Yeni 187 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanun Tasarısı

mohican

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
30 Ocak 2012
Mesajlar
9
Tepki puanı
17
Kesinlikle durum budur.1-9 kişi olayında ki son aşama ise İSG uzmanlarının hem Organize Sanayii Bölgelerinde Bir Büroda görevlendirilmeleri ve işçi sayısına göre orada hizmet vermeleri,o bölgeler dışında ise Saglık Bakanlıgına ait saglık ocaklarında İSG birimi kurulmasını ve uzmanlar görevlendirilmesini düşünüyorlar.Bu sayede yeni bir bina vb kurmaya gerek kalmadan tüm memlekette zaten var olan saglık ocaklarında atıl durumda bir kaç odayı İSG birimlerine ayırıp,küçük işletmelere de buradan yardımcı olmayı düşünüyorlar.Bunun olabilirliği konusunda tartışmalar sürüyor ve şayet mühendis odalarının'' illa ki kursları sadece biz verelim'' takıntılarına da orta bir yol bulunursa işte tasarı o zaman meclise gelebilecektir.Merak eden arkadaşlarımız için yazayım ,işverenler maliyeti arttıracak konusuna bir kaç küçük mırıldanma dışında çokta itiraz etmiş durumda degildir,sonuçta işçisinin saglıgını ve güvenligini saglamayan patron iş verimliliğinde de kaybedeceğini bilir ve kaza vb durumlarında manevi ve madden de çok canının yanacağının (yasa çıksa da çıkmasa da ki zaten 4857 kapı gibi mevcut) farkındadır.
Sonuç olarak saglık ocak ve OSB lere bu kadar çok İSG uzmanı istihdam edilmesi madden kolay olamayacagı için :
Mayıs sınavına odaklanalım :)
Tasarıyı yukarıda yazdıgım gibi 3-5 sene sonra yeniden konuşuruz ne zaman çıkacak diye arkadaşlar.Tüm dostlara sınavda ve iş hayatında başarılar dilerim.
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Henüz gündemde birşey yok bekliyoruz merakla
 

Emrah ULUTÜRK

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
24 Ocak 2012
Mesajlar
47
Tepki puanı
266
bu sabah fox tv de fatıh portakal bu konuya ele aldııı..habere gore kanun kesın cıkcak sıkntı yokk.iş sahası genişlicekkk bncee
 

betulmaden

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2012
Mesajlar
32
Tepki puanı
27
Arkadaşlar marmara avm de yaşanan kazdan sonra görülüyor ki kanun kısa zamanda çıkarılacak. Bakanın açıklamaları bu şekilde en azından, ve bir kez daha anlaşılıyor ki canımızın yanması gerekiyor bu ülkede bazı şeylerin yapılması için burdanda anlaşılıyor iş güvenliğinin önemi :(
 

