Öğle Yemeğine Giderken Düşmek İş Kazasımıdır?

Prerogative

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Ara 2023
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Medeni hal
Evli
Meslek
Diğer
Arkadaşlar olay tam olarak şöyle;

Eşim sanayide bir iş yerinde salı günü görüşmeye gidiyor ve yarın gel Çarşamba Perşembe Cuma günü deneme yapalım. Olursa eğer pazartesi günü iş başı yaparsın diyorlar.
Çarşamba, Perşembe, Cuma eşim işe gidiyor ve pazartesi günü iş başı yapabilirsin diyorlar..

Eşimde pazartesi günü işe gidiyor ve öğle molasında iş yerinde yemek vermedikleri için iş yerinin karşısındaki yere yürüyerek çorba içmeye doğru gidiyor. Fakat ne yazıkki eşim ayağını bir çukura yanlışlıkla takıp yüz üstü düşüyor ve burnu kırılıyor… Alnı ceviz büyüklüğünde şişiyor..

Biz apar topar hastahaneye gidiyoruz, eşime beyin tomografisi çektiriyoruz, burnunda kırık olduğu için ameliyata giriyor..

İş veren ise aynı gün içersinde eşimi apar topar arayıp İban numarası ve TC istiyor, o 4 günlük parasını ödeyip eşimi işten çıkarıp olaydan kendilerince sıyrılmaya çalışıyorlar..

Eşimin sigortasını yapmamışlar ve bundan dolayı hastahane masraflarımız oldu, iş veren işçisiyle ilgilenmedi, arayıp sormadı, sadece apar topar eşimin TC kimlik numarasını ve ibanını isteyip işten kovdular. 1 haftadır evde yatıyor. İş görememezlik durumu oldu.. Hastahane masraflarımız oldu..


iş verenle konuştuk bizi ilgilendirmez, iş yerinde olmadı, bizim kusurumuz yok, nereye gidersen git birşey çıkmaz diyor..

-Bu durumda ne yapmalıyım?
-Bu bir iş kazasımıdır?
-Eşimin çalıştığı ilk günden itibaren sigorta yapmaları gerekmiyormu?
-Eşimin sigortasını yapmadıkları için hastahane masraflarımız oldu, sigortası olsaydı eğer cebimizden para çıkmayacaktı ve eşimin raporlu günlerinde sigortadan iş görememezlik parası alabilirdik. Bu iş verenin hatası eksikliği kusuru değilmidir?
-Yoksa iş verenin dediği gibi iş yeri dışında öğle paydosunda yemeğe giderken düşmesi iş kazası değilmidir?
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Arkadaşlar olay tam olarak şöyle;

Eşim sanayide bir iş yerinde salı günü görüşmeye gidiyor ve yarın gel Çarşamba Perşembe Cuma günü deneme yapalım. Olursa eğer pazartesi günü iş başı yaparsın diyorlar.
Çarşamba, Perşembe, Cuma eşim işe gidiyor ve pazartesi günü iş başı yapabilirsin diyorlar..

Eşimde pazartesi günü işe gidiyor ve öğle molasında iş yerinde yemek vermedikleri için iş yerinin karşısındaki yere yürüyerek çorba içmeye doğru gidiyor. Fakat ne yazıkki eşim ayağını bir çukura yanlışlıkla takıp yüz üstü düşüyor ve burnu kırılıyor… Alnı ceviz büyüklüğünde şişiyor..

Biz apar topar hastahaneye gidiyoruz, eşime beyin tomografisi çektiriyoruz, burnunda kırık olduğu için ameliyata giriyor..

İş veren ise aynı gün içersinde eşimi apar topar arayıp İban numarası ve TC istiyor, o 4 günlük parasını ödeyip eşimi işten çıkarıp olaydan kendilerince sıyrılmaya çalışıyorlar..

