisans eğitimini almış uzmanlardan (sonraki bölümde bu kişilerden "üniversite kökenli" diye bahsedeceğim) daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Üniversite kökenli arkadaşlar (ki ben de onlardan biriyim) sınavı geçerek kendilerini kanıtlamış zannedebilirler fakat ben sınavı geçmenin daha başlangıç olduğunu düşünmekteyim. Takdir edersiniz ki bir işi öğrenmenin en iyi yolu o işte deneyim kazanmaktır. Mühendislerin avantajı en azından başlangıç aşamasında hem daha fazla teknik bilgiye sahip olmaları hem de uzmanlık öncesinde -eğer varsa- mühendislik deneyimleri bulunmasıdır. Bu her şey olmamakla birlikte oldukça hatırı sayılır bir avantajdır. E peki bu bizi üniversite kökenli uzmanların gereksiz ya da mesleklerinde kötü olduğu sonucuna götürür mü? Kesinlikle hayır. Şu bir gerçektir ki; deneyim ve öğrenme aşkı sizi mesleğinizde mühendis kökenli birinden daha iyi kılabilir. Yani buradaki anahtar kelime "kendini geliştirmek"tir. Ha, bu "mühendis kökenli her uzman mükemmeldir" demek de değil. İnsanlar ikiye ayrılır; işini iyi yapan ve işini kötü yapan. İşini kötü yapan ister ODTU'de mühendislik okumuş olsun, ister Harvard İSG mezunu olsun işini kötü yapıyordur. Siz kendinizi geliştirmeye bakacaksınız. Bir taraftan da insanların birbirine düşmesine anlam veremiyorum. Yukarıda değerli bir uzman "İSG ekip işidir" demiş. Katılmamak elde değil. Branşınız ne olursa olsun işini kötü yapan birine işi öğretmek, yardımcı olmak; işini iyi yapan birinden de iş öğrenmek, yardım istemek kötü bir şey değildir değerli uzmanlar. Lütfen kimin iyi kimin kötü olduğu konusunda yargı dağıtmaktan kaçının.