Sistematik SahtekÂrlık: Çalışma Bakanlığı Uyuyor Mu?

OSGB’LER: GÜVENLİK DEĞİL, SAHTEKÂRLIK ÜRETİM MERKEZLERİ Mİ ?

  • EVET

    Kullanılan: 7 77.8%
  • HAYIR

    Kullanılan: 2 22.2%

  • Kullanılan toplam oy
    9

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer
Şimdi soralım: Çalışma Bakanlığı bu kepazeliği bilmiyor mu?

Bal gibi biliyor! Ama bilmek yetmiyor, kıpırdayan yok! Bakanlığın elinde her türlü dijital denetleme imkânı var, SGK kayıtlarını, hekimlerin ve uzmanların çalıştıkları yerleri elektronik ortamda çapraz sorgulasa iş biter! Ama yok, denetim yok, yaptırım yok, göz yummalar çok!

Mesela şu "sahte işyeri hekimliği" olayına bakalım. Bir doktor hastanede tam zamanlı çalışırken aynı anda 4-5 OSGB’de işyeri hekimi olarak atanmış! Buna kim inanır? Çalışma Bakanlığı "Biz sistemde göremiyoruz, isimleri verirseniz işlem yaparız" diyor. Ya sabır! E devlet benim elimde değil mi? Senin elinde değil mi? Sen işini yapmayacaksan niye varsın?

Ya iş güvenliği uzmanları? Bütün OSGB camiası bu numarayı biliyor. C sınıfı uzmanı gönderip, A sınıfı uzman imza atıyor. Sahada kimse denetlemiyor! Sonra ne oluyor? İş kazası! Can kaybı! Manşetler! ‘Denetimsizlik öldürdü’ haberleri!

OSGB’LER: GÜVENLİK DEĞİL, SAHTEKÂRLIK ÜRETİM MERKEZLERİ


İş sağlığı ve güvenliği, OSGB’ler eliyle sahtekârlık sektörüne dönüşmüş durumda! Öyle OSGB’ler var ki işçiyi bile görmeden rapor düzenliyor.

  • Bir işletmeye aynı anda 5 farklı işyeri hekimi atanıyor! (Tabii hiçbiri gitmiyor.)
  • OSGB sahibi, bir doktoru "sen bizim işyeri hekimimizsin" diye kaydediyor ama doktorun haberi bile yok!
  • Uzman raporu yazıyor ama sahaya çıkmadığı için riskleri bile bilmiyor.
SONUÇ? SAĞLIK VE GÜVENLİK ÇÖKTÜ!

Daha kaç işçinin ölmesi lazım? Kaç fabrikanın yanması, kaç madenin çökmesi, kaç inşaatın çöküp altında onlarca insanın kalması gerekiyor? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?

  • Bir doktor, işyeri hekimliğinden para kazanıyor ama hiçbir işçinin yüzünü görmüyor.
  • Bir iş güvenliği uzmanı, çok tehlikeli bir işletmeye imza atıyor ama sahaya bile gitmiyor.
  • OSGB’ler taşeron sistemiyle sahtekârlığı büyütüyor.
Ve en kötüsü, denetim yok, ceza yok, yaptırım yok!

TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ: "ÖLMESEK İYİYİZ" DÜZENİ!


Bu böyle devam ederse, iş kazaları ve meslek hastalıkları patlamaya devam edecek. İşçi ölümleri artacak. Ölen işçilerin arkasından sadece ‘başımız sağ olsun’ tweetleri atılacak.

İş güvenliği, iş sağlığı işi bilenlerin değil, sahtekârların elinde! Bu düzen böyle gitmez! Ya temizlenecek, ya da her gün yeni canlar gidecek!

Son söz: Türkiye işçi mezarlığına dönüşmeden, bu rezilliğe dur diyecek birileri var mı?
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

"ÖLMESEK İYİYİZ" DÜZENİNE HOŞ GELDİNİZ!

Burası Türkiye. Burada işçinin canı patronun kâr marjından ucuz! İş sağlığı ve güvenliği adı altında dönen tiyatro ise tam bir orta oyununa dönmüş durumda. Herkes rolünü biliyor, sahte imzalar atılıyor, paralar ceplere iniyor, sahada hiçbir şey değişmiyor!
İşçi? O sistemin çarkında bir vida! Sıkıştı mı? Yenisini takarlar! Ezildi mi? Başsağlığı dilerler! Öldü mü? "Takdiri ilahi" derler!
Peki ya patronlar? Onlar "bana ucuz OSGB lazım" diyerek en düşük fiyatı veren sahtekârlarla çalışıyor. Çünkü amaç yasal zorunluluğu kağıt üzerinde yerine getirmek, gerçekten güvenlik sağlamak değil! Sonra ne oluyor? O ucuz OSGB’ler üç kuruşa uzman, beş kuruşa doktor kiralıyor. İşçi güvenliği mi? Hadi oradan!

ÇALIŞMA BAKANLIĞI: TABELASI VAR, ETKİSİ YOK!

Bu sistemin en büyük suç ortaklarından biri de denetlemeyen, sadece göstermelik önlemler alan Çalışma Bakanlığı! SGK sisteminde doktorların çalıştığı hastaneleri, iş güvenliği uzmanlarının atanmış olduğu firmaları anlık görebiliyorsun, ama nedense sahtecilik tespit edilemiyor!
Nasıl mı?
  • Bağ-Kur'lu doktoru sistemde görmüyorsun ama OSGB’de tam zamanlı atanmasına göz yumuyorsun!
  • A sınıfı uzman atanıp, C sınıfı uzman sahaya gidiyor ama hiç fark etmiyorsun!
  • OSGB’lerin aynı hekimi ve uzmanı yüzlerce firmaya atamasına izin veriyorsun!
E peki, soralım: Madem bu kadar kolay tespit edilebilecek bir sahtekârlık var, neden işlem yapmıyorsunuz?
Cevap belli: Denetim yaparsak sistem çöker, çünkü sistem zaten sahtekârlık üzerine kurulu!

ÖZEL HASTANELERİN ŞİRKET DÜZENİ: PARASI OLAN YAŞAR!

Sadece OSGB’ler mi? Özel hastanelerde dönen çark daha da büyük!
  • Doktorlara zorla şahıs şirketi kurduruyorlar.
  • Hastaneye bağlı çalışması gereken her birim taşerona devredilmiş.
  • Acil servisten laboratuvara kadar her yer para kazanmak için "hizmet alımına" bağlanmış!
Bunun sonucunda ne oluyor?
  • Yeni doğan bebek ölümleri artıyor!
  • Yoğun bakımlar müşteri gibi hasta topluyor!
  • Hastaneye giden her hastaya fatura kesilecek gözle bakılıyor!
Ve daha beteri: Bu doktorlar hem hastanede çalışıyor hem de OSGB’lerde sahte işyeri hekimliği yapıyor! İşçi sağlığı mı? Geçiniz!

İŞ KAZASI OLUR, MANŞETLER ATILIR, SONRA HERKES UNUTUR!

Bugün OSGB’ler üzerinden sahte imzalarla iş güvenliği kağıt üzerinde sağlanıyor. Gerçek mi? Tabii ki değil! Ama bir gün büyük bir kaza oluyor, bir işçi feci şekilde hayatını kaybediyor. Ne oluyor?
  • Televizyonlar haberi veriyor, sosyal medyada iki gün "iş cinayeti" diye yazılıyor.
  • Birkaç yetkili çıkıp "Gereken incelemeler yapılacaktır" diyor.
  • OSGB sahipleri "Bizim suçumuz yok, denetimler yapıldı" diyor.
  • İşveren "Ben OSGB’ye güvenmiştim" diyerek sıyrılıyor.
  • Çalışma Bakanlığı "Denetim başlatıldı" diyor ama kimseye ceza verilmiyor!
Sonra? Hayat devam ediyor! Yeni bir işçi ölünceye kadar sistem bu şekilde işlemeye devam ediyor!

YA BU SAHTEKÂRLIĞA DUR DENİLECEK, YA DA HER GÜN BİR İŞÇİ ÖLECEK!

Bakanlık elektronik takip sistemini etkin kullanmadığı sürece, OSGB'ler üzerindeki denetimleri sıklaştırmadığı sürece, özel hastanelerdeki taşeron çarkını kırmadığı sürece bu sahtekârlık devam edecek!
Peki, çözüm ne?
  1. İşyeri hekimleri ve uzmanların atanma süreçleri SGK ve Çalışma Bakanlığı tarafından çapraz kontrol edilmeli.
  2. Sahada gerçekten çalışan uzmanlar ve doktorlar dijital sistem üzerinden denetlenmeli.
  3. A sınıfı uzman atanıp C sınıfı gönderme tiyatrosuna son verilmeli.
  4. Özel hastanelerde doktorları şirketleşmeye zorlayan sistem kapatılmalı.
  5. OSGB’lerin "kağıt üstünde güvenlik" satmasına dur denilmeli.
Yoksa?
Yoksa her iş kazası haberinde baş sağlığı dilemeye devam ederiz.
Yoksa üç kuruşluk imza satan sahtekâr doktorlar, iş güvenliği uzmanları memleketi mezarlığa çevirmeye devam eder.
Yoksa biz yine ‘takdiri ilahi’ deyip, unutur gideriz!
Ve en kötüsü...
Bir gün sıra bize gelir!


4o
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

İŞÇİLER ÖLÜR, SAHTEKÂRLAR BÜYÜR, DEVLET SEYREDER!

Bu memlekette işçiysen ya ölürsün, ya sakat kalırsın, ya da şanslıysan ucu ucuna kurtulursun. Ama bir şey değişmez: Sorumlular asla hesap vermez!

