Makale : İş Kazalarının Görünmeyen Diğer Yüzü

EmekChe

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
52
Tepki puanı
147
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (B)
İŞ KAZALARININ GÖRÜNMEYEN DİĞER YÜZÜ

EmekChe . 10 Mayıs 2015


Son yıllarda artan iş kazalarının sebepleri üzerine ciddi tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmaların başlamasına neden olan kazalar ise genelde toplu iş kazalarında ölüm vakalarının fazlalığından kaynaklanmakta. Oysa Türkiye’de her gün medyaya yansımayan pek çok İş kazası meydana gelmektedir; Hatta bunların içinde ölümlü İş kazaları da mevcuttur. Yaralanmaya sebep olan kazaların çoğu da kayıt altına alınamıyor.

Yaşanan kazaların, kazaya sebep olan teknik kısımları incelenmekte. Örneğin; Gerçekleşen bir Asansör kazasında, asansörün periyodik muayenesinden başlanarak, kazaya sebep olan teknik kısımlar incelenerek çözüm arayışları başlanıyor. İş Güvenliği Uzmanları, bu gerçekleşen kazalara karşı yeni ‘güvenlik’ tedbirleri geliştirmeye çalışıyor. Bu yapılırken de özellikle Avrupa örnek alınıyor. Bunlar hep olayın teknik kısımları ve yapılan incelemeler/çözümler hep ‘teknik’ analiz çerçevesinde dönüyor.


Peki, ya görünmeyen kısım ?

Ülkemizdeki eğitim düzeyi düşüklüğü ve işsizlik herkesin bildiği bir gerçeklik. Hepimiz İş kazalarına sebep olan hareketlerin/davranışların %88’inin bireysel eksiklik ve kusurlardan kaynaklandığını öğrenmiş bulunduk. %88’nin insandan kaynaklandığı, %10’nun Makine ve ekipmanlardan kaynaklandığını bildiğimiz halde, tüm tespit ve çözümler %10 üzerinde dönüyor.

Bugün çalışanların büyük çoğunluğu ‘Güvenli çalışma sahası’ yerine, ’İşten atılmama’ korkusu ile yaşıyor. Çalışan, gördüğü ‘Tehlikeyi’ bildirmek yerine, bunu bildirdiği takdirde ‘İşveren’ nezdinde gözden düşeceğini bilme psikolojisi ile, bunu bildirmek yerine ‘Tehlike’ altında çalışarak işverenin gözüne girmeye çalışıyor. Bu elbet çalışanın suçu olamaz. Çünkü, sistemin çalışanlar üzerine ‘Öğretisi’ bu şekilde gelişmiştir. Elektrikle ilgili herhangi bir teknik bilgisi olmaması halinde "Ben hal ederim Usta." demesinin altında yatan gerçeklik, çalışmaya ne kadar muhtaç olduğu eğilimini gösterir.

Avrupa’da bugün daha çok ‘Teknik’ üzerinde durulmasının yegane sebebi, onlar çalışanlarında bu kaygıyı gidermişlerdir. Eğer, işsizlik kaygısı ile bir işyerinde çalışıyorsanız, işyerindeki tehlikeler inanın umurunuzda olmaz. Bu kaygı amirinizin odasına giderken bile bazen ellerinizi önünüzde iliklemeye, var olan sorunlarınızı anlatırken heyecanlanmanıza sebep olacaktır. Çalışma ortamlarında "Patron seni çağırıyor!" diye hitap edilen çalışan, patron odasına gidene kadar aklından sayısız şey geçirmektedir. "Acaba bir şey mi yaptım, acaba ne oldu..."

İş kazalarının elbette ‘Teknik’ hususları vardır. Ama, bizim ülkemizde çalışanlarda ‘İşsizlik kaygısı’ giderilmediği sürece, İşveren-çalışan iletişimi sağlanmadığı sürece maalesef sadece ‘Teknik’ detaylar konuşularak, kazaların önüne geçilemeyecektir.
 

