Portör Muayeneleri

Riquelme10

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
1 Haz 2021
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Arkadaşlar merhaba;
Portör muayenelerini yaptırmak yasal mevzuat içinde var mı? Var ise Periyodu ile ilgili bilgi var mı? Konfeksiyon fabrikasıyız ve yemekleri kendi yemekhanemizde yapıyoruz.
 

Murat Özmumcu

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
18 Ocak 2013
Mesajlar
22
Tepki puanı
16
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)

Portör Muayenesi Zorunlu Mu ?​

Portör muayenesi, 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu‘nun 126. ve 127. maddelerine göre gıda üretim yerleri ve sıhhi müesseselerde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönünden her 3 ayda bir yapılması zorunluydu. Ancak 2011 yılında yapılan kanun değişikliği ile kanunun 126 ve 127. maddelerinde geçen portör muayenesi ifadesi çıkarılmış ve gıda işlerinde çalışanların hijyen eğitimi almış olması zorunluluğu getirilmiştir.

Bu değişiklik portör muayenesinin kaldırıldığı yönünde yorumlanmıştır. Ancak 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 126. maddesi bulaşıcı hastalığı olanların gıda ile ilişkili işlerde çalıştırılamayacağına hükmeder. Yani bir çalışanın bulaşıcı hastalığı olup olmadığının kontrol edilmesi ve belgelenmesi şarttır.

Madde 126 – Bulaşıcı bir hastalığı olduğu belgelenenler ile iş yerinin faaliyet ve hizmetlerinden doğrudan yararlananları rahatsız edecek nitelikte ve görünür şekilde açık yara veya cilt hastalığı bulunanlar, bizzat çalışan iş yeri sahipleri ve işletenleri de dâhil olmak üzere, alınacak bir raporla hastalıklarının iyileştiği belgeleninceye kadar, birinci fıkrada belirtilen iş yerlerinde çalışamaz ve çalıştırılamazlar.
Portör muayenesi kaldırılmamıştır. Çalışanın bulaşıcı hastalığının olup olmadığının kontrol edilmesi şarttır. Gıda işinde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığını tespit etmenin en etkili yolu portör muayenesidir.


Ayrıca 126 ve 127. maddelerde yer alan hijyen eğitimi, çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığını veya gelecekte bulaşıcı hastalıklara yakalanmayacağını gösteren bir eğitim değildir. Hijyen eğitimi sadece gıda işinde hijyen kurallarını öğreten bir eğitim olarak verilmektedir. Dolayısıyla portör muayenesi ve hijyen eğitimi birbiri ile çok farklı uygulamalar olup asla birbirinin yerine geçemez.

Portör Muayenesi Hangi Laboratuvar Tetkiklerini İçerir ?​

Çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığını tespit edebilmek için bazı tahliller yapılmalıdır. Bu tahliller kan, dışkı, röntgen veya tükürük yolu ile yapılan tahlillerdir. Doğru bir portör muayenesi aşağıdaki testleri içermelidir.

Gaita Kültürü ( Salmonella ve Shigella yönünden, en az yılda bir)
Dışkının mikroskobik incelenmesi ( Entamoeba, histolytica kistleri, giardia lamblia kistleri ve helmint yumurtaları yönünden, en az altı ayda bir)
Boğaz ve Burun Kültürü (Staphylococcus aureus yönünden, en az yılda bir)
Akciğer Grafisi ( Tüberküloz yönünden, en az yılda bir)
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi

Portör Muayenesi Zorunlu değil.​


HİJYEN EĞİTİMLERİ PORTÖR MUAYENESİ YERİNE GEÇMEKTEDİR.
5 Temmuz 2013 tarihli ve 28698 sayılı Resmi Gazetede yayınlana Hijyen Eğitimi Yönetmeliğini üç bakanlık birlikte yürütmektedir. Bunlar; Sağlık, Gıda Tarım ve Hayvancılık ile İçişleri Bakanlıklarıdır. Söz konusu yönetmelik hükümlerine göre;

a) Gıda üretim ve perakende iş yerleri.
b) İnsani tüketim amaçlı sular ile doğal mineralli suların üretimini yapan iş yerleri.
c) Kaplıca, hamam, sauna, berber, kuaför, dövme ve pirsing yapılan yerler, masaj ve güzellik salonları ve benzeri yerler.
ç) Otel, motel, pansiyon ve misafirhane gibi yerlerde çalışanlar için hijyen eğitimi zorunlu hale gelmiştir.

