- Katılım
- 7 Eyl 2017
- Mesajlar
- 130
- Tepki puanı
- 397
- Medeni hal
- Evli
- Meslek
- Uzman (A)
Yetiştirmeye çalıştığım genç bir İş Güvenliği Mühendisinin hazin sonu ektedir. İş Güvenliği Uzmanlığının sorumluluğundan korkan genç arkadaşlarım için hazırladım
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bir İş Güvenliği Mühendisinin Hazin Sonu (!)
- Konbuyu başlatan F.Ünal Toktaş
- Başlangıç tarihi
- Katılım
- 14 Ocak 2015
- Mesajlar
- 302
- Tepki puanı
- 590
- Medeni hal
- Belirtilmedi
- Meslek
- İş Veren
Ünal bey ellerinize sağlık, daha öncede birçok değerli paylaşımınızı okuma imkanım oldu.
Samimi ifadeleriniz gençlerin yakın hissetmelerini sağlayacak. Ancak tamamen olumsuz bir tablo sunduğunuzdan sanırım gençler etkileneceklerdir.
İnşallah yazınızın devamını kaleme alma imkanınız olur, işverene ne oldu? Kim ne ceza aldı, ne kadarlık bir tedbirden tasarruf edilerek ne kadarlık maddi ve manevi bedeller ödendi, fabrika yönetimi başka basitçe neler yapılmış olsaydı benzer durumlar olmazdı, diğer yaşadığınız gördüğünüz tecrübelerinizden genç arkadaşlarımız yararlanmak isteyeceklerdir.
İş güvenliği kültürü ve bilinci olmayan bir ülkede yaşıyorsak, gençler maça 0-1 mağlup başlıyorlar demektir. Ekonomide "Kötü para iyi parayı kovar" teorisi sosyal bilimler içinde geçerlidir. Niteliksiz, eksik, göstermelik, ucuz olan ya kendisini düzeltir yada var olmaya devam etmek için yandaşlarını çoğaltır.
Genel olarak 20 yıl boyunca 5 al geç, yarım öğrensende sonra toparlarsın metoduyla eğitim alan gençler, profesyonel hayata geçtiklerinde 9-10'luk çalışma performansı göstermek zorundadırlar. Dünyanın genelinde bu sistem doğal seleksiyon olarak oturmuştur. Zekiler demiyorum, çalışanlar zaten kendilerini bu geniş tabandan sıyırdıkları, burslu, yurtdışı vb yol haritalarını takip ettiklerinden çok problem yaşamazlar.
Bu gençler ya hiç gelişim göstermezler, ya kopyala yapıştırla yandaş çoğaltırlar ya da çalışıp daha iyisini başarırlar. Bu tercihlerine saygı göstermek gerekir. Ama şikayet etmeleri kabul edilemez.
Çok şükür ülkemizde avrupa birliğinden de amerikadan da ileride olan kişi/kurumlar mevcut. Çok değerli çalışmalar yapıyorlar. Evet birisi "maskesiz girilmez" uyarısı fotokopi kağıdını selobantla kapıya cama yapıştırırken, hemen ilerisindeki başka kurum, reklam ajansıyla çalışmış, kurumunu temsil ettiğine inandığı uyarı levhasının güzel baskısını pano olarak düzenleyip girişe yerleştirmiş. Bir adım ileriye gidip bunu monitörler üzerinden gösterim yapan kuruluşlarda var.
Fabrikada çalışan işçinin bilgisi, yeteneği, tecrübesi vana açıp kapamakla sınırlı olabilir. İlkokul mezunu olabilir. Üretim prosesinin omurgası makineyi çalıştırmakta uzmanda olabilir. Bu çalışanlar dışarıda geziyor, alışveriş yapıyor, bankaya gidiyor, konuşuyor, tartışıyor vs vs bu kişi çevresindeki diğer kişi/kurum çalışmalarından haberdar. İyi ve kötüyü ayırt edebiliyor. Şimdi siz kalkar 8 hücreli ilkel (muhtemelen kopyalanmış) basit müdahale prosedürünü, ben A sınıfı işgüvenliği uzmanıyım, bu acil durum planının alt başlığı algoritma benim"ustalık" eserim, buraya astım hepiniz uyacaksınız, bir kaza olursa sizin başınız yanar, ben görevimi yaptım diyerek sadece kendisini kandırmış olur. Bütün çalışanların söyleyeceği aynı cümle olur: "okumuş mühendis olmuş, yetmemiş işgüvenliği uzmanlığı almış, tüm yapabildiği bu fotokopi kağıdını asmak mı?" dikkat edilmesi gereken detay, işgüvenliği uzmanının verdiği eğitimler, bertaraf ettiği riskler vb birçok detaydan önce, fotokopi kağıdını astığı an itibariyle çalışanlar nezninde kredisini sıfırlamış olmasıdır.