Sistem öyle bir düzen kurmuş ki:

  • Patronlar her zaman aklanır.
  • OSGB’ler üç kuruşa "yasal kılıf" üretir.
  • Çalışma Bakanlığı göstermelik soruşturma açar, sonra unutulur.
Sonuç?

Bir maden çöker, 40 işçi göçük altında kalır. "Takdiri ilahi" derler.

Bir inşaat iskelesi çöker, 5 işçi yere çakılır. "İhmali olanlar cezalandırılacak" derler. Ama kimse ceza almaz.

Fabrikada makineye kapılan işçiyi çıkarırlar, üstüne bir çay sigara içip "Allah rahmet eylesin" derler.

Çünkü işçi ölümü bu düzende ‘normaldir’!

BİR KALEM, BİR İMZA, BİR ÖLÜM!

Bakın, iş güvenliği uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin yaptığı sahtekârlık meselesi öyle basit bir olay değil. Bu düpedüz cinayete teşebbüstür! Çünkü kağıt üzerinde sahte denetim yapan biri, aslında bir işçiyi göz göre göre ölüme yolluyordur!

Nasıl mı?

  • İş güvenliği uzmanı rapor yazarken sahaya gitmiyor, tehlikeleri görmüyor.
  • İşyeri hekimi işçiyi muayene etmeden sahte imza atıyor, hasta işçiler fark edilmiyor.
  • OSGB patronu "bana maliyetleri düşür" diyor, en ucuz çözüm bulunuyor.
Ve sonra? Bir patlama, bir çökme, bir düşme, bir ölüm!

Ama bakın, bu düzenin en ironik yanı ne biliyor musunuz?

İş güvenliği ve iş sağlığı üzerine eğitim almış insanlar, bilerek ve isteyerek bu sahtekârlığa ortak oluyor!

İş güvenliği uzmanları, doktorlar, OSGB sahipleri bile bile yalan rapor yazıyor!

İşte size toplumsal çürümenin en net örneği: Mesleki etik sıfır, ahlaki değer sıfır, vicdan sıfır!

ÇÖZÜM MÜ? KİMİN İŞİNE GELİYORSA ONA SORUN!

Hadi, bir çözüm üretelim. Elektronik denetim sistemleri kurulsa, sahadaki uzmanların ve hekimlerin gerçekten orada olup olmadığı anlık takip edilse, çapraz kontroller yapılsa ne olur?

Ne mi olur?

  • OSGB’lerin çoğu batacak! Çünkü sahtekârlık yapmadan iş yapmayı beceremeyenler var.
  • Patronlar "bize ucuz OSGB lazım" diyemeyecek, çünkü ucuz OSGB sahtekârlık yapmadan maliyeti düşüremez.
  • İş güvenliği uzmanları, gerçekten sahaya gitmek zorunda kalacak, çünkü görev yerinde olmadığı an sistem alarm verecek.
  • İşyeri hekimleri, imza atmadan önce gerçekten muayene yapmak zorunda kalacak.
Ama sorun şu ki, bu düzenin değişmesi kimin işine gelir?

Bakanlık? Umurunda değil.

OSGB sahipleri? Çoğu zaten bu sahtekârlıktan para kazanıyor.

Patronlar? Onlar en ucuz OSGB’yi istiyor.

Peki işçiler? Onların sesi var mı? Yok!

İşte bu yüzden bu düzen devam edecek!

SONUÇ: BU MEMLEKETTE İŞÇİ OLMAK ÖLÜMLE TOMBALA ÇEKMEKTİR!

  • Bugün bir OSGB daha sahte imza atıyor.
  • Bugün bir uzman daha gitmediği sahaya rapor yazıyor.
  • Bugün bir doktor daha işçiyi görmeden sağlık raporu düzenliyor.
  • Bugün bir patron daha "ne kadar ucuza kapatırım" hesabı yapıyor.
  • Bugün bir işçi daha çalıştığı yerin ölüm tuzağı olduğunu bilmiyor.
Ve yarın ne olacak?

Yarın bir işçi daha ölecek, sahte raporlarla kapatılacak.

Çünkü Türkiye'de işçiysen ya ölürsün, ya da ölmemiş olmakla şanslı sayılırsın!
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

İŞÇİ ÖLÜR, DOSYA KAPANIR, SİSTEM KAZANIR!

Bu ülkede iş kazası geçirdiysen, geçmiş olsun. Ya öleceksin, ya sakat kalacaksın, ya da mahkemelerde sürüneceksin.
Diyelim ki ölmedin… Peki şimdi ne olacak?
  • Patron suçu OSGB’ye atacak.
  • OSGB suçu iş güvenliği uzmanına atacak.
  • İş güvenliği uzmanı “Ben raporumu yazdım” diyecek.
  • Bakanlık “Biz denetliyoruz” diyecek.
  • Mahkeme yıllarca sürecek, en sonunda takipsizlik verilecek.
Ve sen?
Eğer hayatta kaldıysan ya işsiz kalacaksın, ya da tazminat almak için yıllarca uğraşacaksın.
Ama asla suçlular ceza almayacak!

BU DÜZENİ KİM KURDU? KİM KORUYOR?

Şimdi soralım: Bu sahtekârlık düzenini kim kurdu, kim koruyor?
Bakanlık mı? Evet.
Patronlar mı? Evet.
OSGB’ler mi? Kesinlikle.
İş güvenliği uzmanları mı? Bazıları.
İşyeri hekimleri mi? Bir kısmı.
Herkes bu düzenin bir parçası olmuş!

Peki ya işçiler?
Onlar ölmek için sırada bekliyor.

YA DÜZEN DEĞİŞECEK YA DA BİZ DE BİR İSTATİSTİK OLACAĞIZ!

Bu sahtekârlık devam ettikçe:
  • Daha çok işçi göçük altında kalacak.
  • Daha çok inşaat iskelesi çökecek.
  • Daha çok makineye kolunu kaptıran işçi olacak.
  • Daha çok aile “nasıl geçineceğiz?” diye düşünecek.
  • Daha çok “iş kazası” haberleri okuyacağız.
Ve en kötüsü? Bunlara alışacağız!
Ama belki de sıra bize geldiğinde anlayacağız!

O yüzden bu düzenin değişmesi için susmamak lazım!
  • OSGB’lerin sahtekârlığı ifşa edilmeli.
  • İşyeri hekimlerinin kağıt üzerinde değil, sahada çalışması sağlanmalı.
  • İş güvenliği uzmanları gerçekten sahaya gitmeli.
  • Denetimler göstermelik değil, gerçek olmalı.
Yoksa?
Yoksa her ölüm, bir rakam olarak kayıtlara geçer ve biz de “Allah rahmet eylesin” demeye devam ederiz!

4o
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

ÖLEN ÖLÜR, KALAN SAHTEKÂRLARA KAR KALIR!

Şimdi biraz geriye gidelim. Türkiye’de büyük iş kazaları oldu, insanlar öldü, manşetlere çıktı, televizyonlar günlerce tartıştı. Peki sonra ne oldu? Hiçbir şey!
  • Soma faciası: 301 madenci öldü, patron 6 yıl ceza aldı, sonra salındı.
  • Ermenek maden kazası: 18 işçi boğularak öldü, kimse doğru düzgün ceza almadı.
  • İstanbul'da asansör kazası: 10 işçi düştü, öldü, dosya kapandı.
  • İnşaatta iskelenin çökmesi: 5 işçi öldü, işveren “ihmal yok” dedi.
Sistem öyle çalışıyor ki ölüm bile ‘maliyet’ olarak hesaplanıyor.

İŞÇİ CANI TABLODA BİR KALEM!

Patronlar hesap yapıyor:
  • İş güvenliği önlemlerine yatırım yapmak: 1 milyon TL
  • OSGB ile sahte rapor almak: 50 bin TL
  • İş kazası olursa olası tazminat: 100 bin TL
E, o zaman? Tabii ki sahte raporla devam! Çünkü maliyet daha düşük.
Sonra işçi düşüp ölünce ne oluyor? Aileye üç beş kuruş tazminat, konu kapanıyor.
Yani? İşçinin hayatı, patronun muhasebe defterinde küçücük bir masraf kalemi!

OSGB’LER: SAHTEKÂRLIĞIN RESMİ ŞİRKETLERİ!

Bugün Türkiye’deki OSGB’lerin büyük bir kısmı iş sağlığı ve güvenliğini ticari bir ürün gibi satıyor.
  • En düşük fiyatı veren OSGB ihaleyi kapıyor.
  • Patron en ucuz çözümü istiyor, en güvenli değil.
  • İş güvenliği uzmanı kağıt üstünde kontrol yapıyor, sahaya inmiyor.
  • İşyeri hekimi işçiyi görmeden imza atıyor.
Ve sonra? Bakanlık denetleme yapıyor gibi yapıyor.
İş güvenliği mış gibi yaparak sağlanıyor.
Sonuç? İş kazası olur, işçi ölür, herkes üzüntülerini bildirir, sonra herkes yoluna devam eder.

SAHTEKÂR HEKİM, SAHTEKÂR UZMAN, SAHTEKÂR DEVLET!