Eşimin sigortasını yapmamışlar ve bundan dolayı hastahane masraflarımız oldu, iş veren işçisiyle ilgilenmedi, arayıp sormadı, sadece apar topar eşimin TC kimlik numarasını ve ibanını isteyip işten kovdular. 1 haftadır evde yatıyor. İş görememezlik durumu oldu.. Hastahane masraflarımız oldu..


iş verenle konuştuk bizi ilgilendirmez, iş yerinde olmadı, bizim kusurumuz yok, nereye gidersen git birşey çıkmaz diyor..

-Bu durumda ne yapmalıyım?
-Bu bir iş kazasımıdır?
-Eşimin çalıştığı ilk günden itibaren sigorta yapmaları gerekmiyormu?
-Eşimin sigortasını yapmadıkları için hastahane masraflarımız oldu, sigortası olsaydı eğer cebimizden para çıkmayacaktı ve eşimin raporlu günlerinde sigortadan iş görememezlik parası alabilirdik. Bu iş verenin hatası eksikliği kusuru değilmidir?
-Yoksa iş verenin dediği gibi iş yeri dışında öğle paydosunda yemeğe giderken düşmesi iş kazası değilmidir?
Merhaba,

Öncelikle geçmiş olsun. Normal koşullarda pazartesi iş başlangıçları hariç diğer zamanlarda en az 1 gün evvelinden sigorta başlangıcı yapılması zorunlu bir uygulamadır. Pazartesi için ise ayı gün sigorta başlangıcı yapılabiliyor. Bunun sebebi de sizin eşinizin başına geldiği şekli ile bir sorun yaşanmasın Sigortasız olarak kişi sahaya girmesin diyedir.

İş kazası sıfatı alması için olayın, kişinin 1 günlük sigortasının bile olması yeterlidir. Bu sebeptendir ki olay net bir şekilde İş Kazasıdır. Eşinizin sigortası yapılmıştır diye düşünüyorum. Sigortası yapılmamış ise öncelikle, SGK' ya ihbarda bulunun. Güvenlik kamera kayıtları, PDKS kart var ise onların dökümlerini, civarda başka işletmeler var ise onlardan kamera kayıtların taleplerini zaman geçirmeden isteyin. Bunlar içinde öncelikle en yakın polis karakoluna giderek acil talebi ile istekte bulunarak işverenden şikayetçi olun.

Öğlen paydosu, dinlenmek ve yemek yemek içindir. Bunun için işyerinde uygun koşullar yok ise İşverenin yönlendirmiş olduğu mekanlara güzergah oluşturulması kaydı ile bir olay yaşanırsa buda iş kazasıdır. Zira bu olay iş için olmasa da dinlenmek için oluşturulmuş bir görevlendirmedir. Yani bu olay iş kazası mıdır. Cevap evet bir iş kazasıdır.

Olay ir iş kazası olduğuna göre, İşverenden zararlarınızın tazminini talep ediniz. Karşılamaz ise yargı yolu açıktır.

Saygılar..
 

HASAN YAVAŞ

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
21 Eki 2013
Mesajlar
34
Tepki puanı
39
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Arkadaşlar olay tam olarak şöyle;

Eşim sanayide bir iş yerinde salı günü görüşmeye gidiyor ve yarın gel Çarşamba Perşembe Cuma günü deneme yapalım. Olursa eğer pazartesi günü iş başı yaparsın diyorlar.
Çarşamba, Perşembe, Cuma eşim işe gidiyor ve pazartesi günü iş başı yapabilirsin diyorlar..

Eşimde pazartesi günü işe gidiyor ve öğle molasında iş yerinde yemek vermedikleri için iş yerinin karşısındaki yere yürüyerek çorba içmeye doğru gidiyor. Fakat ne yazıkki eşim ayağını bir çukura yanlışlıkla takıp yüz üstü düşüyor ve burnu kırılıyor… Alnı ceviz büyüklüğünde şişiyor..

Biz apar topar hastahaneye gidiyoruz, eşime beyin tomografisi çektiriyoruz, burnunda kırık olduğu için ameliyata giriyor..