Çalışanlar ne bekliyor? Daha iyiyi. Giydiği ayakkabıdan, eldivenden, tulumdan yediği yemeğe kadar.
İşveren ne bekliyor? Performans. Daha fazla üretim, daha az maliyet. Hangi işverene 100bin TL tedbir masrafıyla 1milyon TL zarardan kurtulmak/korunmak mümkün olduğunu ispat ederseniz uygular. Anlatmanın çok değişik yolları mevcuttur.
5 milyon esnaf işyerinin hepsini aynı kalite düzeyine çıkarmanızı kimse beklemiyor. Ama 200.000 esnaf/işyeri daha iyi ne yapabilirim diye soruyorsa, onlara da ulaşabilmek hizmet verebilmek gerekli. Halkın tüketim tercihleriyle örtüştürmek isterseniz yine benzer orantı ve konularla yüzleşirsiniz. Öyle olmasaydı, bakkal marketlerin neredeyse tamamı şeker, çikolata, alkol, sigara, enerji içecekleri vb ürünleri satamaz ayakta kalamazlardı.
Avrupa birliği uyum süreci kapsamında birçok yasa, yönetmelik, mevzuat hususları, ne yazıkki tercüme yoluyla ülkemize kazandırıldı.
Yani bizler yangın korumalı, yangın korumasız ayrımını kavrayamadan, bazı danışmanların "acil çıkış=yangın merdiveni" cümlesini kabul edip uygulamaya başladık.
2 tip insana karşı hiçbir şey yapamazsınız. İlki kibirlidir, ve en tehlikelisidir, bakar, okur, "anladığı kadarıyla" kendisini olayın işin tamamını kavramış olarak kabul eder. İkincisi cahildir. Yap derler yapar, as derler asar, Ahmet bunu asmış, kopyasını astım oldu bitti der.
İSG Gn Md'de 4 kez toplantı yapma imkanım oldu. Karşılıklı dinleme imkanımız, bana çok şey öğretti, anlamama vesile oldu. 1980'lerde telgraf çekerken her kelime paraylaydı. Çok kelime, uzun telgraf, ciddi para tutardı.
İlk toplantıda, Allah kendilerinden razı olsun, bana mevzuatı öğren diye tavsiyede bulundular.
Sordum: acil durum yönetmeliği maddesi " BYKHY hükümleri dikkate alınarak ADP hazırlanır" ne anlama geliyor? Yönetmelik ne hedefliyor? Basitçe "2. kaçış yolu, yangın korumalı korumasız yollar, kaçış yolu düzenleme esasları, kaçış mesafeleri, pencere tahliyesi ve işaretlemeler ve bunların uygulanmış olması dikkate alınarak ADP'ler hazırlanır" diye yazmıyorsunuz? Kimse bu hükmü dikkate almıyor, neredeyse herkesin yaptığı çalışmalar bu yüzden eksik veya yanlış. Aldığım cevap, mevzuat dili, hukuk görüşü vb gerekçeler. Şahsıma birşeyler yazılsın düzeltilsin diye bekleyecek vaktim yok. Mevzuat zaten boşluklar için İEASGÖY Md8 de TSE, CE, ISO sıralamasıyla bak çöz diyerek kendi açığını kapatmış durumda. En iyisi, en gelişmişi ISO ise, benim hedefim ISO'nun ilerisidir. 1930'larda uçak, 1960'larda otomobil üretmek isteyenlere yaklaşımlar, bugün "O kadarına gerek yok" diyenlerden farklı değildir.