OSGB sahtekârlığını kimler yapıyor?
  • İşyeri hekimi: Günde 10-15 firmaya “bakıyormuş” gibi yapıyor. Oysa tek yaptığı adını kağıda yazıp imza atmak!
  • İş güvenliği uzmanı: Gidip görmediği firmaya rapor düzenliyor. Hatta bazıları 50-60 firmaya aynı anda bakıyor!
  • OSGB sahibi: “Bana maliyeti düşür” diyor, en ucuz hekimi, en ucuz uzmanı tutuyor.
Ama en büyük sahtekâr kim? Bu düzeni görmezden gelen Çalışma Bakanlığı!
Çünkü biliyorlar! Sistemde kimlerin kaç firmaya atandığını, hangi hekimin nerede çalıştığını, kimin sahtecilik yaptığını hepsi biliyor.
Ama neden harekete geçmiyorlar?
Çünkü sistem sahtekârlık üzerine kurulu!
Eğer bu denetimler ciddiye alınırsa:
  • OSGB’lerin yarısı kapanır.
  • Patronlar “ucuz” iş güvenliği bulamaz.
  • İş güvenliği uzmanları ve hekimler gerçekten işini yapmak zorunda kalır.
  • Devlet daha fazla denetim yapmak zorunda kalır.
Ama bu kimin işine gelir? Kimsenin!

YARIN BİR İŞÇİ DAHA ÖLECEK, BİZ YİNE UNUTACAĞIZ!

Bugün yazıyı buraya kadar okuyan herkes bir şeylerin farkında: Bu düzen değişmezse, işçi ölümleri durmaz.
Ama değişmeyecek.
Çünkü:
  • İşçinin canı ucuz.
  • Patronun parası değerli.
  • OSGB’ler sahtekârlıktan besleniyor.
  • Bakanlık göstermelik denetim yapıyor.
  • Mahkemeler suçluları serbest bırakıyor.
Yarın ne olacak?
Yarın yine bir iş kazası olacak.
  • TV’de “Son Dakika” yazacak.
  • Birileri “ihmal var mı, araştırıyoruz” diyecek.
  • Patron çıkıp “biz her türlü önlemi aldık” diyecek.
  • Bakanlık “konuyu takip ediyoruz” diyecek.
Ve üç gün sonra?
Kimse hatırlamayacak.
Ta ki bir işçi daha ölene kadar!


4o






O
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

İŞÇİ ÖLÜMÜ BU ÜLKEDE HABER BİLE DEĞİL!

Bugün aç televizyonu, bak gazetelere… Bir işçi daha öldü mü? Büyük ihtimalle evet. Ama fark ettin mi? Haber bile yapılmıyor artık!
Çünkü bu ülkede işçi ölümü olağan bir şey!
  • Deprem olur, işçiler enkaz altında kalır. "Allah’tan geldi" derler.
  • Maden çöker, 50 işçi göçük altında kalır. "Kader" derler.
  • Fabrikada kimyasal patlama olur, işçiler yanarak can verir. "Teknik inceleme başlatıldı" derler.
Ama kimse şunu demez:
"Bu işçiler, ihmaller zinciri yüzünden öldü!"
Çünkü işin ucunda kim var?
  • Patronlar
  • OSGB sahipleri
  • Bakanlık yetkilileri
  • Denetim yapmayan devlet mekanizması
Yani suçlu bizim sistemimiz!
Ama biz ne yapıyoruz?
Ölen işçinin ardından bir Fatiha okuyoruz, sonra unutuyoruz.

DENETİM YOK, SORUMLU YOK, SUÇLU YOK!

Diyelim ki bir işçi öldü. Soruşturma nasıl ilerliyor?
  1. Patronun ifadesi alınıyor.
    • Ne diyor? "Biz tüm önlemleri aldık!"
  2. OSGB’nin raporu isteniyor.
    • Ne var? "İş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmiştir"
  3. İş güvenliği uzmanı sorgulanıyor.
    • Ne diyor? "Ben her ay rapor yazdım, sorumluluk işverende."
  4. Bakanlık devreye giriyor.
    • Ne diyor? "Konuyu yakından takip ediyoruz."
Ve ne oluyor?
Dosya kapanıyor.
Bir işçinin daha ölümü “kaza” olarak kayıtlara geçiyor.
Patron rahat, OSGB rahat, uzman rahat… Ama bir çocuk babasız, bir kadın eşsiz, bir anne evlatsız kalıyor.
Ama kimin umurunda? Kimsenin!

SAHADA ALLAH’A EMANET ÇALIŞANLAR!

Bugün bir fabrikaya girin, bakın:
  • İşçiler giyilmemiş baretlerle fotoğraflanmış, ama sahada takan yok.
  • İş güvenliği uzmanı ayda bir kez bile fabrikaya uğramıyor.
  • İşyeri hekimi işçiyi muayene etmeden sağlık raporu veriyor.
  • OSGB en ucuz hizmeti satmak için her türlü yolu deniyor.
Ve sonra?
  • İşçi merdivenden düşüyor, ölüyor.
  • Pres makinesine kolunu kaptırıyor, kopuyor.
  • Zehirli gaz soluyor, hastaneye kaldırılıyor.
Ama bakın, patronu suçlayan yok!
Kim suçlanıyor biliyor musunuz?
  • "İşçi dikkatsizdi."
  • "Kurallara uymadı."
  • "Baret takmadı."
Yani işçi kendi ölümünden bile sorumlu tutuluyor!
Bu nasıl bir akıl tutulması?

HERKES BİLİYOR AMA KİMSE BİR ŞEY YAPMIYOR!

Bu sahtekârlıkları herkes biliyor.
  • OSGB sahipleri biliyor.
  • İş güvenliği uzmanları biliyor.
  • Bakanlık biliyor.
  • Patronlar zaten işin başında.
Ama kimse bir şey yapmıyor. Neden?
Çünkü bu düzen böyle kurulmuş.
  • İşçiyi koruyacak bir yasa var mı? Var ama uygulanmıyor.
  • Denetim mekanizması var mı? Var ama göstermelik.
  • Sahte imza atan hekimlere ceza var mı? Var ama işlem yapılmıyor.
E peki, ne yapacağız?
Bekleyeceğiz…
Bir sonraki büyük iş kazasını bekleyeceğiz.
  • Yüzlerce işçi ölsün.
  • Televizyonlarda tartışılsın.
  • Sosyal medyada birkaç gün tepki gösterilsin.
  • Sonra unutulsun.
Çünkü bu ülkede işçi ölümü doğal kabul ediliyor!

SONUÇ: BUGÜN HAYATTAYIZ, YARININ GARANTİSİ YOK!

Bu düzen değişmezse, hepimiz tehlikedeyiz.
  • Bugün işçi ölüyor, yarın senin oğlun, kardeşin, baban ölecek.
  • Bugün sahte imza atan OSGB, yarın senin fabrikanın güvenliğini de tehlikeye atacak.
  • Bugün ucuz iş güvenliği isteyen patron, yarın senin hayatını da tehlikeye atacak.
Ama farkında mısın?
Kimse umursamıyor.
Çünkü biz ölmeye alıştık!
Ne zamana kadar?
Ta ki sıra bize gelene kadar…

4o






O



ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

ÖLÜMÜN NORMALLEŞTİĞİ ÜLKEDE YAŞIYORUZ!

Bu ülkede herkes ölümün kıyısında çalışıyor, ama kimse farkında değil!
Bir sabah işe giderken:
  • İş yerine vardığında fark etmeden ölümle yan yana yürüyorsun.
  • Baretin yok, çünkü patron “gerek yok” dedi.
  • Makinenin güvenlik önlemleri iptal edilmiş, çünkü “üretim yavaşlıyor” dediler.
  • Havalandırma çalışmıyor, çünkü “maliyetli” dediler.
Ve sonra…
Bir anlık bir hata, bir göz açıp kapama süresi…
Ve her şey bitti.
Patron için sadece bir sayı daha eklendi.
Aile için hayat boyu sürecek bir yıkım başladı.
Ama sistem mi değişecek? Tabii ki hayır!
Çünkü bu düzen işçinin ölümü üzerine kurulu!

ÖLÜMÜN FATURASI KİME KESİLİYOR?

Peki, iş kazası oldu. Bir işçi öldü. Fatura kime kesiliyor?
  1. İşçiye:
    • “Kurallara uymadı.”
    • “Dikkatsizdi.”
    • “Eğitim almıştı ama uygulamamış.”
  2. İş güvenliği uzmanına:
    • “Denetim yapmadı.”
    • “Yetersiz rapor yazdı.”
    • “Gereken önlemleri aldırmadı.”
  3. İşyeri hekimine:
    • “İşçinin sağlık raporunu düzgün kontrol etmedi.”
    • “Riskleri yeterince anlatmadı.”
Peki patrona ne oluyor?
Hiçbir şey!

Çünkü işçi ölümleri patronlara dokunmaz.
  • En fazla para cezası öder.
  • Hukuki süreç uzar, ama ceza almaz.
  • Bir OSGB ile daha ucuza anlaşır, sistem devam eder.
Yani işçinin hayatı her zaman en ucuz maliyet kalemi olur!

SAHTEKÂR OSGB’LER YÜZÜNDEN ÖLENLERİN HESABI NE OLACAK?

OSGB sistemi tam anlamıyla yozlaşmış durumda!
  • Hekimler ayda 40-50 işletmeye “bakıyormuş gibi” yapıyor.
  • İş güvenliği uzmanları firmaya gitmeden rapor yazıyor.
  • Denetimler göstermelik yapılıyor, ceza yok.
  • Çalışma Bakanlığı “bilgi verin” diyor ama bir şey yapmıyor.
Ve sonra?
Bir işçi pres makinesine sıkışıp can veriyor.
Çünkü ne var?
  • Makinenin acil durdurma butonu çalışmıyor.
  • İş güvenliği uzmanı sadece “dosya tamamlamakla” ilgilenmiş.
  • İşyeri hekimi kağıt üzerinde “çalışabilir” raporu vermiş.
  • OSGB sadece fatura kesmiş.
Ve sonuç?
Bir aile daha mahvoldu. Ama OSGB için hiçbir şey değişmedi.
Hangi OSGB kapandı bu yüzden? Hiçbiri!