Dolayısı ile portör tetkiklerinin yapılması zorunluluğu ortadan kalkmıştır.

1- İşverenler, mevzuatta öngörülmeyen ya da işyeri hekimi tarafından istenmeyen hiç bir tetkiki yaptırıp boşa para harcamamalıdırlar.
2- İşyeri hekimleri sadece asbestle çalışmalarda akciğer filmi istemelidirler.
3- İşyeri hekimleri muayenede bir bulguya rastlamış ise arzu ettiği tetkiki isteme hakkına sahiptir.
4- İşyeri hekimleri eğer gürültülü bir iş ortamı olduğunu tespit ederse odiyo istemelidir.
5- İşyeri hekimleri eğer tozlu bir iş ortamı olduğunu tespit ederse solunum fonksiyon testi veya akciğer filmi istemelidir.
6- İşverenler ve işyeri hekimleri, istenen tüm tetkiklerin Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış laboratuvarlarda yapılamasına ve sonuçların uzman hekimlerce imzalanmış olmasına dikkat etmelidirler.
7- Gezici sağlık araçları ile yapılan tetkiklere itibar etmemeleri gerekmektedir.

Kaynaklar:
1- Umumi Hıfzıssıhha Kanunu
2- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
3- Hijyen Eğitimi Yönetmeliği
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
Ülkemizde gıda işleri ile uğraşanların dönemsel muayenelerinin yapılması 1936 yılında çıkartılan 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na (UHK) göre düzenlenmiştir (8). Yasa’nın 126. ve 127. Maddeleri gıda işi ile uğraşanlarla ilgilidir ve gıda işi ile uğraşanların üç ayda bir sağlam raporu almak zorunda oldukları, sağlıklı olmayanların mesleklerini icra etmelerinin engelleneceği ve bu muayenelerin hangi kişi, kurum ve kuruluşlarca yapılacağını Varol Saraçoğlu ve ark. 69 Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2016:23(2):68-74 Gıda çalışanlarında mikrobiyolojik tetkikleri düzenleyen mevzuatın incelenmesi Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2016:23(2):68-74 açıklanmaktadır. Ancak yasal düzenlemenin pratikte uygulanabilmesi için gerekli alt mevzuat 2005 yılında çıkartılmış ve portör muayenesine esas laboratuvar tetkikleri bir genelge (TSHGM, 2005/9) ile standardize edilmiştir (9). Genelge’ye göre gıda işi ile uğraşanlarda ve sıhhi müesseselerde çalışanlarda portör taraması için yapılacak tetkikler: 1. Gaita kültürü, (Salmonella ve Shigella yönünden, en az yılda bir), 2. Dışkının mikroskobik incelenmesi (Entamoeba histolytica, Giardia lamblia ve helmint yumurtaları yönünden, en az 6 ayda bir), 3. Boğaz ve burun kültürü (Staphylococcus aureus yönünden, en az yılda bir), 4. Akciğer grafisidir (Tüberküloz yönünden, en az yılda bir). Bahsedilen Genelge’de teknik bir “taşıyıcılık tanımı” yapılmadığı; genelgenin taşıyıcılığın belirlenmesinde -hangi mikroorganizmalar için taşıyıcılık araştırması yapılacağı ve hangi asgari laboratuvar yöntemlerinin kullanılacağı gibi- çerçeve çizmede yetersiz kaldığı da bilinmektedir. Bu durum kitle taramalarında Genelge ile bakılması zorunlu kılınmış mikroorganizmaların belirlenmesinde sorunlar yaşanmış olabileceğini düşündürmektedir. Son mevzuat değişikliği 2 Kasım 2011 tarihinde 28102 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’dir (KHK). KHK’nin 58. Maddesi ile, 1539 sayılı UHK’nun 126 ve 127. Maddelerini değiştirilmiştir (10). İlgili maddeler incelendiğinde: “gıda ile uğraşan iş yerlerinde çalışmaya engel bulaşıcı hastalıkların ve cilt hastalıklarının neler olduğuna, iyileşme halinin belirlenmesine, hangi meslek ve sanat erbabının 126’ncı madde kapsamında olduğuna ilişkin usul ve esaslar, Sağlık, İçişleri ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” denmektedir. Ayrıca değişen 127. Madde ile “… Bulaşıcı bir hastalık veya bir salgın hastalık çıkması durumunda, bu hastalıkla alakalı gerekli incelemeler, analiz masrafları iş yeri sahipleri ve işletenlerince karşılanmak üzere ilgili kurum tarafından yapılır”. “… bulaşıcı bir hastalık veya bir salgın hastalık çıkması halinde doğacak hukuki sorumluluklar ile bu durumdan zarar gören kişi veya kurumların hukuki yol vasıtasıyla talep edebilecekleri tazminat ödemeleri veya olabilecek diğer ödemeleri iş yeri sahiplerine ve işletenlerine aittir.” denmekte ve hijyen eğitimi temel hale getirilmektedir. 663 sayılı KHK’de yer alan “GEÇİCİ MADDE 1-127. maddede belirtilen yönetmelik, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur ve anılan yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.” Maddesi göz ardı edilerek, bahsedilen değişiklikler rutin periyotlarla mikrobiyolojik analiz yapılması zorunluluğunun kalktığı şeklinde “yanlış” yorumlanabilmiştir (11-13). 9 Şubat 2012 tarih ve 28199 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliği’nin 20. maddesinin 6. Bendinde; okul kantinlerinde çalışacak kişilerden istenecek belgeler arasında “... İlgili mevzuatında belirtilen sürelerde portör muayenesi, adli sicil ve arşiv kaydı ve benzeri evraklar istenir.” denmekte ve 23. Maddenin 4. Bendinde de tutulacak defter, dosya ve belgeler arasında portör muayenesi belgelerinin saklanması gerekliliğinden bahsedilmektedir (14). Halen yürürlükte olan mevzuat gereğince portör muayenelerinin aile hekimlerince yapılması beklenmektedir. Buna dayanak olarak 09.12.2004 tarih ve 25665 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 24.11.2004 tarih ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun Hizmetin Esasları bölümü 5. Maddesinde “Birinci basamak sağlık kuruluşları ve resmi tabiplerce düzenlenmesi öngörülen her türlü rapor, sevk evrakı, reçete ve sair belgeler aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde aile hekimleri tarafından düzenlenir.” (15) ve 25.05.2010 tarih ve 27591 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği İkinci Bölüm Madde 24 (7). bendinde “Hasta sevk evrakı, reçete, rapor, bildirimi zorunlu hastalıklarla ilgili formlar ve diğer kullanılacak belge örnekleri Bakanlıkça belirlenir. Aile Hekimi’nce düzenlenen bu belgeler kişinin yazılı veya elektronik dosyasına kaydedilir” denmektedir (16). Bu yasal gerekçelerle, Aile Hekimleri portör raporu da dahil olmak üzere birinci basamakta verilebilen tüm rapor müracaatlarını kabul ederek değerlendirmek zorundadırlar. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü’nün kayıt dışı istihdam ile mücadele konulu 2011/51 sayılı genelgesinde, “… Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün portör muayenelerine ilişkin 2005/9 sayılı Genelgesinde, 1593 sayılı UHK’nun 126. maddesine atfen; “Yenilecek ve içilecek şeyler satan veya veren işler ile sıhhi müesseselerde çalışanların 70 bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönüyle belli periyotlarda kendilerini muayene ettirerek sıhhi rapor alma mecburiyetlerinin bulunması” hükmüne istinaden, Kurumumuz ile Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü yetkilileriyle yapılan çalışmalar sonucunda; “Portör muayene çizelgelerine T.C. Kimlik Numaralarının da kaydedilerek düzenlenen listelerin, Kurumumuza manuel ya da bilgisayar ortamında gönderilebileceği” konusunda mutabakata varılmıştır. Anılan Genel Müdürlükçe sağlık il müdürlüklerine “Portör muayene listelerinin taşradaki sosyal güvenlik il müdürlüklerine/sosyal güvenlik merkezlerine gönderilmesi”ne ilişkin talimat verilmiştir. 01/05/2008 tarihinden itibaren ünitelerimize duyurulan bu uygulama devam etmektedir….” (17). Sunulan genelge portör muayenelerinin yapılması zorunlu bir uygulama olduğunu göstermekte ve ek olarak bilgilerin SGK ile paylaşılmasını zorunlu kılmaktadır. Portör muayenelerinin temel de aile hekimlerinin görevi olması nedeniyle genelgeye uyulmasında -bildirimde sorunlar yaşanabilmesi nedeniyleaksaklıklar yaşanmaktadır. Bu gerekçelerle kimi İl Sağlık Müdürlükleri portör muayenelerini toplum sağlığı merkezleri üzerinden yürütmeyi tercih etmektedirler. 663 sayılı KHK’de (10) bahsedilen hijyen eğitimleri ile riski kaynağında en aza indirme çabası önemli olmakla beraber; bu düzenleme ile kamu erki, sağlık alanına ilişkin pek çok uygulamada olduğu gibi gıda işi ile uğraşan işyerlerinde sorumluluğu işverenin üzerine atmıştır. Süreç medyada gereksiz bir işlem olan portör muayenelerinin kaldırılarak esnafın rahatlatılması olarak algılansa da mevzuat dikkatle incelendiğinde işverenin sorumluluğu artarak sürmektedir. Bahsedilen ek mevzuat metinlerinden de anlaşıldığı üzere portör muayeneleri ve bunların kayıtları önemini korumaktadır. Süreci belirsiz kılan temel sorun konuyla ilgili temel Yönergenin henüz çıkartılmamasıdır. Gıda işi ile uğraşanlarda görülen bulaşıcı hastalıkların önemli toplumsal sağlık sorunlarına yol açabilmeleri riski nedeniyle bahsi geçen Yönetmeliğin ivedikle çıkartılması portör muayenelerinin niteliği, niceliği, kim tarafından, hangi yollarla ve nasıl yapılacağının bilimsel ilkeler doğrultusunda tanımlanması toplum sağlığını korumak açısından yaşamsal önemdedir. Süreçte, işverenin hukuki ve cezai sorumluluğunun da belirlenmesi gerekmektedir. Toplum sağlığını etkileme olasılığı yüksek olan gıda işinde çalışanlarda taramalar yapılması, besin kaynaklı salgınların ortaya çıkmasını önleyebilmek için uygulanması gerekli sekonder (ikincil) korunma yöntemleri arasında olmalıdır (18). Gıda kaynaklı besin zehirlenmeleri ve salgınlara yol açan 40’tan fazla mikrobiyolojik ajan olduğu bilinmektedir (19). Besin kaynaklı sağlık sorunlarına yol açabilecek, salgınlar yapabilecek çok sayıda virus de bulunmaktadır. Örneğin, ülkemizde rutin analizlerde virus izolasyonu yapılamamaktadır. Ayrıca Salmonella ve Shigella dışındaki birçok bakteriyel ajan da