Şimdi Einstein Genel görelilik kuramını açıklayın desem, sayfalar dolusu paragraf üstüne paragraf yazılar yazılır. Işığın suda kırılması gibi, ışık uzayda da kırılır. Aslında bu kadar basit bir açıklaması vardır. Teleskopla gördüğünüz gezegeni, görmeyi hesapladığınız yerde değil, sapma oranı kadar farklı bir yere baktığınızda görebilrsiniz. Bir tek bu forumda değil, Türkiye'nin neresine gitsem, kiminle konuşsam bahsi geçen bir geniş tabanda, Risk analizi nasıl yapılır, ADP nasıl hazırlanır, talimatlar nedir, müdahale prosedürleri nasıl olmalı, tahliye planları nerelere asılacaktı, sanki hiç konuşulmamış, anlaşılmamış gibi tekrar tekrar başa dönmek suretiyle havanda su dövülmesi, bir kitlenin ne seviyede olduğu, yaptıkları veya yapmadıkları beni bağlamadığından, Tahliye planlarında 12. versiyon çalışmalara geldim. Müdahale prosedürlerinde 3.versiyon tamamlanmak üzere. Öte yandan bir kesim varki yazılımlar hazırlayan kişi ve kurumlar versiyon üstüne versiyon geliştiriyor, cep telefonlarına yeni uygulamalar kazandırılıyorken, siz ne yaptınız? ne yapmak istiyorsunuz? O kadar çok işiniz var ki, bir talimatı yazmaya, geliştirmeye vakit bulamıyorsunuz. Bahane üretmek kolaydır. Risk analiziyle, olası düzeltmelerle bazılarını bertaraf ederken, ortadan kaldırılamayacak risklerle, temelde 12, geniş kapsamlı olarak 40 kadar acil durum başlığına ulaşıyorsunuz. Kurumun fiili, nitelik ve niceliklerine göre bu ADP'leri düzenlediğinizde, asacağınız tedbir talimatları, müdahale prosedürleri, tahliye planları otomatik olarak oluşuyor. Pişirim yaptığınız mutfağınız yoksa, o bölümü eksiltmek, kaynak yaptığınız atölyeniz varsa bölüm olarak ilave etmeniz yeterli oluyor.
Ünal bey çok doğru söylüyor. Sorumlusunuz, yanlış veya eksik bilgi vermiş olabilirsiniz. Kopyala yapıştırı teşvik etmiş olabilirsiniz, domino taşı gibidir, tüm çalışmalarınızın kalitesi ve neticesi diğer çalışmalarınızın neticelerini etkiler. Neticede "can/hayat" söz konusu ise, 5 ile geçemezsiniz. Göz yumduğunuz, görmediğiniz veya görmezden geldiğiniz her eksiklik ve yanlışlık cana mal olacaksa, yaptığınız her işte 10 almak zorundasınız. Astığınız her talimata çalışanlar "adam okumuş, işini biliyor" demeli.
Hukuk, mevzuat farklı bir dildir. İyi anlamanız gerekli. "kaçış levhası" astığınız için değil, mevzuat gereklerine göre düzenleme yaptığınız takdirde o koridor kaçış yolu olur, neticesinde beyan niteliğinde "kaçış lavhası" asabilirsiniz.
Elinizin altında bulunan dosya değiştirilemez, geliştirilemez değildir. İş güvenliği, özü itibariyle döngüdür. Planla, uygula, gözden geçir, yeniden planla, yeniden uygula. Daha iyisini yapabilirsiniz.
inşallah yazdıklarım herkese faydalı olur
Samimi ifadeleriniz gençlerin yakın hissetmelerini sağlayacak. Ancak tamamen olumsuz bir tablo sunduğunuzdan sanırım gençler etkileneceklerdir.
İnşallah yazınızın devamını kaleme alma imkanınız olur, işverene ne oldu? Kim ne ceza aldı, ne kadarlık bir tedbirden tasarruf edilerek ne kadarlık maddi ve manevi bedeller ödendi, fabrika yönetimi başka basitçe neler yapılmış olsaydı benzer durumlar olmazdı, diğer yaşadığınız gördüğünüz tecrübelerinizden genç arkadaşlarımız yararlanmak isteyeceklerdir.
İş güvenliği kültürü ve bilinci olmayan bir ülkede yaşıyorsak, gençler maça 0-1 mağlup başlıyorlar demektir. Ekonomide "Kötü para iyi parayı kovar" teorisi sosyal bilimler içinde geçerlidir. Niteliksiz, eksik, göstermelik, ucuz olan ya kendisini düzeltir yada var olmaya devam etmek için yandaşlarını çoğaltır.
Genel olarak 20 yıl boyunca 5 al geç, yarım öğrensende sonra toparlarsın metoduyla eğitim alan gençler, profesyonel hayata geçtiklerinde 9-10'luk çalışma performansı göstermek zorundadırlar. Dünyanın genelinde bu sistem doğal seleksiyon olarak oturmuştur. Zekiler demiyorum, çalışanlar zaten kendilerini bu geniş tabandan sıyırdıkları, burslu, yurtdışı vb yol haritalarını takip ettiklerinden çok problem yaşamazlar.
Bu gençler ya hiç gelişim göstermezler, ya kopyala yapıştırla yandaş çoğaltırlar ya da çalışıp daha iyisini başarırlar. Bu tercihlerine saygı göstermek gerekir. Ama şikayet etmeleri kabul edilemez.