ycet

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
23 Ocak 2012
Mesajlar
43
Tepki puanı
74
Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığında tasarı bekliyor. Maliye 10 kişi altında çalışan işyerlerini finanse etme konusuna çok sıcak bakmıyor.
Bu düğüm çözülmeden tasarının çözümlenmesi hayal.
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
İşçisini koruyan patron ödül istiyor
spacer.gif
spacer.gif
16102298.jpg
Türkiye, tersaneler ve madenler başta olmak üzere, iş yerlerinde yaşanan işçi ölümleriyle dikkat çekiyor. TİSK, önlem alanla almayanlar arasında haksız rekabet yaratan bu durum karşısında ‘iyi patrona’ ödül istiyor.
spacer.gif
Belli bir süre içinde iş kazası yaşanmayan işyerlerine prim ve vergi indirimi ile avantajlıkredi verilmesini öneriyor.
Davutpaşa, OSTİM facialarının ardından Esenyurt’ta 11 işçinin ölümüyle sonuçlanan yangınla iş yeri kazaları yeniden gündeme oturdu. Üzerinde yıllardır durulan ancak hala bir yasaya kavuşmayan işçi sağlığı ve işyeri güvenliği, ilk kez yasa ile düzenlenecek.
Aralık ayında Başbakanlığa sevk edilmesine rağmen halen Bakanlar Kurulu’ndan çıkmayan yasa taslağına ‘işçi ve işveren’ itirazları devam ediyor.
İşçi örgütleri taslağı ‘yetersiz’ bulurken, işveren örgütleri ’50 işçi sınırlamasının kaldırılmasına itiraz’ ediyor. Ayrıca patronlar, belli bir süre içinde iş kazası yaşanmayan işyerlerine prim indirimi, vergi indirimi ve avantajlıkredi sağlanmasını istiyor.
Yıllardır üzerinde çalışılan ama bir türlü yasalaşamayan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağının önümüzdeki haftalarda Bakanlar Kurulu’ndan çıkarak, Meclis’e gelmesi bekleniyor.
50 SINIRI KALKIYOR
Kamu çalışanlarının da ilk kez kapsama alındığı taslakta, çalışan sayısına bakılmaksızın, tüm işyerlerinde ‘iş güvenliği uzmanı’ ile ‘işyeri hekimi’ çalıştırma zorunluluğu getiriyor. Oysa mevcut yönetmelikte 50 ve üzeri işçi çalıştıranlar için bu şart bulunuyor. İşçi sendikaları ve meslek odalarınca yeterli görülmeyen taslağa, işverenler ise itiraz ediyor. İşte taslaktan dikkat çeken başlıklar:
MEMURLAR HEM VAR HEM YOK
28 maddelik yasa taslağının ilk dikkat çeken düzenlemesini ‘kapsam’ oluşturuyor. Çünkü ilk kez kamu çalışanlarına da iş yeri güvenliği ve işçi sağlığı hakkı getiriliyor.”Bu Kanun kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır” deniyor.
Ancak bazı meslek örgütleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda da iş sağlığı ve güvenliği hakkı tanımlanmış olmasına karşın, 45 yıldır bu hakkın kullanılamadığına dikkat çekiyorlar. Devletin, memurların işvereni olarak prim ödememesi nedeniyle iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hakkından yararlanamadıklarını vurguluyorlar.
Ayrıca taslakta, devletin ve ilgili kamu görevlilerinin görevlerinin tanımlanması isteniyor.
TEMİZLİKÇİLERE DE YOK ESNAFA DA
Taslağın 3. Maddesi yasa kapsamına girmeyecek grupları düzenliyor. Buna göre TSK, genel kolluk kuvvetleri ve MİT’in eğitim, operasyon, tatbikat gibi benzeri, kendine özgü faaliyetleri kapsam dışı kalıyor. Yine acil ve afet durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, ev hizmetleri ile çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar yasadan muaf tutuluyor.
TEKNOLOJİK GÜVENLİK
Taslağın 5. Maddesi, patronlara önemli yükümlülükler getiriyor. Buna göre işveren çalışanlarının sağlık ve güvenliğini sağlamakla, bunu sağlamak için de risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi gibi her türlü tedbiri almakla yükümlü kılınıyor. Bunlar için patrona, gerekli organizasyonların yapılması, araç ve gereçlerin temini ile sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi görevi veriliyor.
Ayrıca patron, alınan bu tedbirlere uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemekle de sorumlu tutuluyor. Örneğin, bir demir çelik tesisinde ya da kaynak yapılan bir fabrikada patronun, işçiye kollarının tamamını kapatacak eldiven ya da gözlerini koruyucu gözlük alması yeterli olmayacak. İşçinin bu eldivenleri takıp takmadığından da işveren sorumlu tutulacak.
