İşyeri Hekiminin Aslî Görevi Nedir? Bu Görevleri Tam Olarak Yapan Hekimlerin Oranı Kaçtır? Kasım-2021

F.Ünal Toktaş

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
7 Eyl 2017
Mesajlar
130
Tepki puanı
397
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
İşyeri Hekimlerin Asli Görevleri Nelerdir? Bu Görevleri Tam Olarak Yapan Hekimlerin Oranı Kaçtır? isimli makalem ektedir. Görevlerini tam olarak yapan Sayın İşyeri Hekimi Arkadaşlarımı tenzih ederek, görüşlerinize sunarım
 

Ekli dosyalar

  • IH-AsliGorevi.pdf
    170.2 KB · Görüntüleme: 67

6666 Kübra

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
231
Tepki puanı
175
Medeni hal
Belirtilmedi
Meslek
Diğer
İşyeri Hekimlerin Asli Görevleri Nelerdir? Bu Görevleri Tam Olarak Yapan Hekimlerin Oranı Kaçtır? isimli makalem ektedir. Görevlerini tam olarak yapan Sayın İşyeri Hekimi Arkadaşlarımı tenzih ederek, görüşlerinize sunarım
OSGB'ler de farkında İşyeri Hekimi ararken sadece muayene reçete değil İşyeri Hekimi'nin görevlerini yerine getirecek birini yönlendirin ona göre fiyat verin diye rica ediyorum. Çalışma ortamı gözetimi yapacak, eğitimi becerisi de iyi olursa diye ekliyorum maalesef.
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
Diğer birçok alanda olduğu gibi işyeri hekimlerinin de ileri mesleki eğitimleri gereklidir. Eğitim kapsam ve süresinin belirlenmesinde sahada çalışan işyeri hekimlerinin ihtiyaç ve taleplerinin dikkate alınması gerekmektedir. Pratik uygulamalara yönelik beceri eğitimleri ve kapsam bakımından sektörel konular önemsenmelidir. Sertifika eğitimlerinin yanı sıra ileri mesleki eğitimler de konuya ilişkin bilimsel bilgi birikimi ve deneyimi olan, kar amacı gütmeyen kurum ve kuruluşlarca, başlıca üniversiteler, kamu kurumları ve Türk Tabipleri Birliği gibi meslek örgütlerince sürdürülmelidir.

 

dj_shark

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
26 Ara 2011
Mesajlar
99
Tepki puanı
50
İş güvenliği uzmanlığı görevlerini tam olarak yapan uzman oranı kaçtır desek de gene aynı oran çıkacağını öngörebiliriz. Nasıl ki görevini yapan uzmanı OSGB ler çalıştırmıyorsa hekimleri de çalıştırmamaktadır. İdealist ve işini yapan isg profesyonellerine iş yok. Asıl soru görevini tam olarak yapan OSGB oranı kaçtır olarak düzeltmek lazım diye düşünüyorum. OSGB sistemi kalkmaz veya düzelmezse ne uzman ne hekim görevini yapabilir.
12 yıllık uzman olarak soruyorum:

Uzmanlığa başladığı ilk yıl gibi hevesli çalışan kaç arkadaşımız var aramızda ? Şöyle bir geriye bakıp düşünün lütfen.
 

F.Ünal Toktaş

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
7 Eyl 2017
Mesajlar
130
Tepki puanı
397
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
İş güvenliği uzmanlığı görevlerini tam olarak yapan uzman oranı kaçtır desek de gene aynı oran çıkacağını öngörebiliriz. Nasıl ki görevini yapan uzmanı OSGB ler çalıştırmıyorsa hekimleri de çalıştırmamaktadır. İdealist ve işini yapan isg profesyonellerine iş yok. Asıl soru görevini tam olarak yapan OSGB oranı kaçtır olarak düzeltmek lazım diye düşünüyorum. OSGB sistemi kalkmaz veya düzelmezse ne uzman ne hekim görevini yapabilir.
12 yıllık uzman olarak soruyorum:

Uzmanlığa başladığı ilk yıl gibi hevesli çalışan kaç arkadaşımız var aramızda ? Şöyle bir geriye bakıp düşünün lütfen.
Evet katılıyorum. Ama aradaki fark şu İGU’ ların sorumluluğu çok fazla olduğu için, mutlaka bir şeyler yapmaya çalışıyor ve çabalıyorlar iyi veya kötü. Sonunda hesabın kendilerine kesileceğini biliyorlar veya bilmiyorlar. Ben bu sorumluluğu devamlı anlatıyorum. İH ise bu konuda daha rahat, makalemde anlattığım sebeplerden ötürü.
Tabii OSGB’ lerin durumu ise içler acısı.Ticari işletmeler oldukları için sadece kendi karlarına bakıyorlar.ÇSGB nin hazırladığı mevzuat ise ancak böyle olur. Bunun çözümü daha önceki bir makalemde anlattığım gibi, İGU’ların işverenler ve OSGB’ lerden bağımsız ve vergi mükellefi olarak kendi adlarına çalışmalarıdır.
 

dj_shark

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
26 Ara 2011
Mesajlar
99
Tepki puanı
50
İşyeri hekimlerinin, doktorların genel olarak bu işleri ek meslek olarak yaptıklarından dolayı bunlar oluyor. Alayının başka işleri var asıl olarak yaptıkları. Bu işi öğrenmeye de zaten niyetleri yok. İş kaybetme korkuları da yok. Toplumumuzda doktora hekime karşı da gereksiz bir üst düzey saygı olduğundan dolayı egoları da çoğunun zirvelerde. Böyle olunca adam tutup bizim işimizi (ameleliği) yapmıyorlar. Amelelik diyorum çünkü yaptığımız iş danışmanlık değil. Normalde danışmanlık, müşavirlik olarak isimlenmesi gereken mesleğimizi uzmanlık olarak koymuşlar. Baştan kaybettik zaten. Bu durum düzelmez de zaten. Makalelerinizi de okudum bir kısmını. Kurduğunuz her cümlede çok haklısınız. Hakkımızı arayabileceğimiz bir mecra da yok. Çünkü işverenle müttefik olmuş bir yönetime karşı sesimizin çıkamayacağı aşikar. Tampon gibi bir şeyiz. Adımızı da aslında değiştirsinler "iş güvenliği tamponu" koysunlar da kurtulalım :)
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
TMMOB tarafından 2 Mart 2019 tarihinde İMO Teoman Öztürk Salonu'nda gerçekleştirilen TMMOB İş Güvenliği Uzmanlarının Sorunları Çalıştayı Sonuç Bildirgesi 28 Mart 2019 tarihinde yayımlandı.

TMMOB İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI ÇALIŞTAYI
SONUÇ BİLDİRGESİ
(2 MART 2019 )