İş veren ise aynı gün içersinde eşimi apar topar arayıp İban numarası ve TC istiyor, o 4 günlük parasını ödeyip eşimi işten çıkarıp olaydan kendilerince sıyrılmaya çalışıyorlar..

Eşimin sigortasını yapmamışlar ve bundan dolayı hastahane masraflarımız oldu, iş veren işçisiyle ilgilenmedi, arayıp sormadı, sadece apar topar eşimin TC kimlik numarasını ve ibanını isteyip işten kovdular. 1 haftadır evde yatıyor. İş görememezlik durumu oldu.. Hastahane masraflarımız oldu..


iş verenle konuştuk bizi ilgilendirmez, iş yerinde olmadı, bizim kusurumuz yok, nereye gidersen git birşey çıkmaz diyor..

-Bu durumda ne yapmalıyım?
-Bu bir iş kazasımıdır?
-Eşimin çalıştığı ilk günden itibaren sigorta yapmaları gerekmiyormu?
-Eşimin sigortasını yapmadıkları için hastahane masraflarımız oldu, sigortası olsaydı eğer cebimizden para çıkmayacaktı ve eşimin raporlu günlerinde sigortadan iş görememezlik parası alabilirdik. Bu iş verenin hatası eksikliği kusuru değilmidir?
-Yoksa iş verenin dediği gibi iş yeri dışında öğle paydosunda yemeğe giderken düşmesi iş kazası değilmidir?
Merhaba öncelikle geçmiş olsun.

Eşinizin geçirdiği kaza iş kazasıdır. Sigortasız iş kazası geçiren eşiniz, elindeki delillerle ( işverenin ödediği masraf ve diğer ödemeler gösterilebilir.) birlikte öncelikli olarak bağlı bulunduğu Çalışma Bölge Müdürlüğüne giderek iş kazası hakkında idari inceleme talebinde bulunması gereklidir. Bu teftişin sonucunu beklemeden eşiniz , iş kazasının olduğu İş Mahkemesinde işveren ve SGK’yı husumet gösterip İŞ KAZASI TESPİT DAVASI AÇMALIDIR. Daha sonra sigortasız çalıştırmadan dolayı SGK ya şikayet etmelisiniz.1 gün, 1 saat dahi olsa sigorta girişi yapılmalıdır. Hakkınızı bu yamyam işverenlere yedirmeyin..
 

osman.koyuncu

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Nis 2013
Mesajlar
214
Tepki puanı
225
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Arkadaşlar olay tam olarak şöyle;

Eşim sanayide bir iş yerinde salı günü görüşmeye gidiyor ve yarın gel Çarşamba Perşembe Cuma günü deneme yapalım. Olursa eğer pazartesi günü iş başı yaparsın diyorlar.
Çarşamba, Perşembe, Cuma eşim işe gidiyor ve pazartesi günü iş başı yapabilirsin diyorlar..

Eşimde pazartesi günü işe gidiyor ve öğle molasında iş yerinde yemek vermedikleri için iş yerinin karşısındaki yere yürüyerek çorba içmeye doğru gidiyor. Fakat ne yazıkki eşim ayağını bir çukura yanlışlıkla takıp yüz üstü düşüyor ve burnu kırılıyor… Alnı ceviz büyüklüğünde şişiyor..

Biz apar topar hastahaneye gidiyoruz, eşime beyin tomografisi çektiriyoruz, burnunda kırık olduğu için ameliyata giriyor..

İş veren ise aynı gün içersinde eşimi apar topar arayıp İban numarası ve TC istiyor, o 4 günlük parasını ödeyip eşimi işten çıkarıp olaydan kendilerince sıyrılmaya çalışıyorlar..

Eşimin sigortasını yapmamışlar ve bundan dolayı hastahane masraflarımız oldu, iş veren işçisiyle ilgilenmedi, arayıp sormadı, sadece apar topar eşimin TC kimlik numarasını ve ibanını isteyip işten kovdular. 1 haftadır evde yatıyor. İş görememezlik durumu oldu.. Hastahane masraflarımız oldu..


iş verenle konuştuk bizi ilgilendirmez, iş yerinde olmadı, bizim kusurumuz yok, nereye gidersen git birşey çıkmaz diyor..

