Arkadaşlar...
Burada fikrini belirtme zahmetine girmiş herkese teşekkürü bir borç bilirim. Bu mesleğe daha henüz başlamamış olmama rağmen tecrübe ve fikirlerinizden çok istifade ettim. Hepinizden Allah razı olsun.
Serbest piyasa ekonomisi, arz talep dengesizlikleri ,işsiz kalma korkuları, çok sayıda eğitimli genç işsizin olması ve devletimizin işverenler yaşasın yaşasınlarki diğer vatandaşlar da işverenlerin işletmelerinde çalışıp da ekmek yesin mantığı bir çok olumsuzluğu, kuralsızlığı ve büyük çaplı mutsuzluğu besliyor. Burada ben ana sorun olarak her daim korunan "İşverenleri, sermayeyi hatta yabancı sermayeyi ürkütmeyelim kaçırtmayalım" zihniyetini görüyorum. Bu zihniyet bizi belli bir noktanın altına düşürmüyor (Afrika ülkeleri gibi olmuyoruz) belli bir noktaya ulaştırmıyor (Avrupa düzeyine ulaşamıyoruz).
Sorunlara çözüm olarak gördüğünüz Oda Kurma fikri ses duyurma açısından sadece bizim mesleğimizde değil her meslek dalında ve toplumsal olaya tepki anlamında mutlaka olmalıdır. Olmalıdırki devletimizi idare eden siyasetçilere bir Baskı Grubu olarak etkin olmamız sağlansın. Atalarımızın dediği gibi "Ağlamayan çocuğa meme vermezler." Siyasetçiler oy bazlı düşündüğü için "Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" düşüncesi ister istemez her partinin içinde vardır.
Bireysel olarak baktığımızda herkes kendi yaşantısından ve çevresindeki iş olanak ve tekliflerinden dolayı "kendinin ederini kendi belirlemektedir." Çalışıp - çalışmaması, teknik öğretmen-mühendis-mimar- fizikçi-kimyager branşlarından hangisine mensup olduğu, tecrübe ve bilgi birikimi, insanlara kendini kabul ettirip ettirememesi yani konuşmasının etkinliği, kendine güveni, evli yada bekar olması hatta evli olup çocuklu olup olmaması, çevreden duyulan "işsizlik var""bu paraya bu iş yapılmaz" gibi söz ve davranışların kişiyi ne kadar etkilediği, OSGB lerin İSG taşeronu gibi davranması gibi daha birçok faktör herkesin kendine bir paha biçmesine neden olacaktır. Hiç kimsenin de fiyatı birbirini tutmayacaktır. Ama bir Oda kurulup da bir "Fiyat Listesi" oluşturulursa bunu hemen hemen herkes bir pazarlık noktası olarak gösterecek ve ücretin belli aralığın altına düşmesi böylece engellenmiş olacaktır kanısındayım. Tabiki de istisna kişiler olacak ama "istisnalar kaideyi bozmaz".
Ben bu işe yeni başlayacak birisi olarak önce bilgi birikimi olarak kendimi tam olarak doldurmayı, sonra tecrübesizliğimi atmak için mümkünse bir OSGB de çalışmayı ve burada çalışırken de bir iskelet sistem oluşturup ilerleyen zamanda ücret olarak tutucu olmayı düşünüyorum. OSGB ye girmeden önce biraz bekleme yapıp iyi teklifler olup olmayacağını da gözlemleyeceğim şöyleki devlet Haziran 2013 itibariyle ceza kesmeye başlarsa o zaman bir anda piyasamız hayal edemeyeceğimiz şekilde yükselebilir. O anda önemli şirketlere giriş fırsatları bile iyi ücretlerle oluşabilir.
Herkes kendine yakışanı yapar. İnsan önce kendi kendisini doğru değerlendirmeli ve eksiklerini tamamlamalı o zaman hiç bir şeyden korkusu olmaz. Ne işsiz kalmaktan ne de ceza yemekten. Bu iş bir karakter meselesidir. Disiplinli, net, neyin neden olması gerektiğini kanuni ve teknik dayanaklarıyla açıklayan ve bunları özümsemiş uzmanların her daim iyi noktalara geleceğini; zayıf, kendine güveni az, bilgi birikimi düşük, olaylara hakim olamayan ve sürekli birşeyler olacak cezalandırılacağım diye korkular besleyen uzmanların maalesef düşük ücretlere, saygı ve itibardan yoksun, mutsuz bir şekilde çalışmak zoruda kalacağına inanıyorum.
Son söz olarak :
- Kendinize güvenin
- Eğitiminizi, konuya hakimiyetinizi her zaman sağlam tutun. Kendinizi güncelleyin.
- Kendinize saygı duyun ve saygı duydurun.
- Sistemli çalışın.
- Çevre şartlarını iyi gözlemleyin.
- Çıkan iyi fırsatlar için hazırlıklı olun.
Bunları yaptığınız sürece ne bu işte ne de başka bir işte işsiz kalmanız, mutsuz olmanız, zorlanmanız mümkün değil.
Hepinize saygılar sunarım.