TMMOB İş Güvenliği Uzmanları Çalıştayı, 2 Mart 2019 tarihinde Ankara’da İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilmiştir. Çalıştay öncesinde Ankara, Bursa, Denizli, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Trabzon, Zonguldak, Kırklareli, Diyarbakır illerinde İl Koordinasyon Kurullarımız aracılığı ile yerel forumlar yapılmıştır.
Çalıştay hazırlıkları kapsamında iş güvenliği uzmanlarının temel sorunlarını tespit etmeye yönelik olarak bir anket düzenlenmiştir. Anketi 1.389’u erkek, 420’si kadın olmak üzere 1.809 iş güvenliği uzmanı yanıtlamıştır.
Çalıştay’da, uygulamada karşılaşılan sorunlar, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin birlikteliği, uzmanların yükümlülükleri ve sorunları ile yerel çalıştaylarda yer alan öneriler ve mevzuat çerçevesinde, mevcut durum ve sorunlar değerlendirilmiş, tespit ve öneriler yapılmıştır.
Değerlendirme, tespit ve öneriler aşağıda sıralanmıştır;
  • Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmak her çalışanın hakkıdır.
  • İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması öncelikle devletin ve işverenin görevidir.
  • İş güvenliği uzmanlığı alanı hangi açıdan bakılırsa bakılsın aşağıda da birçok başlıkta belirtildiği üzere, büyük bir sorun yumağı halindedir.
  • 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 8. Maddesinde de belirtildiği üzere, iş güvenliği uzmanlığı hizmeti “İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak”; yine Kanunun 6. Maddesi gerekçesinde belirtildiği üzere de işverene “profesyonel yardım” kapsamındadır. Bu hükümlere rağmen ikincil mevzuatta iş güvenliği uzmanının görev kapsamını rehberlik dışında değerlendiren hükümler değiştirilmelidir. İş Güvenliği Uzmanları; işverenin yapmadığı veya yapamadığı çalışmaların takipçisi ve sorumlusu olmamalıdır.
  • Rehberlik görevi ile sınırlı olsa da, işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasına katkı sunacak tek yapının iş güvenliği uzmanlığı olarak görülmesi doğru bir anlayış değildir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasında işyeri hekimi, sağlık personeli, iş hijyenisti, psikolog vb. işbirliğini sağlayacak bir yapı oluşturulmalıdır.
  • Meslek hastalıklarının tespit edilmemesi halen bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik çalışma yapmak ve işyerlerinde hekim, uzman işbirliğinin daha etkin olmasını sağlamak için TMMOB ve TTB ortak çalışmaları yapılmalıdır.
  • Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği veri tabanı oluşturulmalı, doğru ve eksiksiz kayıtların tutulması, ileri dönemlere yönelik düzeltici ve önleyici çalışmalara olanak sağlanmalıdır.
  • İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasalaştırılması, yaşanan sorunların en temel kaynağıdır. İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bir kamu hizmeti olarak ele alınmalıdır.
  • Uzman çalıştırmaya ilişkin yükümlülüğün 50’nin altında çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri ile kamu işyerlerinde ötelenmesi, yükümlülüğü ötelenmeyen işyerlerinde de uzman çalıştırmama alışkanlığı getirmiştir. 2020 yılı Temmuz ayı beklenmeden 50’nin altında çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri ile kamu işyerlerinde iş güvenliği uzmanı çalıştırılma yükümlülüğü getirilmelidir.
  • Az tehlikeli sınıfta yer alan ve 50’nin altında çalışanı olan işyeri işveren veya işveren vekillerinin mesleğinin/eğitiminin iş güvenliği uzmanı olabilecek meslek dışında olmasına rağmen alacağı eğitim sonunda kendi işyerlerinde İşçi Sağlığı İş Güvenliği hizmetlerini yerine getirmesi uygulamasına son verilmelidir.
  • İş güvenliği uzmanlığı eğitim programları yeniden ele alınmalı, süre ve içerik olarak yeniden düzenlenmelidir.
  • İş güvenliği uzmanlarının işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yenileme eğitimlerinin kaldırılması kararı doğru değildir. İş güvenliği uzmanlarının bilgileri en geç yılda bir yenilenmelidir. Yenileme eğitimleri TMMOB’ye bağlı Odalarca da yapılmalıdır.
  • Uzmanların bilgilerinin yenilenmesine yönelik TMMOB’ye bağlı odalarca eğitim programları uygulanmalıdır. Bu eğitim programlarından hangi odaya üye olursa olsun, tüm odaların üyeleri yararlanmalıdır.
  • TMMOB’ye bağlı odaların yayınlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda bilimsel yazılara daha çok yer verilmelidir.
  • TSE Standartlarından yararlanabilmeleri için standartlara ücretsiz erişim olanağı sağlanmalıdır.
  • İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü yerine getirmesinde işverene rehberlik eden iş güvenliği uzmanlarının sektörlere göre uzmanlaşmaları sağlanmalıdır.