-Bu durumda ne yapmalıyım?
-Bu bir iş kazasımıdır?
-Eşimin çalıştığı ilk günden itibaren sigorta yapmaları gerekmiyormu?
-Eşimin sigortasını yapmadıkları için hastahane masraflarımız oldu, sigortası olsaydı eğer cebimizden para çıkmayacaktı ve eşimin raporlu günlerinde sigortadan iş görememezlik parası alabilirdik. Bu iş verenin hatası eksikliği kusuru değilmidir?
-Yoksa iş verenin dediği gibi iş yeri dışında öğle paydosunda yemeğe giderken düşmesi iş kazası değilmidir?
Merhaba. Öncelikle geçmiş olsun.

Mevzuatımızda İş Kazası sayılan haller ;
  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada (EŞİNİZ İŞ YERİNDE DEĞİL, KENDİNE ÖZEL ZAMANDA OLAY YAŞANMIŞ)
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle (YÜRÜTÜLEN İŞ İLE İLLİYET BAĞI YOK)
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, (GÖREVLENDİRİLMEMİŞ)
  • Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, (BÖYLE BİR ZAMAN DEĞİL)
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, (BÖYLE BİR DURUM YOK)
  • Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle (BÖYLE BİR DURUM YOK)
meydana gelen olaylardır şeklinde tanımlanmıştır. Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere kısaca yukarıda belirtilen durumları tanımladığımız "İşveren Otoritesi" altında olma durumunun öncesi ve sonrasında ki makul sürelerde yaşanan bazı olaylar , çalışanın iş kazası haklarından faydalanması amacıyla lehte kararlara neden olmaktadır. Bu durumun olabilmesi için yukarıda belirtilen haller yani iş veya işe geliş gidiş ile direkt bağlı olan eylemler tanımlanmalıdır (Örn: Servise binmek için iş yerinin belirlediği durakta araç beklerken yaşanan olay gibi...). Öğlen Çalışana Yemek vermek işin gerektirdiği veya iş yerinin sağlamakla yükümlü olduğu bir zorunluluk değildir ! İş Sözleşmeleri veya fiili olarak işveren tarafından sağlanan inisiyatiftir...

Tarif ettiğiniz haliyle , Eşiniz öğlen paydosunda kendine özel zaman ayırarak iş yerinin dışına çıkmış ve bu sırada başına maalesef ki üzücü kaza gelmiştir. Bu durumda olay İş Kazası sayılmayacaktır.

Durumu değerlendirmek ve illiyet bağını düşünmek için ise iki unsur irdelenmelidir;
1) Çalışan iş yerinden fiili olarak ayrılmışsa da iş yerine giriş-çıkış için geçmesi gereken prosedürler tamamlanmış mıdır? (Örn: İşyerinde çalışma süresini belirleyen kart basma , görevlendirme veya izin formu prosedürleri var mıdır? Çalışan bu prosedürlere uygun olarak kart basıp veya izin formu imzalatıp iş yeri-çalışma süresinden ayrılmış mıdır?)
2) Yemek için kullanılan tarif ettiğiniz yer iş yeri tarafından ücreti ödenmek suretiyle çalışana gösterilmiş bir yer midir?

Yukarıda belirttiğim iki durumdan her hangi birisinde uygunsuzluk veya eksiklik varsa (Çalışan iş yerini her hangi bir şekilde kart basma veya form düzenlenmeden terk ettiyse halen çalışma süresi içerisinde olacaktır fakat olayın tarifi belirtilen şekilde yapıldıysa zaten eylem olarak beyan ile yine de iş yerinden özel zaman için ayrıldığı kanıtlanmış olur !!! Yemek için iş yeri tarafından gösterilen yani anlaşma olan ve ücreti ödenen bir yere giderken olay yaşandıysa bu kuşkusuz iş kazası olacaktır...) iş kazası olup olmadığı tekrar değerlendirilebilir.