araştırılmamaktadır. S. aureus’un varlığı araştırılmakta, ancak izolatın besin zehirlenmelerinden sorumlu enterotoksin salgılama özelliği bilinmemektedir. Ancak halen uygulamada yaygın bir şekilde gıda ile uğraşan işyerlerinde çalışanlardan alınan örnekler -potansiyel kontaminantların varlığı açısındantaşıyıcılık araştırmak amacıyla düzenli aralıklarla incelenmektedir. Bu tetkikler yeni işe başlayanlarda işe giriş muayenesi ile birlikte, çalışanlarda ise periyodik portör taraması şeklinde yapılmalıdır. Taşıyıcılık özelliği olan enteropatojenler belirlendiğinde ise, infeksiyon kaynağı ve olası bulaşma yollarına yönelik çalışmaların yapılması sağlık çalışanlarının temel görevleri arasındadır. Portörlüğü tespit edilenlerin geçici olarak işten uzaklaştırılması veya işyerinde yaptığı işin geçici olarak değiştirilmesi de uygulamalar arasındadır (5, 6). Portör muayeneleri ile yapılan analizleri erken tanı uygulamaları olarak değerlendirmek olanaklıdır ve gıda kaynaklı hastalık yayılımını engelleyecek önlemler alınmasına yönelik çalışmaların yapılabilmesine zemin sağlaması nedeniyle önemlidir. Ancak, gıda kaynaklı infeksiyonların ve salgınların engellenmesi için temel öneri hastalık etkeninin alınmasını, taşıyıcılığın engellenmesine yönelik Primer (birincil) korunma yöntemleridir (2). DSÖ, S. aureus kaynaklı salgınların engellenmesinde kişisel hijyene, hazır gıdaların uygun sıcaklıkta ve sürede saklanmasına, besin üretim ve hazırlama süreçlerinde iyi hijyen uygulamalarına; Shigella kaynaklı salgınların engellenmesinde güvenli gıda hazırlama ve iyi hijyen uygulamalarına (el yıkama, gıdaların hazırlandığı yüzeylerin dezenfeksiyonu, tüm sebze ve meyvelerin güvenli su ile yıkanması); Varol Saraçoğlu ve ark. 71 Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2016:23(2):68-74 Gıda çalışanlarında mikrobiyolojik tetkikleri düzenleyen mevzuatın incelenmesi Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2016:23(2):68-74 Salmonella kaynaklı salgınların engellenmesinde süt ve yumurta ürünlerinin pastörizasyonu başta olmak üzere hayvansal kaynaklı besinlerin uygun ısıda hazırlanmasına, saklanmasına, kaynatılarak kullanılmasının sağlanmasına, çiğ süt, et, yumurta vb. tüketilmesinin engellenmesine; Nematod kaynaklı salgınların engellenmesinde yüzey ve tuvalet temizliği, el yıkama prosedürlerine, yıkamadan gıda yenmemesi ve pişirilmemesine, iyi hijyen uygulamalarına; Amip ve Giardia kaynaklı salgınların engellenmesinde temiz, filtrelenmiş su kaynaklarının sağlanmasına ve temiz, kaynamış su kullanımına, atıkların güvenli ve hijyenik uzaklaştırılmasına, iyi hijyen uygulamalarına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek birincil korumanın önemini belirtmiştir (7, 19). Örgütün 2001 yılında yayınladığı “daha güvenli gıdanın 5 anahtarı” raporunda “1. Temiz tut, 2. Çiğ ve pişmiş gıdaları ayır, 3. Doğru pişir, 4. Uygun ısıda sakla 5. Güvenli su ve güvenli çiğ gıda kullan” yer alan temel ilkeler de birincil korumaya örnektir (2). Ülkemizde konuyla ilgili mevzuat kafa karışıklığına yol açtığı gibi, kapsamıyla da gıda kaynaklı salgınların önlenmesinde yetersiz kalmaktadır.