  • İş güvenliği uzmanlarının aylık çalışma süresi hiçbir şekilde 180 saati geçmemelidir, 217 saat uygulamasına son verilmelidir. Yolda geçen süreler çalışma süresinden sayılmalıdır.
  • OSGB’lerde çalışan iş güvenliği uzmanlarının hizmet vereceği işyeri sayısına sınırlama getirilmelidir.
  • Uzmanların işyerlerinde aylık hizmet süresinin belirlenmesi için uygulanan tehlike sınıfı, çalışan sayısı kriterinin yanında, öncelikle tehlike sınıflarına göre belirlenecek sabit bir süreden sonra (2 Ocak 2004 tarih ve 25352 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Güvenliği İle Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Koşulları Hakkındaki Yönetmelik’te yer alan sistem benzeri) çalışan sayısı ve tehlike sınıfına göre ek süre uygulanmalı, ayrıca inşaat, maden başta olmak üzere belirlenecek sektörler için uzmanın hizmet süresi ayrıca belirlenmelidir.
  • Uzmanın çalışma süresi mevzuatta asgari süre olarak belirlenmiş olmasına rağmen İSG-KATİP sistemi bu asgari sürenin üzerinde süre girilmesine olanak tanımamaktadır. Sistem asgari sürenin üzerinde süre girilebilecek şekilde düzeltilmelidir.
  • Mesleki gelişim için 5 iş günü izin uygulaması Kamu ve Ortak Sağlık ve Güvenliği Birimlerinde çalışan uzmanlar için de zorunlu hale getirilmelidir.
  • TMMOB ve ilgili Bakanlıkça alana yönelik ortaklaşa bir ücret tarifesi hazırlanmalıdır. Ücret tarifesinin uygulaması, SGK yetkilileri ve TMMOB’ye bağlı meslek odalarının denetimine açık olmalıdır.
  • Atamalar; meslek odalarının düzenleyeceği “İş Güvenliği Uzmanı Atama Belgesi” ilgili meslek odası tarafından onaylandıktan sonra gerçekleştirilmelidir. Bu atamalarda ilgili meslek odası atama belgesini onaylarken ücret bordrosunu istemelidir. Ücret bordrosu ilgili Bakanlık tarafından onaylanan ücret tarifesine uygun olmalıdır. Ayrıca Meslek odalarına resmi tarife üzerinden ücret uygulamasının denetim yetkisi verilmelidir.
  • İş güvenliği uzmanı ataması yapılarak veya yaptırılması uygulamasına son verilmelidir ya da uygulamaya ücret ödenmelidir. 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunun 38. Maddesi gereğince iş güvenliği uzmanı çalıştırılması zorunlu olan 50’nin üzerinde işçi çalıştırılan kamu işyerlerinde görev verilen uzmanlara yapılması gereken ödemeler yapılmalıdır.
  • İş güvenliği uzmanlarının Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi ya da işyerleri ile yapacakları iş sözleşmelerinde, uzmanların hak ve çıkarlarını korumak üzere TMMOB tarafından tip sözleşme hazırlanmalıdır. Uzmanlar yalnızca İSG-KATİP üzerinden yaptıkları ya da işveren/OSGB tarafından hazırlanan sözleşme ile değil, çalışma koşullarında kendi kurallarını da koyabilecekleri tip sözleşme ile işe başlamalıdır. Tip sözleşmelerin bir örneği sicilleri tutmaya esas olmak üzere TMMOB’ye bağlı ilgili Odalara iletilmelidir.
  • Uzmanlar işyerlerine ilişkin eksiklikleri, çalışmalarını elektronik ortamda bildirmeli, bildirilen eksiklikler anında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından da görülebilmelidir. İBYS Sisteminin işleyişi iyileştirilmeli, geliştirilmeli ve sürekliliği sağlanmalıdır.
  • İş güvenliği uzmanları, kendi tecrübe ve görüşüne göre yönetmeliklerde belirtilenlerin dışında da birçok kayıt tutmaktadır. Kayıt karmaşasının önlenmesi ve İş güvenliği uzmanlarının evrak düzenlemesinde aşırı zaman harcamasını önlemek ve sahada çalışma süresini artırmak için tutulacak kayıtlar bir komisyon tarafından standart hale getirilmelidir.
  • Sorunların çözümünde örgütlü güç önemli bir rol oynayacaktır, Alana ilişkin birçok dernek, sendika vb. örgütlenme olmasına rağmen uzmanların sorunları sürekli olarak artmaktadır. TMMOB uzmanların örgütlenmesi konusunda öncülük yapmalıdır.
  • İş güvenliği uzmanlarının yaptığı iş ile ilgili olarak “mesleki sorumluluk sigortası” zorunlu hale getirilmeli, primler, fondan karşılanmalıdır.
  • TMMOB tarafından işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamada, işverenin görev ve sorumlulukları, iş güvenliği uzmanın yeri vb. başlıkları konusunda kamuoyunun, dolayısı kolluk kuvvetleri, yargı mensupları, iş müfettişleri ile iş güvenliği uzmanlığının görev, yetki ve kapsamı konusunda tartışmaların yapılabileceği ve ilgililerin bilgilendirilmelerini sağlayacak mekanizmalar yaratılmalıdır.
  • Her kademedeki okullarda işçi sağlığı ve güvenliği dersleri zorunlu ders olmalıdır.
  • İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenleme ve denetim yalnızca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından değil (örneğin İngiltere HSE’de olduğu gibi), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, Üniversiteler, Sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.

