Çok eski bir konu ben de buraya bayağı açıklama yazmışım ve geçmiş tarihli bir soru var.
Yurtdışı projeler biraz farklıdır.
1- Yurtdışı projelerin ana firmaları Türkiye'de alınmış olunan ABC sınıfı sertifikaları tanımamaktadır. Yurtdışı projelerde Amerikan ve Kanada firmaları için OSH ve EM-385-1-1 sertifikasyonu; İngiliz ve diğer avrupa ülkeleri firmaları ile özellikle Petrol sektöründe Arap ülkelerinin tamamı NEBOSH diploma ve sertifikasyonu istemektedir. Örneğin, Türk İSG sistemine göre A sınıfı uzman olabilirsiniz ya da Türkiye'de İSG konusunda ders veren bir öğretim elemanı da olabilirsiniz, ancak belirttiğim sistemlerde sertifikasyonunuz yok ise, yabancı firma sizi kabul etmiyor. Çünkü, o projenin gereği olarak iş güvenliğinin sağlanması OSH, EM-385-1-1 veya NEBOSH sistemine göre yürütülüyor. Yani akreditasyonunuz yok.
2- Yurtdışı projeler konusunda Türk Hukuk Sistemine göre de norm uyumsuzluğu dediğimiz sıkıntı da var. Bunu resmi, özel her kuruluş biliyor. Ancak, halen daha eski usul yani "bir şey oluncaya kadar" mantığı ile hiç bir şey yapılmıyor. Bilindiği gibi, şirket SGK bildirimleri için iş yeri açılışı yapar ve iş yerinin nerede olduğunu belirtir. Ben yaklaşık 15 yıldır yurtdışı ihale almış ve proje yürüten hiç bir şirketin, iş yerini Astana, Tripoli, Necef, Kabil vb. olarak gösterdiğini görmedim. Dolayısı ile oraya çalışmaya giden beyaz yakalısından mavi yakalısına kadar herkes, ya çalışma vizesi alır gider ya da 90 günlük turist vizesi ile gider. Ancak, bu kişilerin işe giriş ve aylık SGK bildirimlerinde iş yerleri TÜRKİYE'de şirketin bulunduğu şehir olarak görünür.
3- Şirketler, 6331 sayılı yasa yayınlanıncaya kadar 1 nci maddede belirttiğim HSE sistemlerinden sertifikalandırılmış ve uluslararası akreditasyonu olan SAFETY çalıştırıyorlar idi. 6331'den sonra, iki yol izlenmeye başlandı.
Birincisi = Yine SAFETY personel görevlendiriliyor yani yurtdışı projedeki saha sorumlusu bu kişi oluyor. Ancak Türkiye yasal mevzuatına göre Türkiye'de ÇSB ve diğer yasal yetkililer için işyeri tehlike sınıfına göre Türkiye'de uzman bulunduruluyor. Her hangi bir sorun sıkıntı yani ölümlü ya da sürekli iş göremezlik meydana getiren iş kazası olunca, Safety yerel makamlara kadar sorumlu oluyor, Türkiye'deki uzman Türkiye yasal mercilerine karşı sorumlu oluyor. Zaman zaman Türkiye'deki uzman yurtdışı projeye gelir gider, beraber çalışırlar, koordinasyon yaparlar.
İkinci yol ise = Şirketler, Türkiye'deki yasal mevzuata uygunluk ve yurtdışında Türk çalışanların maruz kalabilecekleri bir iş kazası için mesul olması/bulunması bakımından hem birinci maddedeki sertifikasyonu olan hem de Türk İSG sistemine göre uzmanlık belgesi olan, uzman çalıştırıyorlar. Fakat şöyle bir sıkıntı var güncel olarak, yurtdışına gelen Türk uzmanlar bilgisayar üzerinden 10 saat ya da 30 saat OSH belgesi alıp geliyorlar. Ama sahada iş tamamen ingilizce, her türlü raporlaşma toplantı ingilizce, dolayısı ile zaman zaman ingilizcesi ve OSH ve NEBOSH sistem bilgileri yeterli olamıyor ve verimli olamıyorlar. Bu hakikaten projde sıkıntı yaratabiliyor.
Bu kadar anlatımdan sonra, sizin sorunuza cevap vereyim, Türk İSG uzmanı yurtdışı projede öyle saatle falan iş yapmaz

Tamamen sahada ve saha kontrolünü sağlayarak çalışır. Hani var ya meşhur "benim saha gözetimim 18.5 dakika"

Yurtdışında yok öyle

Herkes sahada. Zaten bir SAFETY olarak (ister HSE Manager, ister SSHO olun ) her zaman sahada olmanız yabancı ana firma tarafından isteniyor. Sizi görmek istiyorlar. Yani "Ben A sınıfı uzmanım, benim çalışma sürem bellidir" cümlesi işe yaramıyor.