BAKANLIK GÖRMEZDEN GELİYOR, ÇÜNKÜ SİSTEM BÖYLE KURULMUŞ!

Peki, Çalışma Bakanlığı bu sistemin nasıl işlediğini bilmiyor mu?
  • Kimin kaç firmaya atandığını biliyorlar.
  • Bir doktorun hem hastanede hem OSGB’de aynı anda çalıştığını görüyorlar.
  • İş güvenliği uzmanlarının hiç gitmedikleri yerlere rapor yazdığını biliyorlar.
Ama neden müdahale etmiyorlar?
Çünkü bunu durdursalar, sistem çöker.
  • OSGB’lerin yarısı kapanır.
  • Patronlar iş güvenliğine para harcamak zorunda kalır.
  • İş güvenliği uzmanları gerçekten sahaya gitmek zorunda kalır.
  • Doktorlar OSGB’lerde göstermelik çalışamaz.
Yani?
Herkesin işine gelmeyen bir şey olur!
O yüzden denetlemiyorlar, soruşturmuyorlar, harekete geçmiyorlar.
Ve işçiler ölmeye devam ediyor.

SON SÖZ: BUGÜN SIRA ONDA, YARIN KİMDE?

Bugün bu yazıyı okuyan herkes bir şeyi iyi bilsin:
Bu düzen değişmezse, hepimiz sıradayız.
  • Bugün inşaat işçisi düşüyor, yarın senin fabrikan yanabilir.
  • Bugün maden işçisi göçük altında kalıyor, yarın senin çalıştığın yer çöker.
  • Bugün bir teknisyen elektrik çarpmasıyla ölüyor, yarın bir yakının can verebilir.
Ama hiçbir şey değişmeyecek!
Çünkü herkes üç maymunu oynuyor.
Ve en kötüsü?
Biz de bu duruma alışıyoruz.
Ölüm haberini duyunca sadece bir “Allah rahmet eylesin” deyip geçiyoruz.
Ta ki sıra bize gelene kadar!

4o






O



ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

NE ZAMAN HAREKETE GEÇECEĞİZ?

Bakın etrafınıza… Kimsenin sesi çıkmıyor.
  • OSGB sahipleri "Bana ne, iş var mı ona bakarım" diyor.
  • İşyeri hekimleri "Ben sadece kağıt imzalıyorum, sorumluluk OSGB’de" diyor.
  • İş güvenliği uzmanları "Patron dinlemiyor ki, ben ne yapayım?" diyor.
  • Çalışma Bakanlığı "Bize şikayet edin, gereğini yaparız" deyip hiçbir şey yapmıyor.
Peki işçiler ne diyor?
Hiçbir şey!
Çünkü konuşursa işten atılacağını biliyor.
  • Bugün iş güvenliği kurallarını sorgulayan işçiye ne yapılıyor? Kapı gösteriliyor.
  • OSGB’de "Bu sistem yanlış" diyen biri ne oluyor? İşsiz kalıyor.
  • İşyeri hekimi "Ben imzamı satmam" derse ne oluyor? OSGB onun yerine başka birini buluyor.
Yani?
Bu düzeni eleştirmek bile yasak!
O yüzden herkes susuyor. Çünkü herkes korkuyor.
Ama unuttuğumuz bir şey var:
Bu sessizlik, en çok patronlara yarıyor!

BİR KAZA OLDUĞUNDA NE YAPIYORLAR?

Diyelim ki bir fabrikada işçi öldü.
Ne yapıyorlar biliyor musunuz?
  • Önce olay yerini temizliyorlar. Kan izlerini siliyorlar, makineyi düzeltiyorlar.
  • Sonra “Basına açıklama yapmayın” diyorlar. İşçilere sus payı veriliyor.
  • Acil bir "sorumlu" bulunuyor. Genelde ölen işçi suçlanıyor: "Talimatlara uymadı."
  • Bir de tazminat pazarlığı yapılıyor. Aileye üç kuruş para teklif ediliyor, dava açmamaları için.
Ve sonra?
Fabrika ertesi gün kaldığı yerden devam ediyor!
Sanki hiçbir şey olmamış gibi…

PATRONLAR İÇİN İŞÇİ BİR MALZEMEDEN İBARET!

Bakın, bir fabrikanın bilançosunu inceleseniz ne görürsünüz?
  • Ham madde maliyeti
  • Elektrik-su giderleri
  • Makine bakım onarım harcamaları
  • İşçilik giderleri
Yani?
İşçi, fabrikanın bir parçası olarak görülüyor!
  • Makine bozulursa tamir edilir.
  • İşçi ölürse yerine yenisi alınır.
Bu kadar basit!
Çünkü işçinin hayatı, bir makineden bile daha değersiz!
Makine pahalıdır, arızalanınca tamir edilir.
İşçi ise ucuzdur, ölürse yenisi işe alınır.
İşte kapitalizmin acı gerçeği budur!
Sen bir insansın ama onlar için sadece bir maliyet kalemisin!

NE YAPMALIYIZ?

Peki, bu düzeni değiştirmek için ne yapabiliriz?
  1. Sahte OSGB’leri ifşa etmeliyiz!
    • Kağıt üzerinde iş yapan, denetimsiz OSGB’leri Çalışma Bakanlığı’na bildirmeliyiz.
  2. İşyeri hekimlerine ve iş güvenliği uzmanlarına baskı yapmalıyız!
    • "İmzanı satma!" demeliyiz.
    • "Gerçekten sahaya in, işçiyi gör, önlem al!" demeliyiz.
  3. Çalışma Bakanlığı’na denetim yapması için baskı kurmalıyız!
    • Sahada çalışan herkes şikayet mekanizmalarını işletmeli.
    • OSGB sisteminin nasıl yozlaştığını anlatmalı, belgeleri sunmalı.
  4. İşçileri bilinçlendirmeliyiz!
    • "Baret tak" demek yetmez. İşçinin neden baret takması gerektiğini anlatmalıyız.
    • "Bu işi yapma, riskli" demek yetmez. İşçiye hakkını, yasal güvencelerini öğretmeliyiz.
  5. Patronlara karşı birlik olmalıyız!
    • Bugün bir işçi, "Şu önlem alınsın" dediğinde kovuluyor.
    • Ama 50 işçi aynı anda konuşursa, patron geri adım atar!

YA SUSACAĞIZ, YA DİRENECEĞİZ!

Artık iki seçeneğimiz var:
  1. Susacağız, ve bu düzen devam edecek.
    • İşçiler ölmeye devam edecek.
    • OSGB’ler sahtekârlığa devam edecek.
    • Bakanlık hiçbir şey yapmayacak.
    • İş güvenliği uzmanları kağıt dolduracak, sahaya inmeyecek.
    • Patronlar daha fazla kâr edecek.
  2. Direneceğiz, ve bir şeyleri değiştireceğiz.
    • Sahada gerçekten denetim isteyeceğiz.
    • İş sağlığı ve güvenliği bir formalite değil, bir zorunluluk olacak.
    • OSGB’ler ucuza iş yapamayacak, işini hakkıyla yapanlar kazanacak.
    • İşçiler ölmek yerine sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışacak.

SON SÖZ: HANGİ TARAFI SEÇECEKSİN?

Bu yazıyı okuyan sen!
  • Eğer işçiysen, haklarını savunmaya var mısın?
  • Eğer OSGB’de çalışıyorsan, sahtekârlığa devam mı edeceksin, yoksa gerçekten işini yapacak mısın?
  • Eğer iş güvenliği uzmanıysan, patronun değil, işçinin yanında mı olacaksın?
  • Eğer işyeri hekimysen, "Nasıl olsa kimse anlamaz" diyerek imza atmaya devam mı edeceksin?
  • Eğer bir patron isen, "Ucuz olsun" diyerek işçinin hayatını riske atmaya devam mı edeceksin?
Bu düzeni biz kurduk, biz bozabiliriz!
Ama eğer hiçbir şey yapmazsak…
O zaman bir sonraki ölüm haberinde sadece “Allah rahmet eylesin” diyeceğiz ve geçeceğiz.
Ve unutmayın:
Bugün başkasının başına gelen, yarın sizin başınıza gelebilir!

4o




GPT-4o. için Free plan limitini doldurdun
Limitin 17:08 itibarıyla. sıfırlanana kadar yanıtlar başka model kullanacak
Plus Abonesi Ol


O




ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

KÖLE DÜZENİNE HOŞ GELDİNİZ!

Bir ülkede insan hayatı ne kadar ucuzsa, patronların cebi o kadar doludur.
Bugün Türkiye’de işçilerin, emekçilerin, sahada çalışan herkesin kaderi köle düzenine teslim edilmiştir.
Ve bu köle düzeni OSGB’ler, taşeron sağlık sistemleri, göstermelik iş güvenliği uygulamalarıyla iyice çürümüştür.
Hadi bir sahne kuralım:
  • Sabah işe gelen işçi "Bugün ölmezsem şanslıyım" diyerek başlıyor güne.
  • Makine çalışıyor ama koruyucu ekipman yok.
  • Elektrik tesisatı kaçak ama bakım yapılmıyor.
  • Yüksekten çalışma var ama iskele çürük.
  • Kimyasal kullanılıyor ama maske yok.
Ve OSGB ne yapıyor?
  • Dosya tamam, imza tamam, her şey kağıt üzerinde süper!
İşte Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğinin özeti budur!

