Ah bir iş güvenliği uzmanı olsam…
- Hadi gözünüz aydın. Sınavı da verdiniz mi sertifikalar elinizde.
Oldunuz iş güvenliği uzmanı. Peki şimdi ne yapacaksın?
- Şu an zaten bir fabrikada çalışıyorum. Yani bir işim vardı. Şimdi yanında iş güvenliği uzmanlığı da yapacağım.
- Allah akıl fikir versin.
- ???
Son zamanlarda sıkça karşılaştığım bu konuşmalara biraz açıklık getirmek ve eleştirmek istiyorum.
Genelde işyerlerinde çalışanlardan gelen telefon konuşmaları inanın tüyler ürpertici…
Arkadaşım çalıştığı işte çevre sorumlusu, bakım sorumlusu, üretim yöneticisi olarak çalışıyor. Üstelik bazıları kendi isteği ile ve harcamalarını da kendi karşılayarak iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılmış ve belge almak üzereler.
Bir kısmını da işverenleri eğitime göndermiş, sen zaten endüstri mühendisisin, çevre mühendisisin şu belgeyi de bir al bakalım deyip eğitime göndermişler. Şimdi yaptığı işin yanında iş güvenliği işini de yapmak üzere hazırlıklara başlamışlar. Tabi bir çok konuda yardıma ihtiyaçları var. Hiç problem değil. Ülkemizin en büyük problemlerinden biri olan iş kazalarını önleme konusunda katkı sağlamak isteyen herkese yardım ettik, bundan sonra da edeceğimize kimsenin kuşkusu olmasın…
Ama bir durun Allah aşkına siz ne yapıyorsunuz?
- Hocam çevre mühendisliğini yanında, üretim sorumluluğunun yanında bu işi de yapıcam galiba.
- Ama neden? Senin zaten şu an yaptığın bir işin yok mu?
- Evet var.
- İşin az mı geliyordu da bu işi de yükleniyorsun?
- Ya patron benim mühendis olduğumu duyunca belge almamı ve bu işi de yapmamı istedi.
- Peki ücretin ikiye katlanacak mı?
- Yok hocam. O mümkün değil. Yani ben teklif de edemem.
- Peki o zaman bu işe kendinizi neden angaje ediyorsunuz. Neden ikinci bir işi üstleniyorsunuz, neden kendinizi yasal anlamda bağlıyor boynunuza ipi geçiriyorsunuz. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız?
- ???
İşyerinde tam gün çalışan biri olarak İŞVEREN VEKİLİ konumundasın. İş güvenliğinden sorumlu isen ki öyle olacaksın. İşveren seninle sözleşme imzalamak zorunda bunun bir kopyası Bakanlığıa/Genel Müdürlüğe gönderilmek zorunda. Genel müdürlük seni iş güvenliği uzmanı olarak veri tabanına kayıt edecek ve yasal süreçten sen sorumlu olacaksın.
İşyerlerinde meydana gelebilecek iş kazalarında iş güvenliğinden sorumlu uzman ve işveren konumunda olduğundan dolayı müşteki olarak gözaltına alınacak ilk kişi SEN olacaksın.
İşverenin bu anlamda kusuru büyük oranda senin üzerine yıkılacaktır.
Günlerce uyku uyuyamayacaksın.
Çünkü sen iş güvenlğinden sorumlu iş güvenliği uzmanısın,
Sen BİRİNCİ DERECEDE SORUMLUSUN..
Sen hiç mahkemeye çıktın mı?
Hakim karşısında dudaklarının titrediği oldu mu?
Geleceğinin hiç bu kadar karamsar olduğu bir gün yaşadın mı?
Peki neden kendini bu işe angaje ediyorsun?
Benim savunduğum tezdir.
“Herkes işine bağlı olmalı.
Yaptığı işi hakkıyla yapmalı. Günlük 9 saatini kendine ait işe harcamalı ve işyerinde verimli olmalı.
Ama işine bağımlı olmamalı. B planı bulunmalı”
İş hayatının profesyonellik üzerine kurulduğu unutmamalı. Herkesin bir “B” planı olmalı. Yarın bir durum karşısında işten çıktığınızda veya size “teşekkür ederiz, buraya kadarmış” dendiğinde sudan çıkmış balık konumuna düşülmemeli.
Yani elinizde uzmanlık sertifikayı olsun. Bir B planı kapsamında elinizde bulunsun.
Kendinizi yetiştirin ve ihtiyacınız olduğunda bunu kullanmaktan çekinmeyin.
Ama şu an yaptığınız bir işin yanında dolgu malzemesi olarak size verilen iş güvenliği uzmanlığı işini KABUL ETMEYİN, kendinizi bu işe angaje ettirmeyin.
Yarın çok geç kalmadan, bu gün iyi düşünün…
Mümin Ergül