Çok şükür ülkemizde avrupa birliğinden de amerikadan da ileride olan kişi/kurumlar mevcut. Çok değerli çalışmalar yapıyorlar. Evet birisi "maskesiz girilmez" uyarısı fotokopi kağıdını selobantla kapıya cama yapıştırırken, hemen ilerisindeki başka kurum, reklam ajansıyla çalışmış, kurumunu temsil ettiğine inandığı uyarı levhasının güzel baskısını pano olarak düzenleyip girişe yerleştirmiş. Bir adım ileriye gidip bunu monitörler üzerinden gösterim yapan kuruluşlarda var.
Fabrikada çalışan işçinin bilgisi, yeteneği, tecrübesi vana açıp kapamakla sınırlı olabilir. İlkokul mezunu olabilir. Üretim prosesinin omurgası makineyi çalıştırmakta uzmanda olabilir. Bu çalışanlar dışarıda geziyor, alışveriş yapıyor, bankaya gidiyor, konuşuyor, tartışıyor vs vs bu kişi çevresindeki diğer kişi/kurum çalışmalarından haberdar. İyi ve kötüyü ayırt edebiliyor. Şimdi siz kalkar 8 hücreli ilkel (muhtemelen kopyalanmış) basit müdahale prosedürünü, ben A sınıfı işgüvenliği uzmanıyım, bu acil durum planının alt başlığı algoritma benim"ustalık" eserim, buraya astım hepiniz uyacaksınız, bir kaza olursa sizin başınız yanar, ben görevimi yaptım diyerek sadece kendisini kandırmış olur. Bütün çalışanların söyleyeceği aynı cümle olur: "okumuş mühendis olmuş, yetmemiş işgüvenliği uzmanlığı almış, tüm yapabildiği bu fotokopi kağıdını asmak mı?" dikkat edilmesi gereken detay, işgüvenliği uzmanının verdiği eğitimler, bertaraf ettiği riskler vb birçok detaydan önce, fotokopi kağıdını astığı an itibariyle çalışanlar nezninde kredisini sıfırlamış olmasıdır.
Çalışanlar ne bekliyor? Daha iyiyi. Giydiği ayakkabıdan, eldivenden, tulumdan yediği yemeğe kadar.
İşveren ne bekliyor? Performans. Daha fazla üretim, daha az maliyet. Hangi işverene 100bin TL tedbir masrafıyla 1milyon TL zarardan kurtulmak/korunmak mümkün olduğunu ispat ederseniz uygular. Anlatmanın çok değişik yolları mevcuttur.
5 milyon esnaf işyerinin hepsini aynı kalite düzeyine çıkarmanızı kimse beklemiyor. Ama 200.000 esnaf/işyeri daha iyi ne yapabilirim diye soruyorsa, onlara da ulaşabilmek hizmet verebilmek gerekli. Halkın tüketim tercihleriyle örtüştürmek isterseniz yine benzer orantı ve konularla yüzleşirsiniz. Öyle olmasaydı, bakkal marketlerin neredeyse tamamı şeker, çikolata, alkol, sigara, enerji içecekleri vb ürünleri satamaz ayakta kalamazlardı.
Avrupa birliği uyum süreci kapsamında birçok yasa, yönetmelik, mevzuat hususları, ne yazıkki tercüme yoluyla ülkemize kazandırıldı.
Yani bizler yangın korumalı, yangın korumasız ayrımını kavrayamadan, bazı danışmanların "acil çıkış=yangın merdiveni" cümlesini kabul edip uygulamaya başladık.
2 tip insana karşı hiçbir şey yapamazsınız. İlki kibirlidir, ve en tehlikelisidir, bakar, okur, "anladığı kadarıyla" kendisini olayın işin tamamını kavramış olarak kabul eder. İkincisi cahildir. Yap derler yapar, as derler asar, Ahmet bunu asmış, kopyasını astım oldu bitti der.
İSG Gn Md'de 4 kez toplantı yapma imkanım oldu. Karşılıklı dinleme imkanımız, bana çok şey öğretti, anlamama vesile oldu. 1980'lerde telgraf çekerken her kelime paraylaydı. Çok kelime, uzun telgraf, ciddi para tutardı.
İlk toplantıda, Allah kendilerinden razı olsun, bana mevzuatı öğren diye tavsiyede bulundular.