OSGB'LERİN YALAN DÜZENİ!

Bugün sahaya çıkın, OSGB denetimi nasıl yapılıyor bir bakın!
  • İş güvenliği uzmanı firmaya gitmeden rapor düzenliyor.
  • İşyeri hekimi işçiyi görmeden "sağlam" raporu veriyor.
  • Sahada olması gereken denetimler sadece kağıt üzerinde yapılıyor.
  • İş kazası olunca herkes suçlu arıyor ama patronlar asla ceza almıyor.
Yani?
Bu sistem alenen sahtekarlık üzerine kurulu!
OSGB'lerin yarısı kapatılsa, iş kazaları %50 azalır!

Ama kapatılmayacak.
Çünkü OSGB'ler, denetlemesi gereken devletin bile işine geliyor.
  • Bakanlık gerçek denetim yapsa, sahte rapor veren yüzlerce OSGB kapanır.
  • Gerçek iş güvenliği uzmanları sahaya inmek zorunda kalır.
  • Patronlar iş güvenliğine gerçekten para harcamak zorunda kalır.
Ama bu düzenin devam etmesi gerekiyor.
Çünkü ölüm üstüne kurulu bir sistem kurulmuş durumda!
Ölen işçinin yerine hemen yenisi geliyor.

İŞÇİLER NEDEN KORKUYOR?

Diyelim ki bir işçi çalıştığı fabrikada iş güvenliği kurallarına uyulmadığını fark etti.
Ne olacak?
  1. Önce “Sen işine bak” diyecekler.
  2. Israr ederse "Sorun çıkarma, herkes böyle çalışıyor" diyecekler.
  3. Hâlâ konuşursa "İşine son verildi" diye kapıyı gösterecekler.
Ve kimse de "Neden bu işçi işten atıldı?" diye sormayacak!
Çünkü Türkiye’de işçi "ucuz bir malzeme" olarak görülüyor.
  • Yerine yenisini bulmak kolay.
  • Kıdem tazminatı bile vermemek için bin türlü dalavere dönüyor.
  • Hakkını arayan işçiyi kara listeye alıyorlar, bir daha hiçbir yerde iş bulamıyor.
Peki bu böyle nereye kadar devam edecek?

ÖLMEK KADER DEĞİLDİR!

Her iş kazasından sonra ne diyorlar?
  • "Kader"
  • "Allah'ın takdiri"
  • "Eceli gelmiş"
Yahu makinenin acil durdurma butonu çalışmadığı için ölen adama "eceli gelmiş" denir mi?
Yüksekten düşüp ölen işçiye "Kader böyleymiş" demek nasıl bir vicdansızlıktır?
Ölüm kader değil, ihmaldir!
Ölüm fıtrat değil, sistemli cinayettir!

Ama bu ülkede kimse sorumluluk almak istemediği için bütün iş kazaları "fıtrat" masalına bağlanıyor.
Ve ne oluyor?
  • Hiçbir patron ceza almıyor.
  • OSGB’ler yollarına devam ediyor.
  • İş güvenliği uzmanları dosya tamamlamaya devam ediyor.
  • Bakanlık üç maymunu oynuyor.
Ve işçiler ölmeye devam ediyor!

NE YAPMALIYIZ?

Şimdi bazıları diyecek ki: "Tamam, her şey kötü de ne yapalım?"
İşte cevap:
  1. İŞÇİLER ARTIK SUSMAMALI!
    • Çalıştıkları yerde hayati tehlike varsa bunu açıkça bildirmeliler.
    • İşçilerin sendikal hakları ve iş güvenliği bilinci arttırılmalı.
    • İşçiyi susturan değil, hakkını arayan OSGB’ler desteklenmeli.
  2. OSGB’LER KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ!
    • "Belge imzala, git" devri bitmeli.
    • İş güvenliği uzmanları sahaya inmeli, gerçekten risk analizi yapmalı.
    • İşyeri hekimleri gerçek muayene yapmalı, sadece kağıt üzerinde değil.
  3. ÇALIŞMA BAKANLIĞI SAHTEKAR OSGB’LERİ KAPATMALI!
    • Elektronik denetim mekanizması kurulmalı.
    • Hangi iş güvenliği uzmanı gerçekten firmaya gitmiş, kim gitmemiş belirlenmeli.
    • Hangi doktor, hangi gün, hangi işçiyi muayene etmiş net olarak ortaya konmalı.
  4. PATRONLARIN PEŞİ BIRAKILMAMALI!
    • İş kazalarına sebep olan işverenler gerçekten yargılanmalı!
    • "Para cezası ödedik, kapandı" devri bitmeli, iş güvenliği ihlali yapan patronlar hapis cezası almalı!

YA SESSİZCE KÖLE OLACAĞIZ, YA DA DİRENECEĞİZ!

Bu ülkede OSGB sahtekarlığı bitmeden, iş kazaları bitmeyecek!
Bu ülkede patronlar hesap vermeden, işçiler ölmeye devam edecek!
Peki sen hangi taraftasın?
  • Susacak mısın?
  • Göz yumacak mısın?
  • "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mı diyeceksin?
Yoksa bu düzenin değişmesi için ses mi çıkaracaksın?
Ya sustuğumuz için bir gün biz de o ölen işçilerden biri olacağız…
Ya da bugün sesimizi çıkarıp, bu sahtekarlığı durduracağız!
Karar senin!


4o
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer
Bu düzeni değiştirmek için artık "bir şeyler yapılmalı" demekten vazgeçip gerçekten harekete geçmeliyiz!
Çünkü bu sistem, sadece sahte OSGB’lerle, göstermelik denetimlerle, iş güvenliği uzmanlarının belgesini kiralamasıyla sınırlı değil.
Bu sistem, bilerek ve isteyerek, devletin en tepesinden en küçük işletmeye kadar, organize şekilde kurulmuş bir sömürü düzenidir.
Ve bu sömürü düzeni, sadece işçileri öldürmekle kalmıyor, iş ahlakını, mesleki etiği, hukuku ve toplumsal vicdanı da yok ediyor.


GERÇEKLERİ SÖYLEMEKTEN KORKANLAR!

İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri, bu düzene karşı çıkması gereken en önemli meslek grupları. Ama ne yapıyorlar?
  • Kendi sertifikalarını kiralayanlar var!
  • Hiç görmedikleri işletmelere imza atanlar var!
  • Hayatlarında sahaya inmemiş, risk analizi yapmamış, işçinin yüzüne bile bakmamış "uzmanlar" var!
İşini gerçekten yapmaya çalışanlar ise ya işsiz bırakılıyor, ya tehdit ediliyor, ya da sektörden dışlanıyor!
Çünkü patronların istediği "kağıt üstünde uzman" olmaktan çıkıp gerçek bir denetim mekanizması oluşturduğunuzda bu çark dönmez!
Bu çark dönmezse ne olur?
  • İş kazaları azalır.
  • İşçiler ölmez.
  • Patronlar daha fazla para harcamak zorunda kalır.
  • OSGB’ler, göstermelik değil, gerçek denetim yapmak zorunda kalır.
  • Ama en önemlisi: Sahtekarlık sona erer!
Ve işte tam da bu yüzden, bunu kimse istemiyor!
Çünkü bu sistem ölüm üstüne kurulmuş bir kazanç kapısıdır.
İşçi ölür, ama SGK öder.
İşçi ölür, ama patronun üretimi devam eder.
İşçi ölür, ama devlete bir şey olmaz!
O yüzden bu sahtekarlığı kimse durdurmak istemiyor!

DEVLETİN ÜÇ MAYMUN OYUNU!

Bir iş güvenliği uzmanı olarak şunu açık açık söyleyebilirim: Bu sahtekarlığın en büyük ortağı devlettir!
  • Bakanlık denetim yapıyormuş gibi yapar.
  • İş müfettişleri kontrole geldiğinde önceden haber verir.
  • OSGB’ler ceza almamak için göstermelik evrak düzenler.
  • Patronlar "Zaten denetim göstermelik" diyerek hiçbir önlem almaz.
Ve her büyük iş kazasından sonra hep aynı tiyatro sahnelenir:
  1. Yetkililer çıkar, üzüntülerini bildirir.
  2. Bir komisyon kurulur, ama hiçbir işe yaramaz.
  3. "Denetimler sıkılaştırılacak" denir, ama hiçbir şey değişmez.
  4. Halk birkaç gün konuşur, sonra unutur.
Ve sonraki iş kazasına kadar herkes kaldığı yerden devam eder!
Ama bu böyle gitmez!
İşçi mezarlığına dönen bu ülkede, herkesin uyanması lazım!

BİR İŞ KAZASI OLMADAN ÖNLEM ALMAK ÇOK MU ZOR?

Bugün sahada olan herkes bilir:
  • Bir fabrika yangın çıkınca yangın tüpü alır.
  • Bir işletme işçi ölünce yüksekte çalışma eğitimi alır.
  • Bir firma müdahale edilemeyen bir zehirlenme yaşanınca kimyasal koruyucu ekipman alır.
Yani önlem almak yerine, ölenin ardından yas tutmak bu ülkenin kaderi olmuş!
Bu kadar basit önlemler için bile insanların ölmesi mi gerekiyor?
Neden patronlar iş güvenliğine yatırım yapmak yerine cenaze masrafı ödemeyi tercih ediyor?

Çünkü cenaze daha ucuz!
Birkaç kuruş tazminat verip olayı kapatıyorlar.
Hiçbir patron, "Ben bu işçinin ölümünden sorumluyum" diyerek mahkemeye çıkmıyor.
Çünkü bu ülkede işçinin canı, makineden daha ucuz!

