nilgan hanım çok doğru ve güzel tespitlerde bulunmuşsunuz teşekkür ederim
bende eğitimlerde yasal konulardan bahsettikten sonra; türkiyede yılda 1500 ölüm yaşandığını, bir mesai süresince 5 arkadaşımızı kaybettiğimizi bunlardan birinin bizim veya çevremizden birinin olabileceğini söylüyorum.
vaktimizin çoğunun işte geçtiğini ve birçok tehlike ile karşılaştığımızı söylüyorum.
iş kazaları kader değildir, önlenebilir, kaza geliyorum DER diyorum. bunu söyledikten sonra bir parantez açmam gerek;
1) tuzla da yaşanan kazalara-ölümlere "yabancı ajanların suikasti" denildiğini biliyorsunuzdur. ve 2) madencilerin ölmesinin normal ve madencinin kaderi olduğunun söylendiğini de biliyorsunuz. kimlerin söylediğini boşverin.
bu iki örneği anlatarak bunların yanlış olduğunu söylüyorum. önlem alınarak tuzla ölümleri önlenebilir maden faciaları olmayabilir; bunları söylüyorum ve resimlerle kanıtlamaya çalışıyorum.
sonra yaptıkları tehlikeli hareketleri gösteriyorum. bu hareketin sonucunda ölsen sakatlansan değer mi. sana kim aferin der, diyorum. tuzla da ölenler bu nedenle ölüyor bana birşey olmaz dedikleri için diyorum.
resimler çok etkili gerçekten.
benim stratejim bu noktada şöyle. internette komik resimler var ya hani; mesela adam kamyonetin üstüne merdiven dayamış yetmemiş onun üstüne de bir merdiven ve komik(!) bir şekilde duruyor. veya klima montajı yapacak arkadaşını camdan sarkıtmış montaj yapıyor. bu tarz komik bulunan resimleri göstererek başta gülüyorlar. sonra risk analizi yapıyorlar. merdiven kayabilir, kuş adama çarpıp düşürebilir, kamyonete başka araç çarpabilir, el freni çekilmemiş araba kayabilir gibi ve çok daha fazlası çok orjinal benim göremediğim riskler bile çıkıyor ortaya. ardından kendi yaptıkları komik(!) iş kazası olabilecek durumların resimlerini, yani kendi resimlerini gösteriyorum.ki bunu yapmak için çalışma ortamını sürekli gezip resim çekmek gerekiyor önceden.
kendi resimlerini görüncede onun analizini yapıyorlar. bu şekilde şunu sağlıyorum;
direk kendi hatalarını resimle göstersem :
-hocam ondan bişey olmaz biz hep yapıyoruz ya
gibi şeyler söylerler.
bu taktikle önce istek dışı risk nedir öğreniyorlar, başkalarına bakıp gülüp-eleştiriyorlar, kaza olabileceğini kabul ediyorlar
sonrada işin bomba kısmı geliyor kendi resimleri...
kendilerini analiz ediyorlar. hatalarını kendileri buluyorlar. kendilerini eleştiriyorlar yani kendilerine dışardan bir göz ile bakıytorlar.
tabi bunlar isg kültürü oluşması için yeterli değil. bunun için üst yönetim ciddi kararlar alacak-inanacak yoksa kültürün oturması çok zor.
Hele ülkede ciddi mevki-makama sahip insanlar destek vermezse çok daha zor. önce onların düşüncesini değiştirmek gerekli.
Yoksa şuan ki isg kanunları kazaları önlemek için değil; kazadan sonra sgk yı tazminattan kurtarıp işverene-isg mühendisine faturayı rücü edebilmek için var.