Yukarıda belirtilen durumlar sigorta başlangıcı yapılmamış olsa dahi ispat edilmesi durumunda geçerli olacaktır. Yani şayet olay iş kazası olarak tanımlanabilecek bir olay ise sigorta başlangıcının yapılmamış olması (eşinizin orada çalışıyor olduğunu tespit ettirmeniz durumunda) iş kazası olarak tanımlanması ve haklarından faydalanmanıza engel olmaz.

Sigortasız çalıştırılması için yoruma gerek yok bu bir kusurdur ve kanunlarımızda açıkça cezası belirlenmiştir. Gerekli tespiti yaptırmanız durumunda sağlık masraflarınız SGK tarafından karşılanacak ve işverene rücu ettirilecektir. İş göremezlik için ise iş kazası sayılmama ihtimali kuvvetli olduğunu düşünerek eşinizin raporlu olduğu sürenin ücretini "hastalık durumu iş göremezlik ödeneği oranında" yine SGK ödeyecek ve işverene rücu ettirecektir.

Ne yapmalısınız?
1) En öncelikli eşinizin iş yerinde çalışan olduğunu tespit davası açmanız lazım. Davanız için tespit yanında "sigortası yapılmış olsaydı sağlık masrafları SGK kapsamında karşılanacak ve iş göremezlik ödeneği rapor süresince bağlanacaktı..." şeklinde talep oluşturun. Avukatınız bu doğrultu da sizi yönlendirecektir.
2) Yukarıda belirttiğim ; iş yerinden çıkış prosedürlerinde eksiklik var mı , yemek için gidilen yer iş yerinin anlaştığı ve eşinizi yönlenddirdiği bir yer mi ? hususlarını Avukatınıza iletin. Şayet açıkladığım şartlarda iş kazası tanımı yapılabilirse mutlaka iş kazası nedneiyle karşılaştığınız ; maddi, manevi, iş kaybı vs tazminatlarını talebinize ekleyin. Şayet şartlar sağlamıyorsa iş kazası sayılmayacaktır, pek beklentiniz olmasın ama şansınızı denersiniz.

Geçmiş olsun, sağlıklı günler.
 

HASAN YAVAŞ

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
21 Eki 2013
Mesajlar
34
Tepki puanı
39
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Merhaba. Öncelikle geçmiş olsun.

Mevzuatımızda İş Kazası sayılan haller ;
  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada (EŞİNİZ İŞ YERİNDE DEĞİL, KENDİNE ÖZEL ZAMANDA OLAY YAŞANMIŞ)
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle (YÜRÜTÜLEN İŞ İLE İLLİYET BAĞI YOK)
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, (GÖREVLENDİRİLMEMİŞ)
  • Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, (BÖYLE BİR ZAMAN DEĞİL)
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, (BÖYLE BİR DURUM YOK)
  • Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle (BÖYLE BİR DURUM YOK)
meydana gelen olaylardır şeklinde tanımlanmıştır. Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere kısaca yukarıda belirtilen durumları tanımladığımız "İşveren Otoritesi" altında olma durumunun öncesi ve sonrasında ki makul sürelerde yaşanan bazı olaylar , çalışanın iş kazası haklarından faydalanması amacıyla lehte kararlara neden olmaktadır. Bu durumun olabilmesi için yukarıda belirtilen haller yani iş veya işe geliş gidiş ile direkt bağlı olan eylemler tanımlanmalıdır (Örn: Servise binmek için iş yerinin belirlediği durakta araç beklerken yaşanan olay gibi...). Öğlen Çalışana Yemek vermek işin gerektirdiği veya iş yerinin sağlamakla yükümlü olduğu bir zorunluluk değildir ! İş Sözleşmeleri veya fiili olarak işveren tarafından sağlanan inisiyatiftir...