  • https://www.tmmob.org.tr/icerik/tmm...runlari-calistayi-sonuc-bildirgesi-yayimlandi
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
6331 Sayılı Yasa Çerçevesinde İş Güvenliği Uzmanlarının Sorunları

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu Kanun ile bağlantılı olarak çıkartılan yönetmelikler çerçevesinde iş güvenliği uzmanlarının yeterlilikleri, bağımsızlıkları, çalışma süreleri vb. konularda Bakanlık eliyle olumsuz bir ortam oluşturulmuştur. Çıkartılan yeni yönetmelikler ile iş güvenliği uzmanlığı bir mühendislik formasyonu olmaktan çıkartılıp teknik öğretmenler (fizikçi, kimyager veya biyolog unvanına sahip olanlar) ile üniversitelerin meslek yüksekokullarının iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarının da iş güvenliği uzmanı olması sağlanmıştır. Mühendislik eğitimi almamış, yeterli formasyona sahip olmayan kişilerin iş güvenliği uzmanı olmasının önünün açılması, yeterli eğitime sahip olmayan birçok iş güvenliği uzmanının sektörde çalışmasına neden olmuştur. Uygulamaya konan Yasa çerçevesinde iş güvenliği uzmanları, bağımsızlık konusunda OSGB (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi)-Bakanlık-İşveren üçgeni arasında sıkıştırılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş güvenliği uzmanlarını yönetmelik maddelerine ekledikleri “İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir.” Bu madde ile işverenin yapmadığı/yapamadığı çalışmaların takipçisi ve sorumlusu iş güvenliği uzmanı olarak tanımlanmaktadır. Böylelikle, iş güvenliği uzmanları her türlü sorunda Bakanlığa karşı sorumlu tutulurken işverenin sorumluluğu sulandırılarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca iş güvenliği uzmanları çalışanlarının İSİG faaliyetleri için gerçekleştirecekleri çalışma süreleri %78 oranında düşürülmüştür. Eski yönetmeliğe göre, 50 kişinin çalıştığı Çok Tehlikeli sınıfta bu çalışanlar, toplamda en az 45 saat çalışması gerekirken günümüz yönetmeliği ile aynı özellikte bir iş yeri için bu süre 10 saate çekilmiştir. Söz konusu kısıtlamalar ile iş güvenliği uzmanları, çalışanların güvenliğini çok daha kısa sürelerde sağlamak gibi gerçekliği olmayan bir sürecin içine çekilmektedir. Süre kısaltılmasının temel sebebi ise işverenin iş güvenliği uzmanının emeği için ödeyeceği bedeli düşürmeye çalışmak ve yeterli sayıda bulunmayan iş güvenliği uzmanlarının sorumlu olacakları çalışan sayısını arttırmayı amaçlamaktadır.

 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi

F.Ünal Toktaş

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
7 Eyl 2017
Mesajlar
130
Tepki puanı
397
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Maalesef, konumuz sürekli dağılıyor. Esas konumuz şudur; "İşyeri Hekimi birinci basamak tedavi hizmetini yaparken, asli görevleri olan "Koruyucu Sağlık Hizmeti" ' ne zaman ayırarak, esas yapması gereken bu hizmeti yapıyor mu?, yapmıyor mu?" Ben bu kadarlık meslek hayatımda, yapmadıkları inancındayım. Zira beraber çalıştığım çok İşyeri Hekimini yaşlı ve tecrübeli birisi olarak uyarmama rağmen, bir türlü yapmadıklarını gördüm. Sonunda da ne yaptım biliyor musunuz. İşverenlere iş sağlığı konularına artık girmeyeceğimi ve de iş teftişi denetimlerinde, İşyeri Hekiminin kendi konusunda müfettişlere direkt muhatap olması gerektiğini bildirdim. Zira eski bir Müfettiş ve Grup Başkanı olarak, onlara işveren adına ben muhatap oluyordum. Nitekim geçirdiğimiz bir çok İSG denetimlerinde Müfettişler, bir türlü yapmadıkları koruyucu sağlık hizmetleri konusunda İşyeri Hekimlerini tenkit ettiler.
Siz sürekli oradan buradan uzun alıntılar yaparak, esas konumuzun göz ardı edilmesini amaçlıyorsunuz. İleri, sürdüğünüz TMMOB' nin 2019 yılında yayınladığı ve İGU' larla ilgili raporunu referans veriyorsunuz. Bu rapor İH ile ilgili değil ve fakat İGU' larla ilgilidir. Bu tip meslek kuruluşları da, bu konuya maalesef kendi bakış açılarından bakıyorlar ve kendilerine rant temin edecek önerilerde bulunuyorlar.
Ben İGU' lar görevlerini tam olarak yapıyorlar demiyorum, Şunu demeye çalışıyorum, İGU' lar mevzuatta belirtilen görevleri eksiksiz yapmaya çalışıyorlar, tam yaptıklarını söylemiyorum. Bu konu ilerde ayrı bir makalenin konusu olacaktır. Ama İH' leri esas görevlerini unutup, başka bir iş olan birinci basamak tedavi görevini yapıyorlar. Yani hastalığı, kaynağında engellemeyip, sonra oluşan hastalıkları tedavi etmeye çalışıyorlar. Bu hizmet maalesef proaktif bir çalışma değildir.
Sadede gelelim, " Siz işyeri hekimliği yaptığınız işyeri veya işyerlerinde " Koruyucu Sağlık Hizmeti" yapıyor musunuz?, yoksa yapmıyor musunuz? Yapmıyorsanız sebepleri nelerdir?"
En son ileri sürdüğünüz Danıştay Kararı eğer " Hasta çalışan önce İşyeri Hekimine muayene olmak zorunda değil" diyorsa, daha iyi işte, lütfen esas işinize dönerek "Koruyucu Sağlık Hizmetini" bir zahmet yapıveriniz.
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
İŞYERİ HEKİMLİĞİ VE GÜNCEL SORUNLARI