İşveren, işin çalışanlara uygun hale getirilmesi için işyeri tasarımına dikkat edecek. Üretim şeklini belirlerken, iş ekipmanını seçerken işçi sağlığını göz önüne alacak. Özellikle monoton çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini ortadan kaldıracak. Kaldıramıyorsa en aza indirecek. Teknik gelişmelere uyum sağlayacak.
MALİYET PATRONUN OLACAK
Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alacak. Hayati ve özel tehlike bulunan yerlere yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların girmesini önleyecek.
Patronun, işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan bu alanda hizmet alması işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacak.
İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamayacak.
İşveren, 5. Madde yükümlülüklerine yerine getirmediğinde bin TL idari para cezası kesilebilecek.
İŞ GÜVENLİĞİ ZORUNLU AMA…
Taslağın 6. Maddesi ile işverenin mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmak için iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimi görevlendirme zorunluluğu getiriliyor. Ancak iş güvenliği uzmanının, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde A sınıfı; tehlikeli sınıftaki işyerlerinde B sınıfı; az tehlikeli işyerlerinde ise C sınıfı belgeye sahip olması gerekiyor.
Ama bu yükümlülük; “Bünyesinde bu vasıflara sahip personel bulunmayan işyerleri, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir” cümlesiyle kolaylaştırılıyor.
KAMU HEKİMİNE EK MAAŞ İMKANI
Kamuda iş yeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olarak çalışanlara, ilgili personelin muvaffakatı ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışma imkanı getiriliyor. Bu kişilere görev yaptıkları her saat için 150 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme yapılacağı hükme bağlanıyor.
KÜÇÜKLERE ÖZEL DÜZENLEME
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çalışan sayısı 10’dan az olan küçük işletmeler için bu yasada kolaylaştırıcı ve destekleyici düzenlemeler yapabilecek.
PATRON DİKKATE ALMAZ İSE ?
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirleri işverene yazılı olarak beyan edecek. Hayati olan önlemler işveren tarafından yerine getirilmez ise Bakanlığa bildirmekle yükümlü olacak.
TEHLİKE VARSA İŞTEN AYRILABİLECEK
Bir iş yerinde çalışanlar, işverenden taleplerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda iş sözleşmelerini feshedebilecekler. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılacak.
ÇALIŞAN DA SORUMLU
Taslağın 15. Maddesi ise çalışanların yükümlülüklerini düzenliyor. Buna göre çalışanlar, kendilerinin ve diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemek, işverenin bu konudaki talimatlarına uymakla yükümlü kılınıyor.
Ayrıca işyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisine derhalhaber vermek zorunda olacaklar.
İŞÇİNİN TEMSİLCİSİ OLACAK
Taslağın 16. Maddesi ise sağlık ve güvenlikle ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili, bir veya daha fazla çalışanın, iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olarak görev yapmasını düzenliyor.
Buna göre 2 ila 50 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 1; 51-100 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 2; 101-250 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 3; 251-500 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 4; 501-1000 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 5; 1001 ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde 6 temsilci seçilecek. Birden fazla temsilcinin bulunması durumunda bu temsilcilerden biri baş temsilci olacak. Seçimler tüm çalışanların katılımıyla yapılacak.
İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için işverene öneride bulunacak. İşverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahip olacak.
Sendikalı işyerlerinde ise işyeri sendika temsilcileri iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olarak da görev yapabilecek.
KURUL ŞARTI
Taslak, çalışan sayısı 50 ve üzeri olan; 6 aydan fazla sürekliliği olan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulması şartı getiriyor. Kurul, mevzuata uygun olarak alınan kararları uygulamakla yükümlü tutuluyor.
TEHLİKE HALİNDE İŞ DURACAK
Yasa hükümlerinin uygulanmasında Çalışma Bakanlığı sorumlu olacak. Yapılacak teftiş ve incelemelerde 4857 sayılı İş Kanununun 92, 93, 96 ve 97 nci maddeleri idari para cezası hükümleri ile birlikte uygulanacak.