Tarif ettiğiniz haliyle , Eşiniz öğlen paydosunda kendine özel zaman ayırarak iş yerinin dışına çıkmış ve bu sırada başına maalesef ki üzücü kaza gelmiştir. Bu durumda olay İş Kazası sayılmayacaktır.

Durumu değerlendirmek ve illiyet bağını düşünmek için ise iki unsur irdelenmelidir;
1) Çalışan iş yerinden fiili olarak ayrılmışsa da iş yerine giriş-çıkış için geçmesi gereken prosedürler tamamlanmış mıdır? (Örn: İşyerinde çalışma süresini belirleyen kart basma , görevlendirme veya izin formu prosedürleri var mıdır? Çalışan bu prosedürlere uygun olarak kart basıp veya izin formu imzalatıp iş yeri-çalışma süresinden ayrılmış mıdır?)
2) Yemek için kullanılan tarif ettiğiniz yer iş yeri tarafından ücreti ödenmek suretiyle çalışana gösterilmiş bir yer midir?

Yukarıda belirttiğim iki durumdan her hangi birisinde uygunsuzluk veya eksiklik varsa (Çalışan iş yerini her hangi bir şekilde kart basma veya form düzenlenmeden terk ettiyse halen çalışma süresi içerisinde olacaktır fakat olayın tarifi belirtilen şekilde yapıldıysa zaten eylem olarak beyan ile yine de iş yerinden özel zaman için ayrıldığı kanıtlanmış olur !!! Yemek için iş yeri tarafından gösterilen yani anlaşma olan ve ücreti ödenen bir yere giderken olay yaşandıysa bu kuşkusuz iş kazası olacaktır...) iş kazası olup olmadığı tekrar değerlendirilebilir.

Yukarıda belirtilen durumlar sigorta başlangıcı yapılmamış olsa dahi ispat edilmesi durumunda geçerli olacaktır. Yani şayet olay iş kazası olarak tanımlanabilecek bir olay ise sigorta başlangıcının yapılmamış olması (eşinizin orada çalışıyor olduğunu tespit ettirmeniz durumunda) iş kazası olarak tanımlanması ve haklarından faydalanmanıza engel olmaz.

Sigortasız çalıştırılması için yoruma gerek yok bu bir kusurdur ve kanunlarımızda açıkça cezası belirlenmiştir. Gerekli tespiti yaptırmanız durumunda sağlık masraflarınız SGK tarafından karşılanacak ve işverene rücu ettirilecektir. İş göremezlik için ise iş kazası sayılmama ihtimali kuvvetli olduğunu düşünerek eşinizin raporlu olduğu sürenin ücretini "hastalık durumu iş göremezlik ödeneği oranında" yine SGK ödeyecek ve işverene rücu ettirecektir.

Ne yapmalısınız?
1) En öncelikli eşinizin iş yerinde çalışan olduğunu tespit davası açmanız lazım. Davanız için tespit yanında "sigortası yapılmış olsaydı sağlık masrafları SGK kapsamında karşılanacak ve iş göremezlik ödeneği rapor süresince bağlanacaktı..." şeklinde talep oluşturun. Avukatınız bu doğrultu da sizi yönlendirecektir.
2) Yukarıda belirttiğim ; iş yerinden çıkış prosedürlerinde eksiklik var mı , yemek için gidilen yer iş yerinin anlaştığı ve eşinizi yönlenddirdiği bir yer mi ? hususlarını Avukatınıza iletin. Şayet açıkladığım şartlarda iş kazası tanımı yapılabilirse mutlaka iş kazası nedneiyle karşılaştığınız ; maddi, manevi, iş kaybı vs tazminatlarını talebinize ekleyin. Şayet şartlar sağlamıyorsa iş kazası sayılmayacaktır, pek beklentiniz olmasın ama şansınızı denersiniz.

Geçmiş olsun, sağlıklı günler.
Osman bey yazınızı okudum fakat şu konuda aynı görüşte değilim.