Türkiye`de 30 Haziran 2012 tarihinde çıkan 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu beraberinde iş hayatına ve değişik meslek gruplarına yepyeni ufuklar ve çalışma sahaları açtı.En başta birçok meslek gurubunu heyecanlandıran,yeni iş kapısı olarak görülen bu düzenlemelerin, aslında çok ağır sorumluluklar da getirdiği, çok sonraları açılan değişik yargılamalar ve mahkeme süreçleriyle yavaş yavaş anlaşılmaya başlanmıştır



Günümüzde işyeri hekimi olarak çalışan bizlerin karşı karşıya kaldığı bazı sorunlara parmak basmak istedim.Bugün İşyeri Hekimi, kendi patronu –gittiği işyerinin patronu –en büyük patron ÇSGB `den oluşan bir üçgenin korkunç bir tazyiki ve baskısı altında özveriyle kendi işini yapmanın telaş ve gayretiyle iş hayatını devam ettirebilmenin mücadelesini vermeye çalışmaktadır.



Çalıştığı OSGB patronu her sabah kulağına rica-tehdit karışık ¨aman hocam işyerlerini sıkıntıya sokacak tahlil-tetkik istemede bizimle çalışmaya devam etsinler. Bakın hepimiz buradan ekmek yemekteyizvs. fısıldar.¨ Sanki bazılarının ekmek yemesi için birilerinin kurban olması gerekiyormuşçasına…



Hekim DSP ve iş güvenliği uzmanlarından doluşmuş aracıyla, tutar işyerlerinin yolunu. Gittiği işyerinde işe giriş için gelen işçilerin muayenesini yapmaya başlar.Ama ellerinde ne tahlil nede tetkikler vardır. Hangisinde kalp rahatsızlığı var? Nerden bilsin? Hangisinde akciğerinde bir tümörü var? …. Nerden bilsin? Hangisinde kulaklarında ileri derecede işitme kayıpları var? Nerden bilsin? …hangilerinin Akciğerlerinde Pnömokonyotik değişiklikler var? nerden bilsin?vs… (Emin olun tahlil yapılmadığı için atlanan bu vakaların en azından bir kısmı ilerde başınızı ağrıtacak ve yargılanma vesilesi olacaktır.). Bir formaliteyi yerine getirmek için orayı doldurmuş olan işçiler çaresiz hekimden kendilerini muayene etmeleri için sıra bekliyorlar. Burada hekime iki yoldan birini takip etmekten başka çare kalmamaktadır. Ya çaresizliğine boyun bükecek ki bu sonun başlangıcıdır. Bir ömür birikimlerini ve eğitimini, kaderini bir patronun kazanacağı paralara kendi elleriyle kurban edecek veyahut gerekli tahlil ve tetkikleri isteyecek böylece işini gereği gibi yapmanın huzurunu yaşayacak ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getirecektir.



Arkadaşlar Türkiye`de son yıllarda tıbbi anlamada gerekli özeni göstermediği için (yapmadığımız tahlillerde bu sınıfın içine giriyor.) görülenMalpraktis vakalarında, yargılanan hekim sayısında %40-120 arasında artış söz konusu.Ve bu trend gittikçe yukarı yönlü artmaktadır.



Bu durumda hekime eğer kamudaysa Memur Muhakematı hakkında ki kanuna göre savcı görevsizlik kararı vermekte ve ilgili kurumdan, kurum içi soruşturma açmasını istemektedir.