İş müfettişlerinin işyerinde çalışanlar açısından hayati tehlike oluşturan bir husus tespit ettiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar iş durdurulacak.
Durdurma kararı işyerinin bir bölümünü veya tamamını kapsayabilecek. Hayati tehlikeyi oluşturan husus ortadan kaldırılmadan durdurulan işe devam edilemeyecek.
İşi durdurma kararı, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet tarafından incelenecek. Tespitin yapıldığı günü takip eden iki gün içinde sonuçlandırılacak. Durdurma kararı verilmesi durumunda, karar ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulunduğu bölge müdürlüğüne 1 gün içinde gönderilecek. Mülki idare amirleri kararın gereğini 24 saat içinde yerine getirecek.
Hayati tehlike oluşturan hususun acil müdahale gerektirmesi halinde, iş müfettişi, müfettiş heyeti tarafından karar alınıncaya kadar işi kısmen veya tamamen durdurabilecek.
İTİRAZ, DURDURMAYI DURDURAMAYACAK
İşveren, durdurma kararına karşı yerel iş mahkemesine 6 gün içinde itiraz edebilecek. Ancak bu itiraz işi durdurma kararının uygulanmasını durduramayacak. Mahkeme itirazı 6 gün içinde karara bağlayacak. Bu karar ‘kesin’ olacak.
İşveren, gerekli eksikliklerini gidermesi durumunda Bakanlığa yazılı bildirimde bulunacak. 3 işgünü içinde işyerinde yeniden inceleme yapılacak ve karara bağlanacak.
İŞÇİ MAAŞINI ALMAYA DEVAM EDECEK
İşin durdurulması nedeniyle işsiz kalanlara ücretleri ödenecek. Veya meslek ve kıdemlerine uygun başka bir işe yerleştirilecek.
İşveren durdurma kararına rağmen, işe devam ederse 10 bin TL para cezasına çarptırılacak. İş durduğunda işçinin maaşını ödememesi durumunda her bir işçi için 200 Tl ceza ödeyecek. Aykırılığın devamı halinde her ay için aynı miktar idari para cezası uygulanacak.
HER BİR İHLAL İÇİN AYRI CEZA
* İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirmeyen işverene, görevlendirmediği her bir kişi için 5 bin TL para cezası verilecek. Aykırılığın devamı halinde her kişi ve takip eden her ay için aynı miktarda para cezası kesilecek.
*İşyeri güvenliğinin gerektirdiği araç ve gerek, mekan, eğitim ve yeterli zaman tahsis etmeyen işverene her bir ihlali için ayrı ayrı 500 TL ceza verilecek. Yine 6. Maddede belirtiler her bir tedbir içinse 200 TL idari para cezası kesilecek.
*Bu konuda görevlendirilen çalışanların hak ve yetkilerini kısıtlayan işverene ise 500 TL ceza verilecek.
*Risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene 3 bin TLceza kesilecek.
Taslak, Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmesi halinde, yasalaşmak üzere TBMM’ye gönderilecek. İlgili Meclis komisyonlarında yapılacak görüşmenin ardından TBMM Genel Kurulu’na gidecek. Cumhurbaşkanı onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek.
PATRON KARŞI ÇIKIYOR
İş güvenliği taslağına işverenler itiraz ediyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), öncelikle iş güvenliği uzmanı çalıştırma sınırının kaldırılmasına karşı çıkıyor. Halen 50 işçi ve üzeri sayıda çalışanı olan işyerleri için geçerli olan ‘iş güvenliği’ uzmanı çalıştırma zorunluluğu getirilmesinin işveren üzerindeki istihdam yükünü artıracağı ileri sürülüyor. Bunun özellikle de KOBİ’leri zorlayacağına dikkat çekiliyor.
“50 kişi çalıştırılması koşulunun kaldırılması yarardan çok zarar getirebilecek, istihdamı cezalandırma, yatırım yapmayı caydırma, verimliliğe dayalı istihdam ilkelerinin uygulanmaması sonuçlarını doğurabilecektir” deniyor.
KAYIT DIŞINA YÖNELTİR
Bu sınırın kaldırılmasının işvereni, kayıt dışına yönelteceğini, dolayısıyla işçi aleyhine bir durum yaratacağı vurgulanıyor. Sınırın kaldırılması yerine, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri gibi yerlerde ortak birimler kurulmasının özendirilmesi öneriliyor.
Bu yıl ekonomideki resesyon tehlikesine dikkat çekilerek, “Yeni yükümlülüklerin işletmelerimizin rekabet güçlerini ne derece olumsuz etkileyeceği de önemle dikkate alınmalıdır” deniyor.
Alınması istenen tedbirler ile ‘risk’ arasında orantısızlık olduğunu ileri süren TİSK,”Makul ölçüler içinde uygulanabilirlik kıstası İngiltere’de uzun yıllardan beri uygulanan bir esas olup, Avrupa Birliği Yönergeleri ile uyumlu olduğu Avrupa Toplulukları Adalet Divanı kararları ile de tescil edilmiştir” savunması yapıyor.