İş Kanununda yemek molası veya çay molası gibi kavramlar yoktur. Bu süreler dinlenme süreleri olarak belirtilir. Dinlenme süreleri de ne kadar çalışma sürelerinden sayılmasa da işverenin sorumluluğunda bir yerde gerçekleştirilir. Dolayısı ile işveren yemek veya çay vermiyor olsa bile yemek yiyebileceği veya çay içebileceği DİNLENME ALANLARI sağlamalıdır. Çalışan dışarıda yemek istiyor ise saatlik izin formu ile çıkmalıdır. izin almadan işverenin çalışma alanı olarak sınırlandırdığı yerin dışına çıkılamaz. Çalışanın iş yerine giriş ve çıkışlarını denetlemek te işverenin görevidir. İzinsiz dışarı çıkarmaması gereklidir.Bu durumda da çalışan dışarı çıktı ise bu sorumluluk işverene aittir.

Saygılarımla,
 

osman.koyuncu

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Nis 2013
Mesajlar
214
Tepki puanı
225
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Osman bey yazınızı okudum fakat şu konuda aynı görüşte değilim.

İş Kanununda yemek molası veya çay molası gibi kavramlar yoktur. Bu süreler dinlenme süreleri olarak belirtilir. Dinlenme süreleri de ne kadar çalışma sürelerinden sayılmasa da işverenin sorumluluğunda bir yerde gerçekleştirilir. Dolayısı ile işveren yemek veya çay vermiyor olsa bile yemek yiyebileceği veya çay içebileceği DİNLENME ALANLARI sağlamalıdır. Çalışan dışarıda yemek istiyor ise saatlik izin formu ile çıkmalıdır. izin almadan işverenin çalışma alanı olarak sınırlandırdığı yerin dışına çıkılamaz. Çalışanın iş yerine giriş ve çıkışlarını denetlemek te işverenin görevidir. İzinsiz dışarı çıkarmaması gereklidir.Bu durumda da çalışan dışarı çıktı ise bu sorumluluk işverene aittir.

Saygılarımla,
Öncelikle merhabalar. Burada sorulara cevap yazarken çoğunlukla karşılaştığım olaylar ve yasal süreçlerde yaptığım/yapılan değerlendirmeleri, varsa benzer yargı kararları vb referans almaya ve bu doğrultuda sorulan sorulara cevap vermeye çalışıyorum. Zaman zamanda kendi yorumlarımı katıyorum, tabii ki aynı düşünce de olmayabilirsiniz. (Bu arada Yemek Molası ve Çay Molası tanımlamaları olmadığı, ifade edilmeye çalışılan zamanların "mevzuat diliyle" Dinlenme Süreleri şeklinde adlandırıldığını hatırlatmanıza teşekkürler.)

Yazdığım cevapta aşağıda ki kısım gözünüzden kaçmış olabilir, hatırlatmak için tekrar kopyaladım... Aslında son yazdığınız içerikle kısmen benzerlik taşıyor sanırım !

Durumu değerlendirmek ve illiyet bağını düşünmek için ise iki unsur irdelenmelidir;
1) Çalışan iş yerinden fiili olarak ayrılmışsa da iş yerine giriş-çıkış için geçmesi gereken prosedürler tamamlanmış mıdır? (Örn: İşyerinde çalışma süresini belirleyen kart basma , görevlendirme veya izin formu prosedürleri var mıdır? Çalışan bu prosedürlere uygun olarak kart basıp veya izin formu imzalatıp iş yeri-çalışma süresinden ayrılmış mıdır?)
2) Yemek için kullanılan tarif ettiğiniz yer iş yeri tarafından ücreti ödenmek suretiyle çalışana gösterilmiş bir yer midir?

Yukarıda belirttiğim iki durumdan her hangi birisinde uygunsuzluk veya eksiklik varsa (Çalışan iş yerini her hangi bir şekilde kart basma veya form düzenlenmeden terk ettiyse halen çalışma süresi içerisinde olacaktır fakat olayın tarifi belirtilen şekilde yapıldıysa zaten eylem olarak beyan ile yine de iş yerinden özel zaman için ayrıldığı kanıtlanmış olur !!! Yemek için iş yeri tarafından gösterilen yani anlaşma olan ve ücreti ödenen bir yere giderken olay yaşandıysa bu kuşkusuz iş kazası olacaktır...) iş kazası olup olmadığı tekrar değerlendirilebilir.