Eğer söz konusu olan özelde çalışan bir hekimse o zaman vay haline.Hekim kusurlu bulunursa ceza mahkemesi tarafından 3 yıldan başlamak kaydıyla (ölümlü ve yaralamaları kazalarda taksirle ölüme sebebiyet vermekten) bazı şartlarda 15 yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir. Hukuk Mahkemesi tarafından Maddi-Manevi tazminat cezası ödemesine hükmektedir. Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu tarafından süreli meslekten men cezası verilebilmektedir.

Peki ne yapmalı? Bu durumdan kendimizi nasıl korumalıyız?

1- İşçilerimize, yaptıkları iş gurubuna göre uygun tahlil ve tetkikler belirlemeli ve bunları mutlaka yaptırmalıyız.Yaptırmadığımızda sorumlu duruma düşmekteyiz.Sağlık bakanlığının 2016 tarihli 54567092 sayılı genelgesinde aynen şu ifade geçmektedir “ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işyerlerinde .çalışanların sağlık gözetimlerinin yapılmasını zorunlu kılmıştır.Mezkur Kanunun “Sağlık Gözetimi “ başlıklı 15. Maddesinin gereği yerine getirilirken , işyerlerinde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılması esnasında hekimler tarafından ilgili mevzuat gereği meslek hastalığı ve maruziyet hakkında gerekli kanaatin belirlenebilmesi ve ayrıca işyeri ortamının çalışanlar üzerinde oluşturduğu etkilerin gözlenmesi ; biyolojik, fizyolojikve kimyasal ölçüm ve analizlerin yapılması ile mümkündür.Bu tetkikler işyeri ortamında ki riskler ve çalışanınmaruziyetinin belirlenmesine yönelik ilgili mevzuat gereği yapılması gereken sağlık gözetimidir. “Buradan da anlaşıldığı gibi tetkik yapılmadan verilecek işe giriş muayenesi eksik ve yetersiz kabul edilmektedir. Biz EK-2 işe giriş muayene formlarına istediğimiz kadar verdiğimiz raporun fizik muayene koşullarında ve tahlillerin yokluğunda verildiğini ve bu şartlarda geçerlilik arz ettiği notlarını düşelim. Bunların hiçbiri bizi mahkemelerde aklamaz. Kanun açık arkadaşlar. Tahlillerin yapılmadığı işe giriş muayeneleri eksik ve özensiz kabul ediliyor. Hekim görevini yapmamış kabul ediliyor. Tahlilleri hekim yapmalıdır diyor.



2- Bu tahlil ve tetkiklerin kesinlikle uzman hekim onaylı olmasına dikkat ve özen göstermeliyiz. Çünkü atlayabileceğiniz en ufak bir detaydan siz sorumlusunuz. Bunu unutmayın.Ve unutmayın ki sizin yanlış tanı koyma lüksünüz yok. Nitekim 537 sayılı Mulga TCK`da taksir kavramı tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslekte acemilik, emir, nizam ve talimatlara uymama şeklinde tanımlanmıştı. Yani siz ben yanlış tanı koydum. En başta insanım. Sonrada hekimim. Bende yanlış yapabilirim deme şansınız yok. Eğer bilerek yaptıysanız(Ölümlü veya yaralanmalı kazalarda) kasten adam öldürmekten eğer kastınız yoksa , taksirle adam öldürmekten yargılanıyorsunuz. Hukukçular için sistematik, oldukça basit ve bunu oturtmuşlar kendi dayanaklarıyla. Sizin orda vicdani ve insani hiçbir çağrınızın karşılık bulamayacağını temin edebilirim. Çünkü yasalar ortada maalesef.



Yaptığımız en büyük yanlış

Biz zannediyoruz ki Tespit Öneri Defterine yazdığımız “-meli , -malı “ `lar ile biten ifadeler bizide aynı zamanda sorumluluklardan kurtarmaktadır.Yok böyle bir şey arkadaşlar.Bu konuda ÇSGB uygulamaları ve 6331 geçen ilgili kanun maddeleri çok açıktır. Tespit Öneri Defterine yazılan her ibareye bir termin süresinin verilmesi gerektiğini ÇSGB müfettişleri her defasında ifade etmiştir. Bunların mahkemelerde de yasal bir geçerliliğinin olması için termin süresi ile birlikte verilmesi gerekmektedir. Süre geçtikten sonrada hala olumsuz durum devam ediyorsa 6331 `de geçtiği gibi bunu İşyeri Hekimi ÇSGB`e şikayet etmelidir.Aksi takdirde olabilecek her türlü olumsuzluklardan sorumlu olacaktır.