ÖRNEK İŞVEREN ÖDÜLLENDİRİLSİN
İş sağlığı ve güvenliği konusunda iyi işletmelerin teşvik edilmesi gerektiğini savunan TİSK, “Belirlenecek sürelerde iş kazası yaşanmayan işyerlerine kayda değer prim indirimi, iş sağlığı ve güvenliği maliyetlerinde vergi indirimi ve avantajlı kredi sağlanmalı” önerisi getiriyor.
CEZA PATRONA VAR ÇALIŞANA YOK!
İşverenin yasayı ihmali durumunda para cezası öngörülürken, yükümlülüklerini ihlal eden çalışanlar için hiçbir para cezası olmaması eleştiriliyor. Bunun ‘güvenlik kültürünün’ oluşmasına engel olacağı belirtiliyor.
Ayrıca tüm sorumluluk işverene verildiğinden; alt işveren, hizmet alınan kuruluşlar ve çalışanların ‘nasılsa işveren sorumlu’ düşüncesiyle “sorumsuz” davranışlar içine girebileceği söyleniyor. Bu nedenle herkesin ‘kusuru’ oranında sorumlu tutulması isteniyor. “Alt işveren de, çalışan da, iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren kuruluşlar da kusurları oranında ortaya çıkan sonuca katlanmalıdır” deniyor.
MÜHENDİS İTİRAZI
Patronlar, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığının ‘mühendis, mimar, teknik elemanla’ sınırlandırılmasına da karşı çıkıyorlar. Hukuk, çalışma ekonomisi, iktisat gibi sosyal bilimlerde eğitim almış kişilerin de iş güvenliği uzmanlığı yapabilmelerine olanak tanınması isteniyor.
ILO Normları ve AB Yönergelerinin de işletme içinden kişilere öncelik verilmesi önerisine atıfta bulunuluyor. Bir geçiş süreci uygulanmaması ya da bu kişilerin de ‘iş güvenliği belgesi’ almasına izin verilmemesi halinde, yetişmiş bu personelin işsiz kalacağına dikkat çekiliyor.
Bu nedenle en azından 8-10 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışan uzmanlara, “A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı” sınavına bir defaya mahsus olmak üzere giriş hakkı verilmesi ve sınavda başarılı olunması halinde belgelendirilmeleri isteniyor.
UZMAN YOK, CEZA VAR
TİSK’in altını çizdiği bir diğer nokta ise 50 işçi sınırının kaldırılmasıyla birlikte, iş güvenliği uzmanı sıkıntısı çekileceği. 50 sınırı kalkmadan önce A sınıfı 2 bin 200; B sınıfı bin 900; C sınıfı 200 civarında uzmana ihtiyaç olduğu anımsatılarak; sınırın kalkmasıyla bu ihtiyacın katlanarak artacağı vurgulanıyor.
Mevcut sınırlamalar halinde bile iş yeri hekimi sıkıntısı yaşandığı belirtilerek, bu konuda da ihtiyacın artacağı değerlendirmesi yapılıyor. “Tasarıdaki sınırlayıcı hükümler yerine işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sayılarını artıracak çözümler sunulması gerekmektedir. Aksi takdirde aynen özürlü ve eski hükümlü istihdamında olduğu gibi, istenen vasıfta eleman bulunamaması nedeniyle işletmeler cezalara muhatap kalacak” deniyor.
OLMAYAN HÜKÜMLER GETİRİLİYOR
TİSK AB müktesabatı ve ILO normları gerekçe gösterilerek taslağın meşrulaştırmaya çalışıldığını ancak AB yönergelerinde bulunmayan yükümlülüklerin getirildiğini ileri sürüyor.
5 AYRI İSTİHDAM
TİSK, taslak ile iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, iş sağlığı ve güvenliği destek elemanı, iş yeri hemşiresi, iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olmak üzere 5 ayrı istihdam öngörüldüğünü, ancak bunun uygulamada yetki çatışmasına ve sorunlara yol açacağını ileri sürüyor. Yine iş yeri sendika temsilcisi ile iş güvenliği temsilcisinin farklı kişiler olmasının da sorun yaratacağına dikkat çekiyor.
BUNU KİM DENETLEYECEK?
Taslak ile iş güvenliği kapsamının genişlerken, uygulamaları izleyecek ve denetleyecek olan İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün kapsamının genişletilmediği vurgulanıyor. Bu kadrolarla, bu kadar büyük bir iş yükünün yapılamayacağı belirtiliyor.
ANAYASAYA AYKIRI
Taslakta, yönetmeliklere uyulmaması halinde idari para cezası öngören hükümlerin hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu vurgulanıyor.
Çıkarılacak 7 yönetmelik içinİçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı görüşü alınacakken; mevzuatın uygulayıcısı olan işçi ve işveren kesimlerinin görüş alım sürecinden dışlanmasına itiraz ediliyor.
İşçi ve memur sendikalarının iş sağlığı ve güvenliği alanında üyelerine eğitim vermekle yükümlü kılınması isteniyor.
 