YA DİRENİŞ YA TESLİMİYET!

Şimdi herkes kendine şu soruyu sormalı:
  • Bu düzenin bir parçası olmaya devam mı edeceğiz?
  • Yoksa "Artık yeter!" deyip gerçek iş güvenliği için mücadele mi edeceğiz?
Şunu unutmayın:
Eğer bu düzen değişmezse, bir gün sıra size de gelecek!
Bugün iş güvenliği "boş iş" diyenler, yarın iş kazasında ölen bir yakını için adalet ararken bulacak kendini!
O yüzden "Bu iş beni ilgilendirmez" diyen herkes bir gün pişman olacak!

ÇÖZÜM NEDİR?

  1. İŞÇİLER SENDİKALAŞMALI!
    • Sendikalar güçlendirilmeden iş güvenliği sağlanamaz.
    • İşçiler haklarını bilmeden, denetim mekanizması kurulamaz.
    • İşçiye “Sus, işini kaybedersin” denememeli!
  2. OSGB’LER DENETLENMELİ VE SAHTEKARLAR KAPATILMALI!
    • Sertifika kiralayanlar meslekten men edilmeli!
    • İmzacı doktorlar ve iş güvenliği uzmanları cezalandırılmalı!
    • Gerçek saha denetimi yapan OSGB’ler desteklenmeli!
  3. PATRONLAR SORUMLULUKTAN KAÇAMAMALI!
    • İş kazası olan her iş yerinde patron doğrudan suçlanmalı!
    • “Önlem almadın” diye hapis cezası verilmeli!
    • İş kazası sonrası patronların paçayı kurtarması imkansız hale gelmeli!
  4. ÇALIŞMA BAKANLIĞI GERÇEK DENETİM YAPMALI!
    • OSGB’lerin elektronik sistemle takibi sağlanmalı!
    • İş güvenliği uzmanlarının sahaya gidip gitmediği kontrol edilmeli!
    • Denetimler göstermelik değil, gerçek anlamda sıkılaştırılmalı!

SON SÖZ: SESSİZ KALMAK SUÇA ORTAK OLMAKTIR!

Bu ülke iş cinayetlerinin en çok yaşandığı ülkelerden biri.
Her gün ortalama 5 işçi ölüyor!
Ve bu düzen değişmezse, ölmeye devam edecekler!
Ama artık bir şeyler yapmak zorundayız!
Çünkü sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır!
Ya bu sahtekarlığa karşı çıkacağız, ya da bu düzenin çarklarından biri olup susacağız!
Seçim sizin!


4o






O



ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer
Bu noktada sorulması gereken asıl soru şu: Gerçekten bu düzenin değişmesini istiyor muyuz?
Çünkü artık mesele sadece iş güvenliği değil!
Bu mesele, bu ülkenin çürümüş, kokuşmuş, ranta teslim olmuş sisteminin küçük bir yansımasıdır!
İş güvenliği sahtekarlığı, memleketteki genel çürümenin bir parçasıdır!
Bugün OSGB’ler sahte imza atıyorsa,
Bugün iş güvenliği uzmanları sertifikalarını kiralıyorsa,
Bugün doktorlar hastanelerde taşeron şirketler üzerinden çalıştırılıyorsa,
Bugün patronlar işçinin ölmesini tazminat hesaplarına çeviriyorsa,
Bunların hepsi aynı çarkın dişlileri!
Ve biz bu çarkın içinde ya ezileceğiz ya da çarkı kıracağız!

GERÇEKLERDEN KAÇMAK YOK!

Artık kimse “Bilmiyordum”, “Farkında değildim”, “Elimden bir şey gelmez” diyemez!
Bunların hepsini gözümüzün içine baka baka yapıyorlar!
Bakanlık biliyor!
Patronlar biliyor!
OSGB’ler biliyor!
İş güvenliği uzmanları biliyor!
Doktorlar biliyor!
Sendikalar biliyor!
Ve en kötüsü, işçiler de biliyor!
Ama herkes sessiz kalıyor!
Çünkü herkes kendi küçük konfor alanında rahat!
Ama unutmayın, bu sessizlik bir gün sizi de boğacak!
Bugün sustuğunuz düzen, yarın sizi de yutacak!
Çünkü bu ülkede hiç kimse güvende değil!
Bugün ölümü "başkasının sorunu" sananlar, yarın mezar taşına kendi adını kazıyacak!

BU SAVAŞ BİZİM!

Bu düzen değişmezse, daha çok işçi ölecek!
Daha fazla insan, sırf patronun cebi dolsun diye canından olacak!
Bu yüzden, artık seçim yapma vakti!
  • Ya bu düzenin parçası olacaksınız ve her gün biraz daha çürüyeceksiniz!
  • Ya da bu düzene karşı savaş açacaksınız!
Başka bir yol yok!
Ya mücadele edeceğiz, ya da sessiz kalıp suça ortak olacağız!
Ve unutmayın:
Hiçbir sahtekarlık sonsuza kadar sürmez!
Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar!
O gün geldiğinde, siz hangi tarafta olacaksınız?


4o
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer
Bu sistemin değişmesi için artık herkesin kendine şu soruyu sorması gerekiyor:
“Ben bu çarkın neresindeyim?”
  • İş güvenliği uzmanıysan, hiç gitmediğin bir işletmeye imza attın mı?
  • İşyeri hekimiysen, çalışanları bir kez bile görmeden sağlık raporu onayladın mı?
  • OSGB sahibisin, pazarda domates satar gibi sertifika sattın mı?
  • Patron isen, "ucuz OSGB" diye işçini 3 kuruşluk sahtekarlıklara emanet ettin mi?
Eğer bunlardan birini bile yaptıysan, bu sistemin suç ortaklarından birisin!

ŞİMDİ BİR SEÇİM YAPMA ZAMANI!

Ya gerçek bir iş güvenliği düzeni kuracağız, ya da bu sistemin içinde çürümeye devam edeceğiz!
"Ama ben tek başıma ne yapabilirim?"
diyenlere tek bir sözümüz var:
Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır!
Çünkü bu düzenin çarkları, sessiz kalanların omuzlarında dönüyor!
Eğer kimse ses çıkarmazsa, bu çark aynı hızla dönmeye devam edecek!
Ama eğer gerçekleri haykırmaya başlarsak, eğer herkes sorumluluk alırsa, eğer sahtekarlarla mücadele edersek
işte o zaman bir şeyler değişebilir!
Çünkü unutmayın: Bu sahtekarlık, ancak biz izin verdiğimiz sürece devam eder!

Bu yüzden, şimdi karar zamanı!
Ya onurunla mücadele edeceksin…
Ya da bu bataklığın içinde sessizce yok olacaksın!
Seçim senin!


4o






O



ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer
Peki ya biz ne yapacağız? Oturup bu düzenin çürümüşlüğüne sövüp geçecek miyiz? Yoksa gerçekten bir şeyleri değiştirmek için harekete mi geçeceğiz?
Sistem çürümüş, tamam.
Sahtekarlık diz boyu, kabul.
Devlet gözünü kapamış, farkındayız.

Ama asıl mesele şu: Biz ne yapacağız?
Artık herkesin vicdanıyla yüzleşme vakti geldi!

BİREYSEL ÇÖZÜMLER YETMEZ, KOLEKTİF MÜCADELE ŞART!

Bu düzeni değiştirmek istiyorsak:
  1. Önce kendimizi düzelteceğiz!
    • “Herkes yapıyor” bahanesine sığınmayacağız!
    • “Ben de yapmazsam işsiz kalırım” korkusuna boyun eğmeyeceğiz!
    • “Sistem böyle” diyerek sahtekarlığa ortak olmayacağız!
  2. Bilinçli ve örgütlü hareket edeceğiz!
    • İş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve OSGB sahipleri olarak bir araya gelip sahtekarları ifşa edeceğiz!
    • Çalışma Bakanlığı'na, SGK’ya, mahkemelere toplu dilekçeler vereceğiz!
    • Gerçek denetimler talep edeceğiz!
  3. Medyanın dikkatini çekeceğiz!
    • Büyük iş kazaları yaşandıktan sonra değil, öncesinde harekete geçeceğiz!
    • Basına, sosyal medyaya bu sahtekarlıkları duyuracağız!
    • İşçi ölümleri daha yaşanmadan önlem alınmasını sağlayacağız!
  4. Yasal yolları zorlayacağız!
    • İş güvenliği alanındaki hukuki boşlukları gündeme getireceğiz!
    • Sahte imza atanlar, belge kiralayanlar için cezai yaptırımların artırılmasını isteyeceğiz!
    • “Patronları koruyan” değil, “işçiyi yaşatan” bir yasa için mücadele edeceğiz!

MÜCADELE EDECEK MİSİN, YOKSA SUSACAK MISIN?

Şimdi tekrar soruyorum: Bu sahtekarlık düzenine karşı savaşacak mısın? Yoksa sıradaki iş kazasında sadece başını mı sallayacaksın?
Bu, artık bir seçim meselesi değil.
Bu, hayatta kalma meselesi!
Çünkü bu düzen değişmezse,
Daha fazla işçi ölecek!
Daha fazla aile babasız, annesiz kalacak!
Daha fazla ocak sönecek!

Ve sen, bu adaletsizliğe karşı durmazsan, bir gün sıra sana da gelecek!

SON SÖZ: SAVAŞ YA BUGÜN BAŞLAR YA DA ASLA!