FAKAT ! Yine kendi bildiğim kadarıyla naçizane aşağıda görüşlerimi sunayım ;

1) Dinlenme alanı sağlamak görevi , çalışanın DİNLENME SÜRESİNİ dışarıda , kendine özel bir alanda veya yerde geçirmek istemesine engel değildir.
2) İşverenin iş yerine giriş-çıkışları denetleme sorumluluğu yanlış anlaşılmaması için (Sadece iş kazasıyla ilgili kısmından atıfla...) ; Çalışanların yaşadıkları ve sonucunda zarar gördükleri bir olay zamanında nerede, ne amaçla bulunduğu ve iş ile ilinti olup olmadığının belirlenebilmesi için kayıt altına alınması... şeklinde anlatılabilir.
3) Yapılan işin ve kurumun özel durumu haricinde bir kişinin kendisine ilan edilmiş olan DİNLENME SÜRELERİNİ istediği gibi değerlendirme hakkı vardır, kısıtlanamaz. (Yani , iş yeri yemek sağlıyor olsa dahi bu süreyi çalışan dışarıda başka bir yerde geçirmek isteyebilir, hakkıdır...). İş sözleşmeleriyle karşılıklı mutabakat sağlanmış özel şartlar yok ise !
4) İzinsiz veya gerekli giriş-çıkış prosedürü (tabii varsa...) tamamlanmadan çalışanın iş yerini terk etmesi disiplin suçudur. Bu durumda iş kazasından bahsedilemez aksine işveren gerekli idari işlemi yapma hakkına sahip olur. (Geçerli bir neden yok ise...)
5) Şayet kişi bütün giriş-çıkış prosedürlerini tamamlamış ve DİNLENME SÜRESİNDE izin alarak veya varsa kart basıp/parmak okutup vs artık kendine özel serbest bir alan ve zamana çıkış yaptıysa iş veren otoritesinden çıkmış olur. Dolayısıyla bu zaman aralığında yaşanan olay iş kazası tanımlamalarına uymaz !
6) Burada tek bağlayıcı unsur bu eylemin çalışma süresinin öncesi veya sonrası için makul sürede iş yeri ile illiyet bağının oluşup oluşmayacağıdır! Bu illiyet bağı nasıl oluşabilir? (Biraz zorlama olur ama...) İş yeri yemek için çalışanlarını , ücretini kendisi karşıladığı veya indirim vb kampanya anlaşması yaptığını beyan ettiği iş yeri dışında bir yere yönlendirmesi gibi bir durumda DİNLENME SÜRESİ içerisinde olsa dahi iş kazası olarak bağdaştırılabilir.

Belirttiğim gibi yukarıdakiler benim görüşüm. Umarım hem çalışan hem de iş yeri için adil olan sonuç alınır.

Sağlıklı günler, Saygılar.


4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesinde günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere ara dinlenmesi verileceği öngörülmektedir. Ara dinlenmesi, günlük çalışma süresi içinde işin belirli bir süreliğine de olsa işçi açısından durmasını sağlamaktadır. Uygulamada, ‘yemek molası’, ‘çay molası’, ‘kahve molası’ şeklinde de ifade edilen ara dinlenmesi, sadece bu amaçlarla değil, diğer kişisel ihtiyaçları karşılamak, ibadet etmek, ebeveynin çocuğunu okuldan alması gibi sebeplerle de kullanılabilir. Türk hukuku bakımından ne şekilde isimlendirildiğinden ziyade ara dinlenmede önemli olan nokta, işçinin dinlenmesini sağlaması ve günlük çalışmasının belirli bir süre de olsa durmasıdır.
(Dr. Öğr.Üyesi Sevil Doğan , Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi Aralık 2020)
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.