Mustafa ESEN

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
238
Tepki puanı
425
Meslek
Uzman (C)
UZMAN YOK, CEZA VAR
TİSK’in altını çizdiği bir diğer nokta ise 50 işçi sınırının kaldırılmasıyla birlikte, iş güvenliği uzmanı sıkıntısı çekileceği. 50 sınırı kalkmadan önce A sınıfı 2 bin 200; B sınıfı bin 900; C sınıfı 200 civarında uzmana ihtiyaç olduğu anımsatılarak; sınırın kalkmasıyla bu ihtiyacın katlanarak artacağı vurgulanıyor.
Mevcut sınırlamalar halinde bile iş yeri hekimi sıkıntısı yaşandığı belirtilerek, bu konuda da ihtiyacın artacağı değerlendirmesi yapılıyor. “Tasarıdaki sınırlayıcı hükümler yerine işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sayılarını artıracak çözümler sunulması gerekmektedir. Aksi takdirde aynen özürlü ve eski hükümlü istihdamında olduğu gibi, istenen vasıfta eleman bulunamaması nedeniyle işletmeler cezalara muhatap kalacak” deniyor.
Uzman yok ne hikmetse verilen iş ilanlarından belli aynı anda 4 işi yapacak iş güvenliği uzmanı evet yok ama sadece iş güvenliği uzmanlığı yapacak eleman arasınlar ya bakalım o zamanda bu sözü söyleyebilecekler mi.?
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Arkadaşlar var mı tasarıdan bi haber son durum nedir?

Tanju ÇALIMLI
Teknik Nezaretçi
Maden Mühendisi
Gsm : 0506 637 14 27

E-mail : tcalimli@gmail.com
 

okko

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
11 Ocak 2012
Mesajlar
208
Tepki puanı
392
Halen ses seda yok beklemedeyiz.
 

zeynep garip

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
tasarının nisan ayında çıkması bekleniyormuş...
 

Mustafa ESEN

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
238
Tepki puanı
425
Meslek
Uzman (C)
teşekkürler.

bu bilgiye nerden ulaştınız bir link verebilirmisiniz
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Bakan 5 Martta meclise gelecek demişti oysa oda yalan oldu bundan sonra çıkan hiç bir söylentiye inanmamalı bir sürü söylenti var yok nisan yok temmuz çıkınca hep birlikte görelim.Ama kesin olan birşey var bu yasa bu sene çıkacak.

Tanju ÇALIMLI
Teknik Nezaretçi
Maden Mühendisi
E-mail : tcalimli@gmail.com
 

mohican

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
30 Ocak 2012
Mesajlar
9
Tepki puanı
17
Hatırlarsanız bu konuya 3-5 sene sonra yeniden döner ve ne zaman yasa çıkar diye tartışırız demiştim Tanju Bey.Siz bakan yada müdürlere takılmayın,bu sene bir sürü yasa çıkarda konu iş ve işçiye yapılacak masrafsa o daha bi kaç sene zor biraz :)
 

Cem AKBULAK

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
2 Şub 2012
Mesajlar
638
Tepki puanı
813
ya ben şu anda kanun tasarısına,yasaya falan değilde sınava odaklanmak gerek diye düşünüyorum...elbette çıkarsa iyi olacaktır ama çıkmazsa veya gecikirse yapacak bişey varmı?
(bu mesajımdan vurdumduymaz birisi olduğum fikrine kapılmadınız umarım)
 

misg

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
28 Ara 2011
Mesajlar
231
Tepki puanı
161
Sınava odaklanmak için benim kanunun çıkmasına ihtiyacım var. 2005 te aldığım sertifika iptal, 2010 da aldığım B sınıfı eğitiminin hala sınavını bekliyorum. Piyasada bize sahte belgeli dolayısıyla sahtekar diye bakıyorlar. Gel de kanunu bekleme....
Geçen görüştüğüm bir baş iş müfettişi belgeme korsan belge dedi. Sorunu çözemedikleri gibi bir de ne anlama geldiğini bilmedikleri ithamlarda bulunmaya başladılar.
Unutmayın, kanun çıkmadıkça mahkemeye vermeler, iptaller devam edecek. Sizin gibi sınava odaklanıp sonrasında ne yapacağını bilmeden bekleyenler var. Umarım kanunun önemini (sadece uzmanlar açısından olan kısmıyla) anlatabilmişimdir.
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Bakan Çelik, 'İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı' hakkında bilgi verdi
0.gif