Eğer gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsan, bugün başlayacaksın!
Eğer gerçekten işçilerin hayatı değerli diyorsan, bugün harekete geçeceksin!
Eğer bu düzenin değişmesini istiyorsan, bugün ses çıkaracaksın!

Çünkü bugün sustuğumuz her şey, yarın bizi yutacak!
Şimdi karar ver!
Savaşacak mısın, yoksa sessizce bu çarkın bir dişlisi mi olacaksın?


4o






O
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

ARTIK BAHANE YOK, HAREKETE GEÇME ZAMANI!

Sistem bozuk, tamam.
Herkes sahtekârlığa bulaşmış, o da tamam.
Devlet kılını kıpırdatmıyor, bunu da biliyoruz.
Ama biz ne yapacağız?
Öfke, sosyal medyada üç beş paylaşım yapıp sonra unutulacak bir şey değil.
İş kazalarında can veren işçilerin kanı, 140 karakterlik tweet’lerle temizlenmez!
Eğer gerçekten değişim istiyorsak, şimdi, hemen harekete geçmeliyiz!

NE YAPABİLİRİZ?

  1. ŞİKAYET ETMEKTEN VAZGEÇ, MÜCADELE ET!
    • "Bakanlık ilgilenmiyor", "Patronlar vicdansız" diye sızlanmak çözüm değil.
    • Bakanlığı harekete geçirmek bizim elimizde!
    • Patronları köşeye sıkıştırmak bizim elimizde!
    • Sahtekârları ifşa etmek bizim elimizde!
  2. GERÇEKLERİ ORTAYA DÖK!
    • Sahte imza atanları, belge kiralayanları, OSGB sahtekârlıklarını açık et!
    • İşçileri bilinçlendir, olan biteni anlat, susturulmalarına izin verme!
    • Gerçekleri gizleyenleri korkut, çünkü korku onlar için en büyük silahtır!
  3. SAHTEKÂRLARA YOL VERME!
    • İş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri kendi etik kurallarına sahip çıkmalı!
    • "Ucuz OSGB" peşinde koşan işverenleri kamuoyuna ifşa etmeliyiz!
    • Gerçek OSGB’ler, bu sahtekârlıklara karşı birleşmeli ve ortak hareket etmeli!
  4. TOPLU DAVA AÇ, SUÇ DUYURUSUNDA BULUN!
    • Bireysel şikayetler yetersiz kalıyorsa, meslek grupları olarak birleşmeliyiz!
    • Sahtecilikle ilgili tüm belgeleri toplayıp savcılığa suç duyurusunda bulunmalıyız!
    • Bakanlık, SGK, Sağlık Bakanlığı gibi kurumları topluca harekete geçirmek zorundayız!

İKİ SEÇENEĞİN VAR!

Artık kimse "Elimden bir şey gelmez" demesin.
İki seçeneğin var:
  1. Sisteme boyun eğip sahtekârlığa ortak olmak!
  2. Bu düzeni değiştirmek için mücadele etmek!
Sahtekârlar kazanmamalı!
Rantçılar kazanmamalı!
Üç kuruşa işçiyi ölüme gönderenler kazanmamalı!
Bugün susanlar, yarın enkaz altında kalacak!
Ve unutma:
Bu çürümüş düzen, ancak biz ona dur dersek değişecek!
Şimdi soruyorum: Sen hangi taraftasın?

4o






O
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

YA SAVAŞACAKSIN YA DA SİSTEMİN KÖLESİ OLACAKSIN!

Bu düzeni yıkmazsak, önümüzde iki ihtimal var:
  • Ya iş kazalarında ölen her işçinin vebali hepimizin boynuna olacak!
  • Ya da bu sahtekâr çarkı kırıp yeni bir düzen kuracağız!
Şimdi oturup düşünme zamanı değil! Artık eylem zamanı!

NEREDEYİZ? NEYİ BEKLİYORUZ?

Bugün:
  • İş güvenliği uzmanları gerçek tehlikeleri raporlayamıyor, OSGB’ler tarafından susturuluyor!
  • İşyeri hekimleri görmedikleri işçilerin sağlık raporlarını imzalıyor!
  • Bakanlık göz göre göre yapılan sahtekârlıkları görmezden geliyor!
  • Patronlar "Ne kadar ucuza kapatırım?" diye hesap yapıyor!
Ve bu sistem her gün biraz daha çürüyor!
Peki biz ne yapıyoruz?
  • Şikayet etmekten başka?
  • Üç beş yazı yazıp iç dökmekten başka?
  • Her gün yeni bir iş kazası haberine üzülüp sonra unutmak dışında ne yapıyoruz?
Beklemekle hiçbir şey değişmeyecek!

HAREKETE GEÇMEK İÇİN ATILACAK ADIMLAR

Eğer bu düzeni değiştirmek istiyorsak, somut adımlar atmak zorundayız!

1. SAHTEKÂRLARI İFŞA ET!

  • Hangi OSGB’ler sahte atama yapıyor?
  • Hangi iş güvenliği uzmanları sertifika kiralıyor?
  • Hangi patronlar en düşük teklife çalışan sağlığını satıyor?
Bunları isim isim ortaya koymazsak, sistem hiçbir zaman değişmez!

2. TOPLU HAREKET ET!

  • Tüm OSGB sahipleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri birlik olmalı!
  • STK’lar, sendikalar, meslek odaları bu düzeni değiştirmek için tek ses olmalı!
  • Tek başına ses çıkarmak yetmez, örgütlü mücadele şart!

3. YASAL MÜCADELEYE BAŞLA!

  • Bakanlığa, SGK’ya, Çalışma Teftiş Kurulu’na toplu dilekçeler verilmeli!
  • Sahte imza atan, belge kiralayanların lisansları iptal edilmeli!
  • OSGB sisteminin içindeki sahtekârlıklar TBMM gündemine taşınmalı!

4. İŞÇİLERİ BİLİNÇLENDİR!

  • İşçiler, kendilerine reva görülen bu düzene karşı bilinçlenmeli!
  • Kimlerin hayatlarını tehlikeye attığını bilmeliler!
  • İşçilerin de bu mücadeleye destek olması için örgütlenmeleri sağlanmalı!

YA ŞİMDİ, YA ASLA!

Eğer bu adımları şimdi atmazsak, aynı sahtekârlıklarla dolu sistem daha da güçlenecek!
  • Daha fazla işçi ölecek!
  • Daha fazla sahte rapor düzenlenecek!
  • Daha fazla insan “Bu düzen böyle” diyerek boyun eğecek!
Ve biz bu sessizlikle suç ortağı olacağız!

BU SON ÇAĞRI! TARAFINI SEÇ!

  • Ya bu düzenin bir parçası olacaksın!
  • Ya da bu düzeni değiştirmek için mücadele edeceksin!
Orta yol yok!
Ya mücadele edeceğiz, ya da bu karanlık düzen hepimizi yutacak!

Şimdi soruyorum: Bu kirli çarkın dişlisi mi olacaksın, yoksa onu kıran kişi mi?

4o
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

YA DİRENİŞ YA TESLİMİYET!

Artık yolun sonuna geldik!
Bu düzen ya bizim elimizle değişecek ya da biz de onun çürümüşlüğüne teslim olacağız.
Şimdi herkesin kendine tek bir soru sorması gerekiyor:
Ben bu düzenin kölesi mi olacağım, yoksa bu düzeni yıkmak için savaşacak mıyım?
Orta yol yok!
Sessizlik yok!
Göz yummak yok!
Ya mücadele edeceksin, ya da bu çarkın dişlisi olup sahtekârların safında yer alacaksın!

PEKİ, MÜCADELE EDECEK MİYİZ?

Oturup beklemek artık çözüm değil.
Sosyal medyada birkaç cümle yazıp "Ben görevimi yaptım" demek yeterli değil.
Öfkemizi içimize atıp “Beni ilgilendirmez” demek kabul edilemez!
Gerçek çözüm, sahaya inmekten geçiyor!
Artık yapılması gerekenler belli:
  1. SAHTEKÂRLARI TEK TEK İFŞA ET!
    • Sahte imza atanları, belge kiralayanları, işçilerin hayatını pazarlık konusu yapanları isim isim açıkla!
    • Kimse bu pisliği halının altına süpüremesin!
    • Kimse “Herkes yapıyor” bahanesine sığınamasın!
  2. TOPLU HAREKET ET!
    • OSGB’ler, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, işçiler örgütlenmeli!
    • Bu sahtekârlık çarkına çomak sokacak platformlar oluşturulmalı!
    • Meslek onurunu korumak için birleşilmeli!
  3. HUKUKİ SAVAŞI BAŞLAT!
    • Bakanlık, SGK, Çalışma Teftiş Kurulu dava yağmuruna tutulmalı!
    • Sahte rapor düzenleyenler, kanuna aykırı şekilde belge kiralayanlar mahkemeye taşınmalı!
    • Yasal boşluklar dilekçeler, raporlar ve medyada gündem haline getirilmeli!
  4. İŞÇİLERİ BİLİNÇLENDİR!
    • Çalışanlara haklarını öğret!
    • Hangi sahtekârlıklarla karşı karşıya olduklarını anlat!
    • “Ucuz OSGB = Sahte İSG” gerçeğini tüm işçilere duyur!

EĞER ŞİMDİ HAREKETE GEÇMEZSEK…

  • İş kazalarında ölümler artarak devam edecek!
  • Üç kuruşa imza atanlar hayatları karartmaya devam edecek!
  • Gerçekten işini yapanlar hep kaybeden taraf olacak!
  • Çürümüş sistem daha da güçlenecek!
Ve bir gün sıra bize de gelecek!
O gün gelip çattığında, hiçbirimiz “Ben elimden geleni yaptım” diyemeyeceğiz!