 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi
Beslenme yaşamın temel gereksinimlerinden olduğu için, besinlerin hazırlanma aşamasından başlayıp tüketime kadar uzanan sürecin kontrolü önemlidir. Gıda kaynaklı infeksiyonlar tüm dünyada sık olup, gelişmiş ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde sorun olmaya devam etmektedir. Gıda kaynaklı salgınların ortaya çıkmasına neden olacak çok sayıda patojen mikroorganizma vardır. Bu mikroorganizmaların bir kısmı insan vücudunda asemptomatik olarak da bulunabilir. Günümüzde modern gıda üretim teknolojileri, gıda hazırlama prosedüründe standardizasyon ve kontrol programlarının geliştirilmesine olanak tanırken, gıda işi ile uğraşanlarda rutin tarama testlerinin uygulanması ile gıda kaynaklı infeksiyonların azaltılması mümkün olacağı anlayışından giderek uzaklaşılmaktadır. Üretim, besin hazırlama ve dağıtımı yapan işyerlerinde çalışan kişilerin besin zehirlenmesine yol açabilecek patojen mikroorganizma taşıyıcısı olması, gerekli önlemler alınmadığı takdirde geniş popülasyonlarda zehirlenmelere, salgınlara ve ölümlere neden olarak toplum sağlığını tehdit edebilir (22). Ülkemizdeki yasal düzenlemeler, toplum sağlığını tehdit eden patojen mikroorganizmaların küçük bir kısmını rutinde incelememize olanak tanımakta iken; portör muayenesi yaptırma, muayeneyi yapacak kişi-kurum açısından kafa karışıklığı olduğu belirlenmiştir. Ek olarak konunun uzmanlarınca, muayene niteliği ve niceliği açısından eleştirel yaklaşımlar da bulunmaktadır. Zamanında, tam ve doğru olarak çıkartıl(a)mayan mevzuat zaman içinde kadük kalmış, yanlış yorumlanabilmiş, farklı uygulanabilmiştir. Çağdaş sağlık anlayışında, sağlık hizmeti sunumu hastalık temelli değildir. Sağlığı koruyucu ve geliştirici yaklaşım esastır. Gıda işi ile uğraşanlarda çağdaş sağlık anlayışı yaklaşımında hastalık odaklı değil, sağlığı koruyucu ve geliştirici proaktif bir yaklaşım esas alınmalıdır. Bu şekliyle gıdalarla bulaşan hastalıkların önlenmesi için, en önemli unsur çalışanların eğitimi ve hijyen koşullarına uyulmasının sağlanmasıdır (4, 19, 21). Gıda çalışanlarının, gıdaları ellemeden önce ve sonra uygun el yıkama alışkanlığı kazanması, eldiven giyilmesi gıdaların el ile direkt kontamine olmasının önlenmesinde önemlidir (5). Günümüzde herhangi bir hastalık ya da salgın şüphesi olmaksızın, gıda çalışanlarının enterik patojenler açısından araştırılması ekonomik bulunmamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü sarılık, kusma, ateş, boğaz ağrısı, deri lezyonu gibi hastalık belirtisi gösterenler haricinde gıda çalışanlarında rutin tıbbi ve mikrobiyolojik incelemelerin yapılmasını önermemektedir (5, 19, 21, 22). Ayrıca gıda üretim yerlerinde çalışanların gıda yolu ile geçebilecek hastalıklar ve bunlardan korunma konusunda eğitilmeleri; besin kaynaklı infeksiyonların ve salgınların önlenmesinde rutin laboratuvar tetkiklerinin yapılmasına kıyasla daha maliyet etkin bulunmaktadır (19). Sonuç olarak, gıda hazırlama prosedüründe standardizasyon ve kontrol programlarının geliştirilmesi, hijyen eğitimleri verilmesi, erken uyarı sistemlerini kurulması ve belirti gösteren çalışanlara rutin tarama testlerinin uygulanması ile gıda kaynaklı infeksiyonların azaltılmasının sağlanması temel öneridir (23). Uygulamadaki keyfiyet ve belirsizliklerin engellenmesi önemlidir. Bu amaçla karar vericilerin, UHK’nun özüne ve felsefesine dokunmadan, güncel bilimsel çalışma sonuçlarını dikkate alarak ivedilikle 72 tamamlayıcı mevzuat çalışmalarına başlaması gerekmektedir.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/260042
 