kaplanismail

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
15 Tem 2013
Mesajlar
37
Tepki puanı
22
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (B)
Kesinlikle çok doğru bir tespit.. Eğitim şart.. Ama 50 yaşına gelmiş adama sen istediğin kadar eğitim ver bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyor.. adamlar eğitimlerde burası Türkiye burada olmaz o işler diye eğitime başladığınız da maalesef olmuyor o işler..
Niye hala kaza sayısında düşüş yok?.. kanun var ama uygulanamıyor, kanunu çıkartanlar bile üzerinden sorumluluk atıyor..
herkes üzerinden sorumluluk atmaya çalışıyor.. olan bir şeyleri değiştirmeye çalışan uzmanlara, ve garibim çalışanlara oluyor...
çalışanların bilinçlendirilmesi gerekiyor ama emekliliği gelmiş adama sen istediğin kadar eğitim ver bu saatten sonra olmuyor..
güvenlik kültürünü ta ilkokul çağında eğitmeye başlamak gerekiyor.. ve olaya iş sağlığı ve güvenliği kanunu diye başlarsak maalesef Türkiye kanunlar çok ama uygulanmıyor...
Türkiye nin en büyük sorunu düzgün bir eğitim, bilinçli sorgulayan ne yaptığını niye yaptığını bilen nesiller yetiştirmek..
o yüzden eğitim sisteminde köklü bir yeniliğe ihtiyaç var.. İSG kanunu bu haliyle sadece kanun olarak kalıyor...
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Katıldığım noktalarda var katılmadıklarımda. 30 yıllık çalışma hayatımda yerli ve yabancı olmak üzere binlerce insan ile çalıştım. Bizim insanımız ile dışardan gelenin arasındaki en büyük fark, biz pratik çözümleri seviyoruz. Yabancılarda pratik çözümlere tahammül yok. Zaten bu kısımda kopuyor her şey, bizim insanımız pratiklik yapayım derken kendini kazalıyor, yabancı ise pratikliği bilmediği için daha az kazaya maruz kalıyor. Ama pratiklik dışındaki tüm detaylar yerli-yabancı eşit. Al birini ver ötekini. farklı değil. Kısaca onlar bizlerden daha zeki ve daha eğitimli de değil. Her şey sistemle bağlantılı. Eğitim verdiğim dönemlerde peş peşe aynı insana eğitim verdiğimizde ve sonra sahada bu işçiyi izlediğimde çok yol alabildiğini görebiliyorum. Anlayacağınız. çok yol alacağız. Ama şu da gerçek bizim insanımız öğrenmeye aç. Yeter ki verilmek istensin. Sahada yerli-yabancı tüm işçilerin gösterdikleri tepki tamamen aynı, yerliler sadece pratikte çok üstün.

İşverenler bu işe yeteri kadar eğildiklerinde ve İş Güvenliği Uzmanlarımız ve hekimlerimiz, eğitimleri angarya olarak görmedikleri sürece, çok değil 2-3 yıl kadar sonra iş kazaları ve meslek hastalıkları büyük bir ivme ile düşecektir.

Forumları sürekli inceliyorum. Uzmanlarımız maaşı elbette konuşsun ama iş kazalarını azaltmak adına çalıştıkları kurumlara ne kattılar bunu önyargı ile düşünmelidir. Sadece maaş odaklı uzmanlık devletimizin hiç hedefi olmadı. Hedef sıfır iş kazası, sıfır meslek hastalığı.

Çok detay var, başlarsam susamam, şimdilik bu kadar :)
 

EmekChe

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
52
Tepki puanı
147
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (B)
Katıldığım noktalarda var katılmadıklarımda. 30 yıllık çalışma hayatımda yerli ve yabancı olmak üzere binlerce insan ile çalıştım. Bizim insanımız ile dışardan gelenin arasındaki en büyük fark, biz pratik çözümleri seviyoruz. Yabancılarda pratik çözümlere tahammül yok. Zaten bu kısımda kopuyor her şey, bizim insanımız pratiklik yapayım derken kendini kazalıyor, yabancı ise pratikliği bilmediği için daha az kazaya maruz kalıyor. Ama pratiklik dışındaki tüm detaylar yerli-yabancı eşit. Al birini ver ötekini. farklı değil. Kısaca onlar bizlerden daha zeki ve daha eğitimli de değil. Her şey sistemle bağlantılı. Eğitim verdiğim dönemlerde peş peşe aynı insana eğitim verdiğimizde ve sonra sahada bu işçiyi izlediğimde çok yol alabildiğini görebiliyorum. Anlayacağınız. çok yol alacağız. Ama şu da gerçek bizim insanımız öğrenmeye aç. Yeter ki verilmek istensin. Sahada yerli-yabancı tüm işçilerin gösterdikleri tepki tamamen aynı, yerliler sadece pratikte çok üstün.

İşverenler bu işe yeteri kadar eğildiklerinde ve İş Güvenliği Uzmanlarımız ve hekimlerimiz, eğitimleri angarya olarak görmedikleri sürece, çok değil 2-3 yıl kadar sonra iş kazaları ve meslek hastalıkları büyük bir ivme ile düşecektir.