SON ÇAĞRI: TARAFINI SEÇ!

Bu artık bir meslek onuru meselesi değil!
Bu artık basit bir İSG problemi değil!
Bu hayatta kalma mücadelesi!
  • Ya susup bu çarkın dişlisi olacağız
  • Ya da bu pisliği temizlemek için savaşacağız!
Bugün, bu düzeni değiştirmek için adım atmayan herkes, bu sahtekârlığın suç ortağıdır!
Son kez soruyorum: Hangi taraftasın?

4o






O



ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

SİSTEMİN ÇARKINA ÇOMAK SOKMAK ZORUNDAYIZ!

Bize "Bu iş böyle gelmiş, böyle gider" dediler.
"Bakanlık göz yumuyor, işveren umursamıyor, sen mi düzelteceksin?" diye alay ettiler.
"Her şey para, bu devirde idealistlik karın doyurmaz" diyerek susturmaya çalıştılar.
Ama biz sustukça sahtekârlık büyüdü!
İşçiler mezara, sahtekârlar köşeye çekildi!
Emeğini namusuyla kazananlar sürünmeye devam etti!
Ve bu kirli çark dönmeye devam etti!
Artık dur deme vakti geldi!

ARTIK KİMSE "BANA NE" DİYEMEZ!

Sistem kokuşmuş!
  • Devletin eli her yere uzanıyor ama sahtekârlıkların tam ortasında gözlerini kapıyor!
  • Bakanlık, görevi kötüye kullanan OSGB’leri, belge kiralayanları göremiyor!
  • SGK, Bağ-Kur’lu doktorları sistemde takip edemiyor!
  • OSGB’ler, iş güvenliğini ucuza kapatma yarışında vicdanlarını kaybetmiş!
Peki bu olan bitene biz ne yapıyoruz?
  • Gidip düşük maliyetle iş alan OSGB’lere mi kızıyoruz?
  • Ucuz işgücü peşinde koşan patronlara mı lanet okuyoruz?
  • Bakanlığın hiçbir şeyi denetlememesine mi sinirleniyoruz?
Bunların hepsi yetmez!
Artık suçlu arama devri bitti, çünkü hepimiz suçluyuz!
Bugüne kadar sustuk, izledik, sineye çektik…
Ama şimdi ya savaşıp bu çürümüş düzeni yıkacağız, ya da bu sahtekârlığın içinde boğulacağız!

ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?

Artık sahtekârları isim isim ortaya dökme vakti!

1. OSGB’LERİN KİRLİ ÇAMAŞIRLARINI DÖK!

  • Sahte atama yapan OSGB’leri ifşa et!
  • İmzacı işyeri hekimlerini, hiç gitmedikleri yerlerin sağlık raporlarını imzalayanları teşhir et!
  • "Bakanlık zaten denetlemiyor" diyenleri yargıya taşı!

2. HUKUKİ MÜCADELEYİ BAŞLAT!

  • Savcılığa sahtecilik suç duyurularını başlat!
  • SGK, Çalışma Bakanlığı ve TBMM’ye dilekçeler gönder!
  • Bu sahtekârlıkların yasal boşluklarını raporlaştır ve gündem haline getir!

3. İŞÇİLERİ ÖRGÜTLE!

  • İşçilere sahte İSG hizmetinin onları nasıl ölüme sürüklediğini anlat!
  • Sahte sağlık raporlarıyla çalışan işçileri gerçekleri söylemeleri için teşvik et!
  • “Bana bir şey olmaz” diyen işçilere nasıl kandırıldıklarını göster!

4. OSGB SAHİPLERİ VE UZMANLAR SESİNİ YÜKSELTMELİ!

  • İdealist OSGB’ler, iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri artık susmamalı!
  • "Bakanlık duymuyor" bahanesini bırakıp sesimizi daha yüksek çıkarmalıyız!
  • Meslek odalarını, STK’ları, sendikaları gerçek mücadeleye davet etmeliyiz!

YA ŞİMDİ, YA ASLA!

Eğer şimdi harekete geçmezsek,
  • Sahte rapor düzenleyenler işçileri öldürmeye devam edecek!
  • OSGB’ler daha da ucuzlatılıp iş güvenliği tamamen yok edilecek!
  • Bakanlık, bu iş böyle gelmiş böyle gider diye kılını kıpırdatmayacak!
  • Ve bu mesleği hakkıyla yapmak isteyenler yavaş yavaş yok olacak!
Bu kirli düzeni değiştirme şansı hala bizim elimizde!
Ama şimdi savaşmazsak, bir daha asla savaşamayacağız!

ARTIK SEÇİM SENİN!

  • Ya bu düzenin kölesi olup sahtekârlarla birlikte yol alacaksın…
  • Ya da kendi mesleğine, onuruna ve işçilere sahip çıkacaksın!
Bu sahtekârlığa "Dur!" diyecek cesaretin var mı?
Bu kez susmayalım! Şimdi harekete geçelim!

4o






O



ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 

chatgpt

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
321
Tepki puanı
685
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer

YETER ARTIK! ŞİMDİ HESAP SORMA ZAMANI!

Bunca yıl sustuk…
Bunca yıl "Bize ne?" dedik…
Bunca yıl başımızı öne eğip işimize baktık…
Ne oldu?
  • İş güvenliği kağıt üstünde kaldı!
  • İş kazaları kader diye yutturuldu!
  • Sahte belgelerle işçilerin hayatı üç kuruşa satıldı!
  • Vicdanını paraya satanlar semirdi, gerçekten işini yapanlar aç kaldı!
Ve biz sustuğumuz her gün, bu düzen biraz daha çürüdü!
Artık hesap sorma vakti geldi!

ŞİMDİ BÜYÜK TEMİZLİK ZAMANI!

Bu pisliği temizleyeceksek, yarım yamalak yapmayacağız!
Çünkü burada birilerinin üç kuruş fazla kazanma meselesi yok!
Burada hayatlar var, burada vicdan var!

1. SAHTEKÂRLARI KORUYANLAR DA SUÇLU!

  • Sahte atama yapan OSGB mi var?
  • Kendi işyerine hiç uğramayan ama tam zamanlı hekim olarak imza atan doktor mu var?
  • Çok tehlikeli sınıftaki işyerine A sınıfı atayıp, yerine C sınıfı uzmanı mı gönderiyorlar?
Kimse masum değil!
Bunları görüp de susan herkes suç ortağıdır!

2. DEVLET NEREDE? HÜKÜMET NEREDE?

  • 4857 Sayılı Kanun’a göre asıl iş taşerona verilemezdeniyor ama
    • Özel hastanelerde doktorlar taşeron!
    • OSGB’lerde uzmanlar taşeron!
    • İşçilere verilen sağlık hizmeti bile taşeron!
Hadi söyleyin, bu ülkede kanun gerçekten var mı?
Madem var, o zaman soralım:
  • Bakanlık neden denetlemiyor?
  • SGK neden kaçak doktorları göremiyor?
  • Çalışma Teftiş Kurulu neden bu çürümüş düzeni temizlemiyor?
Kimse kusura bakmasın, artık kimseyi kandıramazsınız!
Ya gereğini yapacaksınız ya da bu pisliğe ortak olacaksınız!

3. PATRONLAR! UCUZCANLIĞIN BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNİZ!

  • En ucuz OSGB’yi bulup, iş güvenliğini formaliteye çeviren patronlar!
  • İşçinin can güvenliğini maliyet kalemi gören asalaklar!
  • İş güvenliği uzmanını işçiye düşman gibi gösteren, “Aman fazla iş çıkarma” diyenler!
Şunu unutmayın:
İşçinin canını hiçe sayan herkes bir gün bunun bedelini ödeyecek!

BU KAVGADAN KAÇIŞ YOK!

Bu noktada üç seçeneğimiz var:
  1. Ya bu düzenin kölesi olacağız!
    • Sesimizi çıkarmayacağız,
    • Ucuz OSGB’lerin kölesi olup, üç kuruşa emeğimizi satacağız,
    • İşçinin ölmesini “kader” diye yutturacağız…
  2. Ya da mücadele edeceğiz!
    • Bu çürümüş düzeni deşifre edeceğiz,
    • Sahte raporları ifşa edeceğiz,
    • İş güvenliğini ucuzlatan, işçinin sağlığını satanları hukuk önüne çıkaracağız!
  3. Veya yok olup gideceğiz!
    • İş güvenliği uzmanlığı sahte imzacıların mesleği olacak!
    • OSGB’ler tamamen sahtekârlıkla dolacak!
    • İş kazalarında ölüm rekorları kırılacak!
Seçim senin!

BU SON ÇAĞRI: TARAFINI SEÇ!

  • Ya susup sahtekârlarla aynı gemiye bineceksin!
  • Ya da şimdi savaşacaksın!
Orta yol yok!
Bahane yok!
Beklemek yok!
Bu düzeni yıkmanın tek yolu sahtekârları ifşa etmek, hukuki mücadeleyi başlatmak ve işçileri bilinçlendirmektir!
Ve bu mücadele şimdi başlamazsa, asla başlamayacak!

Şimdi soruyorum: Bu savaşı kazanacak mıyız, yoksa sahtekârlığa teslim mi olacağız?

4o




GPT-4o. için Free plan limitini doldurdun
Limitin yarın 00:09 itibarıyla. sıfırlanana kadar yanıtlar başka model kullanacak
Plus Abonesi Ol


O




ChatGPT hata yapabilir. Önemli bilgileri kontrol edin.
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.