ilkinpeker

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
6 Şub 2013
Mesajlar
221
Tepki puanı
659
Medeni hal
Evli
Meslek
İşyeri Hekimi

Portör Muayenelerine Esas Laboratuar Tetkikleri​

T.C
SAĞLIK BAKANLIĞI
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü




Sayı: B100TSH0150005
Konu:Portör Muayenelerine Esas Laboratuar Tetkikleri

……………… VALİLİĞİNE
( İl Sağlık Müdürlüğüne )

GENELGE 2005 /9

İLGİ: a) 21.12.1994 gün ve 15152 sayılı Genelgemiz.
b) 18.05.2000 gün ve 6902 sayılı yazımız.
c) Konu ile ilgili illere daha önce yazılmış görüşler.
d) 11.10.2004 gün ve 9220/8428 sayılı Hukuk Müşavirliği görüşü.

1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 126 ncı Maddesinde; “Yenilecek ve içilecek şeyler satan veya veren veyahut taharet ve nezafete mütaallik sanatlar ifa edenler her üç ayda bir kendilerini muayene ettirerek bir sıhhi rapor almağa mecburdurlar. Bunlardan devrei sirayette frengi ve sari verem ve cüzzama müptela olanlarla halkın istikrah ve nefretini mucip bir cilt hastalığına duçar olanlar sanatlarını icradan menolunurlar,”

Aynı Kanunun 127 nci Maddesinde ise “ 126 ncı maddede zikrolunan sıhhi muayene meccanen belediye tabipleri tarafından yapılır. Belediye tabipleri bulunmayan yerlerde bu vazife hükümet tabipleri tarafından icra olunur. Mahalli belediyelerince hangi meslek ve sanat erbabının muayeneye tabi olduğu 266 ncı maddede zikredilen nizamnameye dercolunur.” hükmü mevcuttur.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, gıda işyerlerinde ve sıhhi müesseselerde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönünden her 3 ayda bir muayene olma ve sıhhi rapor alma mecburiyeti getirilmiş ve bu sıhhi muayenenin de ücretsiz olarak belediye tabipleri veya hükümet tabipleri tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

Ancak, Ülke genelinde bugüne kadar birçok ilde farklı düzenlemeler yapılmış, kimi iller yalnızca kendi illeri için özel tebliğler çıkarmış, İl Hıfzısıhha Kurulu Kararları almış bu da toplum sağlığının korunması gibi hassas bir konuda farklı uygulamalar yapılmasına neden olmuştur.

Ayrıca, özellikle büyük illerimizde sözkonusu iş kollarında çalışanların fazlalığı karşısında resmi kurumlar ve belediyelere ait laboratuarların portör muayenesi ve tetkikleri yönünden yetersiz kalması, çalışanların iş kaybına ve bu muayeneden imtina edilmesine yol açtığı bilinmektedir.

Yukarıda belirtilen hususlar ve Bakanlığımız Hukuk Müşavirliğinden konu ile ilgili alınan ilgi (d) sayılı görüş kapsamında portör muayene ve tetkik işlemleri ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Bu çerçevede;