22 Mart 2012 11:07


Paylaş
2

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSG) tasarısının kanunlaşmasıyla işyeri hekimi, iş güvenliğiuzmanı gibi sayı sınırının ortadan kalkacağını ve çalışan sayısına bakmaksızın tüm çalışanların buhizmetlerden yararlanmasının sağlanacağını bildirdi.
Çelik, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, ''İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Şartlarının İyileştirilmesi İSGİP'' Projesinin temel bileşeninin İSG kayıt sistemi ve veritabanının ortaya çıkarılması olduğunu kaydetti.
Proje kapsamında oluşturulacak olan ulusal kayıt sistemi ile iş kazaları ve meslek hastalıklarınındetaylı ve güncel bilgilerine ulaşılması; işyerlerinde yapılan ölçüm ve analiz çalışmalarının takibinin yapılması; kaza nedenlerinin araştırılması ve kişisel koruyucu donanım üreticilerinin takibinin yapılmasının amaçlandığını bildiren Çelik, ''Pilot olarak oluşturulacak kayıt sistemi öncelikle projenin uygulandığı Ankara, Kütahya, Denizli, Kocaeli ve Zonguldak illerinde inşaat, maden ve metal sektörlerinde tanıtılacak ve denenecektir'' bilgisini verdi.
KOBİ'lerde iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesi amacıyla son yıllarda bir çok çalışma yürütüldüğünü ve halen de çalışmaların devam ettiğini belirten Çelik, şunları kaydetti:
''Bu çalışmalardan ilki uluslararası iş sağlığı güvenliği bölgesel konferansları zinciri içerisinde, özel gündemler oluşturularak belirli konuların tartışılmış olmasıdır. Her yıl düzenlenen ve bir gelenek halini alan İş Sağlığı veGüvenliği Haftası etkinlikleri kapsamında da KOBİ'lerde İSG konusu birçok kez ana tema olarak belirlenmiş ve konunun tartışılmasına imkan verilmiştir.
Ayrıca geçmiş yıllarda tamamlanan ve halen yürütülen pek çok AB projesinde de genel İSG uygulamaları, risk değerlendirmesi ve koruyucu sağlık hizmetleri gibi konuları içeren eğitimlerde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere odaklanarak, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kural ve yönetmeliklerinin uygulanması için etkili ve verimli bir sistemin geliştirilmesine katkıda bulunulmuş ve hazırlanan dokümanlar başta KOBİ'ler olmak üzere binlerce işyerine ulaştırılmıştır.
Diğer yandan İSG Kanunu tasarı taslağı Başbakanlığa gönderilmiştir. Söz konusu tasarının kanunlaşmasını müteakiben İSG hizmetleri açısından, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı gibi sayı sınırı ortadan kalkacak ve çalışan sayısına bakmaksızın tüm çalışanların bu hizmetlerden yararlanması imkanı sağlanacaktır.
AB ülkeleri ve diğer gelişmiş ülkeler önleyici teftişlere daha fazla önem vermektedirler. Teknolojideki ve çalışma şartlardaki değişimler teftiş yaklaşımında da yenilikleri zorunlu kılmıştır. Eski yaklaşımda ve uygulamalarda tanımlayıcı, esnek olmayan ve tepkisel teftiş modelleri uygulanırken, günümüzde yeni yaklaşım gereği esnek, sorumlulara karar alma serbestisi veren ve önleyici modeller benimsenmeye başlanmıştır. Bakanlığımız son yıllarda teftiş politikasını gözden geçirmiş ve 'Risk Esaslı', 'İşkolu veya Sektör Esaslı' ve 'Alan Esaslı' teftiş politikalarını hayata geçirmiştir. Bu politikanın temel amacı, ilgili tüm tarafları harekete geçirmek, bilinç oluşturulmasına ve güvenlik kültürünün gelişmesine katkı sağlamaktır.
Bakanlığımız İş Teftiş Kurulu yukarıda belirtilen politika çerçevesinde, iş kazası veya meslek hastalıklarınınönlenmesi, sağlıklı ve güvenli işyeri ortamının sağlanması çabalarını daha etkili hale getirebilmek için sosyal tarafların da etkin katılımını sağlayacak teftiş programlarını yürütmektedir.''
Çelik'in verdiği bilgiye göre, 2010 yılında 62 bin 903 iş kazası, 533 meslek hastalığı, 1444 iş kazası sonucu ölüm; 2011 yılında ise 69 bin 227 iş kazası, 688 meslek hastalığı, 1563 iş kazası sonucu ölüm meydana geldi.
2010 yılında 1976 kişi iş kazası sonucu, 109 kişi meslek hastalığı sonucu; 2011 yılında 2 bin 86 kişi iş kazası sonucu, 123 kişi meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik geliri almaya başladı.
 