Forumları sürekli inceliyorum. Uzmanlarımız maaşı elbette konuşsun ama iş kazalarını azaltmak adına çalıştıkları kurumlara ne kattılar bunu önyargı ile düşünmelidir. Sadece maaş odaklı uzmanlık devletimizin hiç hedefi olmadı. Hedef sıfır iş kazası, sıfır meslek hastalığı.

Çok detay var, başlarsam susamam, şimdilik bu kadar :)

Eğitimi Angarya gören İş Güvenliği Uzman ve Hekimler demişsiniz.Buna katılmıyorum.Bir çok İşletme de bırakın Eğitimi o Eğitimi vermek için bir salon bile bulunmamaktadır.Mevzuatın belirlediği sürelerde Eğitim çok işlevsel olmuyor.Kladı ki,Eğitimin tam anlamıyla verilmesi için görsel sunumlar gerekmektedir.Projeksiyonundan tutun,5 kişilik bir alan dahi bulamıyorsunuz.Hal böyle iken Nasıl Eğitim acaba ? Ayrıca 'İş Güvenliği Uzmanlarının' da bu Eğitimleri verebilecekleri kapasitede olmaları bana göre sorgulanmalı.Kendi alanında uzman olan bir Genel Cerrah,söz konusu Eğitime gelince,bunu beceremiyor olabiliyor.Yani Eğitimi veren Uzmanın,eğitimi verebileceğine dair bence farklı özellikleri olmalıdır.Eğitim Fakültelerinde Pedagoji derslerini almış olması gerekir diye düşünüyorum.Çoğumuz Slaytları okuyoruz,bunun adına da 'Eğitim' diyoruz.Özetle,eksiğimiz çok fazla.Hem Devlet bazında hem bireysel Uzman bazında.
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Eğitimi Angarya gören İş Güvenliği Uzman ve Hekimler demişsiniz.Buna katılmıyorum.Bir çok İşletme de bırakın Eğitimi o Eğitimi vermek için bir salon bile bulunmamaktadır.Mevzuatın belirlediği sürelerde Eğitim çok işlevsel olmuyor.Kladı ki,Eğitimin tam anlamıyla verilmesi için görsel sunumlar gerekmektedir.Projeksiyonundan tutun,5 kişilik bir alan dahi bulamıyorsunuz.Hal böyle iken Nasıl Eğitim acaba ? Ayrıca 'İş Güvenliği Uzmanlarının' da bu Eğitimleri verebilecekleri kapasitede olmaları bana göre sorgulanmalı.Kendi alanında uzman olan bir Genel Cerrah,söz konusu Eğitime gelince,bunu beceremiyor olabiliyor.Yani Eğitimi veren Uzmanın,eğitimi verebileceğine dair bence farklı özellikleri olmalıdır.Eğitim Fakültelerinde Pedagoji derslerini almış olması gerekir diye düşünüyorum.Çoğumuz Slaytları okuyoruz,bunun adına da 'Eğitim' diyoruz.Özetle,eksiğimiz çok fazla.Hem Devlet bazında hem bireysel Uzman bazında.
İş Güvenliği Eğitimlerinde ne yazık ki durum dediğim gibi. Birçok uzman ya yetersiz ya da gerçekten alt yapı noksanlığı ve iş yeri baskısından dolayı eğitim verilmiyor. Hatta çoğu uzman eğitimi 4 saat ve katları şeklinde vermesi gerektiğini bile bilmiyor. Benim sizin mesajınızda katıldıklarımda var mesela pedagojik formasyon. Zaten eğicilerin eğitimi programını da almalı. Aslında çok net olmasa da zorunluluğu da var. İstenilen boyuta gelmesi için zaman gerekli. Ayrıca eğitimin standart eğitim salonunda verilmesi de şart değil. Olsa elbette iyidir. Ancak bazen şartlar gereği, şantiyenin bir köşesini veya yemekhaneyi eğitim verilebilir hale çevirmek mümkün. Ben ppt dokümanlarının da şart olduğunu düşünmüyorum. Konuya hakim bir uzman soru cevap tekniği, beyin fırtınası ve göz göze eğitim metotlarını kullandığında inanın bana slayttan çok daha etkili. Yeter ki uzman donanımlı olsun. Diğer türlü 35 sayfa slaytı anlatır. Bunun adı da eğitim olur.
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.