Sordum: acil durum yönetmeliği maddesi " BYKHY hükümleri dikkate alınarak ADP hazırlanır" ne anlama geliyor? Yönetmelik ne hedefliyor? Basitçe "2. kaçış yolu, yangın korumalı korumasız yollar, kaçış yolu düzenleme esasları, kaçış mesafeleri, pencere tahliyesi ve işaretlemeler ve bunların uygulanmış olması dikkate alınarak ADP'ler hazırlanır" diye yazmıyorsunuz? Kimse bu hükmü dikkate almıyor, neredeyse herkesin yaptığı çalışmalar bu yüzden eksik veya yanlış. Aldığım cevap, mevzuat dili, hukuk görüşü vb gerekçeler. Şahsıma birşeyler yazılsın düzeltilsin diye bekleyecek vaktim yok. Mevzuat zaten boşluklar için İEASGÖY Md8 de TSE, CE, ISO sıralamasıyla bak çöz diyerek kendi açığını kapatmış durumda. En iyisi, en gelişmişi ISO ise, benim hedefim ISO'nun ilerisidir. 1930'larda uçak, 1960'larda otomobil üretmek isteyenlere yaklaşımlar, bugün "O kadarına gerek yok" diyenlerden farklı değildir.
Şimdi Einstein Genel görelilik kuramını açıklayın desem, sayfalar dolusu paragraf üstüne paragraf yazılar yazılır. Işığın suda kırılması gibi, ışık uzayda da kırılır. Aslında bu kadar basit bir açıklaması vardır. Teleskopla gördüğünüz gezegeni, görmeyi hesapladığınız yerde değil, sapma oranı kadar farklı bir yere baktığınızda görebilrsiniz. Bir tek bu forumda değil, Türkiye'nin neresine gitsem, kiminle konuşsam bahsi geçen bir geniş tabanda, Risk analizi nasıl yapılır, ADP nasıl hazırlanır, talimatlar nedir, müdahale prosedürleri nasıl olmalı, tahliye planları nerelere asılacaktı, sanki hiç konuşulmamış, anlaşılmamış gibi tekrar tekrar başa dönmek suretiyle havanda su dövülmesi, bir kitlenin ne seviyede olduğu, yaptıkları veya yapmadıkları beni bağlamadığından, Tahliye planlarında 12. versiyon çalışmalara geldim. Müdahale prosedürlerinde 3.versiyon tamamlanmak üzere. Öte yandan bir kesim varki yazılımlar hazırlayan kişi ve kurumlar versiyon üstüne versiyon geliştiriyor, cep telefonlarına yeni uygulamalar kazandırılıyorken, siz ne yaptınız? ne yapmak istiyorsunuz? O kadar çok işiniz var ki, bir talimatı yazmaya, geliştirmeye vakit bulamıyorsunuz. Bahane üretmek kolaydır. Risk analiziyle, olası düzeltmelerle bazılarını bertaraf ederken, ortadan kaldırılamayacak risklerle, temelde 12, geniş kapsamlı olarak 40 kadar acil durum başlığına ulaşıyorsunuz. Kurumun fiili, nitelik ve niceliklerine göre bu ADP'leri düzenlediğinizde, asacağınız tedbir talimatları, müdahale prosedürleri, tahliye planları otomatik olarak oluşuyor. Pişirim yaptığınız mutfağınız yoksa, o bölümü eksiltmek, kaynak yaptığınız atölyeniz varsa bölüm olarak ilave etmeniz yeterli oluyor.
Ünal bey çok doğru söylüyor. Sorumlusunuz, yanlış veya eksik bilgi vermiş olabilirsiniz. Kopyala yapıştırı teşvik etmiş olabilirsiniz, domino taşı gibidir, tüm çalışmalarınızın kalitesi ve neticesi diğer çalışmalarınızın neticelerini etkiler. Neticede "can/hayat" söz konusu ise, 5 ile geçemezsiniz. Göz yumduğunuz, görmediğiniz veya görmezden geldiğiniz her eksiklik ve yanlışlık cana mal olacaksa, yaptığınız her işte 10 almak zorundasınız. Astığınız her talimata çalışanlar "adam okumuş, işini biliyor" demeli.
Hukuk, mevzuat farklı bir dildir. İyi anlamanız gerekli. "kaçış levhası" astığınız için değil, mevzuat gereklerine göre düzenleme yaptığınız takdirde o koridor kaçış yolu olur, neticesinde beyan niteliğinde "kaçış lavhası" asabilirsiniz.
Elinizin altında bulunan dosya değiştirilemez, geliştirilemez değildir. İş güvenliği, özü itibariyle döngüdür. Planla, uygula, gözden geçir, yeniden planla, yeniden uygula. Daha iyisini yapabilirsiniz.
inşallah yazdıklarım herkese faydalı olur