Tüm bunların ışığında sonuç olarak söylemek gerekirse; her işe girişte mutlaka tahlil yapılmalı,işçinin işe uygunluğu bu tahlillerle desteklenmeli ve bu tahliller olası “ Malpraktis “ davalarından korunmak için muhakkak uzman onaylı olmalıdır.

Tüm Meslektaşlarıma kazasız ve sorunsuz günler diliyor,en güzel günler sizlerin olsun diyorum.

DR NAİF YILMAZ

İŞYERİ HEKİMİ
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
Maalesef, konumuz sürekli dağılıyor. Esas konumuz şudur; "İşyeri Hekimi birinci basamak tedavi hizmetini yaparken, asli görevleri olan "Koruyucu Sağlık Hizmeti" ' ne zaman ayırarak, esas yapması gereken bu hizmeti yapıyor mu?, yapmıyor mu?" Ben bu kadarlık meslek hayatımda, yapmadıkları inancındayım. Zira beraber çalıştığım çok İşyeri Hekimini yaşlı ve tecrübeli birisi olarak uyarmama rağmen, bir türlü yapmadıklarını gördüm. Sonunda da ne yaptım biliyor musunuz. İşverenlere iş sağlığı konularına artık girmeyeceğimi ve de iş teftişi denetimlerinde, İşyeri Hekiminin kendi konusunda müfettişlere direkt muhatap olması gerektiğini bildirdim. Zira eski bir Müfettiş ve Grup Başkanı olarak, onlara işveren adına ben muhatap oluyordum. Nitekim geçirdiğimiz bir çok İSG denetimlerinde Müfettişler, bir türlü yapmadıkları koruyucu sağlık hizmetleri konusunda İşyeri Hekimlerini tenkit ettiler.
Siz sürekli oradan buradan uzun alıntılar yaparak, esas konumuzun göz ardı edilmesini amaçlıyorsunuz. İleri, sürdüğünüz TMMOB' nin 2019 yılında yayınladığı ve İGU' larla ilgili raporunu referans veriyorsunuz. Bu rapor İH ile ilgili değil ve fakat İGU' larla ilgilidir. Bu tip meslek kuruluşları da, bu konuya maalesef kendi bakış açılarından bakıyorlar ve kendilerine rant temin edecek önerilerde bulunuyorlar.
Ben İGU' lar görevlerini tam olarak yapıyorlar demiyorum, Şunu demeye çalışıyorum, İGU' lar mevzuatta belirtilen görevleri eksiksiz yapmaya çalışıyorlar, tam yaptıklarını söylemiyorum. Bu konu ilerde ayrı bir makalenin konusu olacaktır. Ama İH' leri esas görevlerini unutup, başka bir iş olan birinci basamak tedavi görevini yapıyorlar. Yani hastalığı, kaynağında engellemeyip, sonra oluşan hastalıkları tedavi etmeye çalışıyorlar. Bu hizmet maalesef proaktif bir çalışma değildir.
Sadede gelelim, " Siz işyeri hekimliği yaptığınız işyeri veya işyerlerinde " Koruyucu Sağlık Hizmeti" yapıyor musunuz?, yoksa yapmıyor musunuz? Yapmıyorsanız sebepleri nelerdir?"
En son ileri sürdüğünüz Danıştay Kararı eğer " Hasta çalışan önce İşyeri Hekimine muayene olmak zorunda değil" diyorsa, daha iyi işte, lütfen esas işinize dönerek "Koruyucu Sağlık Hizmetini" bir zahmet yapıveriniz.
Değerli Üstadım
Tespitlerinizde haklısınız.
Aksaklıkları elbirliğiyle yenebilmek umuduyla.
Not: Kaçak akım rölesiyle ilgili makalenizi gittiğim her işyerinde bilgilendirme amaçlı bırakıyorum.
 

F.Ünal Toktaş

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
7 Eyl 2017
Mesajlar
130
Tepki puanı
397
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Değerli Üstadım
Tespitlerinizde haklısınız.
Aksaklıkları elbirliğiyle yenebilmek umuduyla.
Not: Kaçak akım rölesiyle ilgili makalenizi gittiğim her işyerinde bilgilendirme amaçlı bırakıyorum.
Uzun zamandan beri sizden beklediğim cevap bu idi.Teşekkür ederim, lütfen bilgi birikimimi paylaşmaktan başka bir düşüncem ve de hedefimin olmadığını sakın unutmayınız. Esenlikler dilerim.
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.