Cem AKBULAK

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
2 Şub 2012
Mesajlar
638
Tepki puanı
813
Sınava odaklanmak için benim kanunun çıkmasına ihtiyacım var. 2005 te aldığım sertifika iptal, 2010 da aldığım B sınıfı eğitiminin hala sınavını bekliyorum. Piyasada bize sahte belgeli dolayısıyla sahtekar diye bakıyorlar. Gel de kanunu bekleme....
Geçen görüştüğüm bir baş iş müfettişi belgeme korsan belge dedi. Sorunu çözemedikleri gibi bir de ne anlama geldiğini bilmedikleri ithamlarda bulunmaya başladılar.
Unutmayın, kanun çıkmadıkça mahkemeye vermeler, iptaller devam edecek. Sizin gibi sınava odaklanıp sonrasında ne yapacağını bilmeden bekleyenler var. Umarım kanunun önemini (sadece uzmanlar açısından olan kısmıyla) anlatabilmişimdir.
hocam bana kanunun önemini anlatmanıza gerek yok teşekkür ederim..ben uzmanlar açısından değil,benim gibi sınava hazırlanan arkadaşlar açısından söyledim zaten...
 

Abdulkadir SARIALTIN

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
51
Tepki puanı
43
Arkadaşlar benim aldığım duyumda 8 Bakandan onay alınmış. Fakat yukarıda yazdığı gibi Maliye Bakanlığına takılmış durumda. Maliye Bakanı onay vermezse malum o yasa 3 senede rafta kalır 5 senede...
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Evet bende öyle bir şey duydum Sağlık Bakanı ile Maliye Bakanı' nın imzası kaldı diye ama bu tasarı hakkında bir sürü şehir efsaneleri türetildi fazla takılmamak gerekli diye düşünüyorum..


Tanju ÇALIMLI
Teknik Nezaretçi
Maden Mühendisi
E-mail : tcalimli@gmail.com
 

Esat ÜN

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
20 Ara 2011
Mesajlar
323
Tepki puanı
375
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
Sınava odaklanmak için benim kanunun çıkmasına ihtiyacım var. 2005 te aldığım sertifika iptal, 2010 da aldığım B sınıfı eğitiminin hala sınavını bekliyorum. Piyasada bize sahte belgeli dolayısıyla sahtekar diye bakıyorlar. Gel de kanunu bekleme....
Geçen görüştüğüm bir baş iş müfettişi belgeme korsan belge dedi. Sorunu çözemedikleri gibi bir de ne anlama geldiğini bilmedikleri ithamlarda bulunmaya başladılar.
Unutmayın, kanun çıkmadıkça mahkemeye vermeler, iptaller devam edecek. Sizin gibi sınava odaklanıp sonrasında ne yapacağını bilmeden bekleyenler var. Umarım kanunun önemini (sadece uzmanlar açısından olan kısmıyla) anlatabilmişimdir.
sayın misk aynı bahsettiğin durumdayız zaten, ben de tamamen sınava odaklanmış durumdayım, ne olacağı belli olmayan bir sınav. geçmek için sınava odaklanmak zorundayım.
geçtiğimiz de ise dediğiniz gibi iptal vb. durumlar bizi bekleyecek.

iş müfettişi ise halt etmiş
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.