  1. Portör muayenesine esas laboratuar tetkiklerinin; resmi sağlık kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, 9 Mart 2000 gün ve 23988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” de tanımlanan özel sağlık kuruluşları, 2219 Sayılı Hususi Hastaneler Kanunu kapsamında Bakanlığımızdan ruhsatlı özel hastaneler, 3153 Sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müessesleri Hakkında Kanun ile 992 Sayılı Seriri Taharriyat Ve Tahlilat Yapılan ve Masli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya Laboratuarları Kanunu kapsamında Bakanlığımızdan ruhsatlı radyoloji laboratuarları ile tıbbi tahlil laboratuarları tarafından yalnızca kendi il hudutları dahilinde yapılması,
  2. Akciğer grafisi istenen kişilerin Bakanlığımıza bağlı kuruluşlar (yataklı tedavi kurumları, birinci basamak sağlık kuruluşları ve Verem Savaş Dairesi Başkanlığına bağlı gezici tarama grupları) Bakanlığımızdan ruhsatlı özel radyoloji laboratuarları, radyoloji uzmanı sorumluluğunda olmak ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan lisans almak suretiyle bir arabaya monte edilmiş gezici röntgen cihazı ünitelerinde portör muayenesi için mikrofilm veya standart akciğer grafisi tetkiklerinin, yalnızca kendi il hudutları dahilinde yapılması,
  3. Kanun uyarınca portör muayenelerinin ücretsiz olarak yapılması zorunlu olduğundan, portör muayenesi yapılan sağlık kuruluşlarınca muayene ücreti talep edilmemesi gerekmektedir. Ancak, muayeneye istinaden gerekli tetkiklerin resmi kurum ve kuruluşlar dışında özel sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılması halinde, birinci basamak sağlık kuruluşları tarafından görülmek ve tasdik edilmek kaydı ile geçerli sayılması,
  4. Resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan mikrobiyolojik ve radyolojik tetkiklerin sonuçlarını gösterir raporların 2 yıl süre ile saklanması ve tetkiklerin güvenirliğinin incelenmesi veya laboratuarlar arası uyumsuzlukların tespiti amacı ile Sağlık Müdürlüğünce yaptırılacak inceleme ve tetkik bedelinin ilgili özel sağlık kuruluşu tarafından karşılanması,
  5. İhbarı zorunlu hastalıkların tespiti halinde, mevzuatta öngörülen şekil ve sürede İl Sağlık Müdürlüklerine derhal bildirimde bulunulması,
  6. Portör muayenesine esas olarak yapılacak laboratuar tetkiklerinde alınacak ücretler kamu ve özel sağlık kuruluşlarında, bütçe uygulama talimatında yer alan miktarlardan daha az miktarlarda olamaması gerekmektedir.
Gıda işi ile uğraşanlarda ve sıhhi müesseslerde çalışanlarda portör taraması için yapılacak tetkikler şunlardır;

-Gaita kültürü, (Salmonella ve shigella yönünden, en az yılda bir)

- Dışkının mikroskobik incelenmesi ( Entamoeba, histolytica kistleri, giardia lamblia kistleri ve helmint yumurtaları yönünden, en az 6 ayda bir)

- Boğaz ve burun kültürü (Staphylococcus aureus yönünden,en az yılda bir)

- Akciğer grafisi ( Tüberküloz yönünden, en az yılda bir)

Bu tetkiklerin yeni işe başlayanlarda, işe giriş muayenesi ile birlikte, çalışanlarda ise periyodik portör taraması şeklinde yapılması ve sonuçlarına göre etkili bir surveyans sistemi uygulayarak laboratuarlarda ve kliniklerde tanısı konulup, taşıyıcılık özelliği olan enteropatojenlerle ilgili kaynak ve bulaşma yolları çalışmaları yapılmalıdır.

Portörlüğü tespit edilenlerin geçici işten uzaklaştırılması veya işyerinde yaptığı işin geçici olarak değiştirilmesi de dahil olmak üzere hastalık yayılımını engelleyecek tedbirler alınmalıdır.

Konu ile ilgili ilgi (a) sayılı Genelge ve ilgi (b), (c), sayılı yazılarımız yürürlükten kaldırılmış olup, bundan böyle, portör muayenelerinin ve tetkiklerinin yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak izlenmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

Prof.Dr.Necdet ÜNÜVAR
Bakan a.
Müsteşar
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.