Tartışma : Üniversitelerdeki İş Güvenliği Tez Çalışmalarına Eleştiri

ygtr hoca

TÜİSAG Çalışma Birimi
Moderatör
Katılım
28 Ocak 2012
Mesajlar
247
Tepki puanı
403
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Üniversite doktora tezleri helikopter ile ördek avına çıkmaya benziyor:
Hedefi çok iyi takip edip izliyormuş gibi görünüyor, ilginç vakitler geçiriyor, ama vurma şansı çok az.
Pilot var, yardımcı pilot var, avcı var, süper silahlar var, bunların performansları üzerine yapılmış 1000 sayfalık analiz var.
Ama ördek gürültüden saklandı ! akşama marketten alınmış tavuk yiyeceksiniz.

Sonuç:
Madenlerdeki, İnşaatlardaki ve diğer İş yerlerindeki, kazaları, ayrıntılı analizlerini, tekrarlamaması için; bakanlıktan, en alt işçiye kadar ,kimlerin neler yapması gerektiğini, cahil işçinin, benim gibi hasbelkader (piyangodan) uzman olmuş kişilerin de anlayacağı dilde bir çalışma yapamaz mısınız?

Üniversite çalışmaları genellikle anlaşılamayacak kadar güzel.
(Ve gerçek ihtiyacı olan uzmanların mühendislerin kullanmasına elverişli değil.)
Eleştirim tüm üniversite PROFES-YONELLERİne.

Anlatmak istediğimi internetten bir fıkra ile açmaya çalışayım.
Selamlar
İyi Çalışmalar:

fi tarihinde bir memlekette, kabiliyete ve yeteneğe çok önem veren bir padişah varmış.
öyle ki, herkesten çok farklı bir özelliğe sahip, kabiliyeti olan herkes, padişahın huzuruna çıkar, bu yeteneğini ortaya koyar ve hediyeler alırmış.
bir gün huzura garip hüneri olan biri gelmiş.
- padişahım, ben, yirmi tane iğneyi arka arkaya dizdikten sonra, elimdeki ipi bir atarım, bu iğnelerin deliğinden bir kerede geçiririm.
demiş. huzurda bulunanların hepsi, kulaklarıyla duyduklarına inanamamışlar. adam, yirmi tane iğneyi dizmiş, almış eline ipliği, belli bir uzaklıktan fırlattığı gibi tüm iğne deliklerinden bir kerede geçirmiş.
padişah;
- aferin sana
demiş ve hazinecibaşına emir vermiş;
- bu adama, on kese altın verin.
arkasından da askerlerine dönmüş;
- bu adama yirmi değnek vurun da aklı başına gelsin
adam şaşırmış,
"padişahım, hediyeyi anladık da, sopa ne oluyor?".
padişah;
- bu hüner acayip bir hüner. hiç kimsenin böyle bir şey yapması mümkün değil. ama, sen böyle bir şeyi yapabilmek için kimbilir kaç sene boyunca uğraştın, didindin.
senin vaktin bu kadar değersiz mi? bu çabayı, bu uğraşı insanlara faydalı olacak daha güzel bir yetenek edinmek için neden göstermedin?
hünerine on kese altın veriyorum. boşa geçirdiğin zamanlar için de yirmi sopa attırıyorum ki, aklın başına gelsin"
 

Tolga_34

Deneyimli Üye
Vip Üye
Katılım
4 May 2012
Mesajlar
493
Tepki puanı
1,841
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Sonuç:
Madenlerdeki, İnşaatlardaki ve diğer İş yerlerindeki, kazaları, ayrıntılı analizlerini, tekrarlamaması için; bakanlıktan, en alt işçiye kadar ,kimlerin neler yapması gerektiğini, cahil işçinin, benim gibi hasbelkader (piyangodan) uzman olmuş kişilerin de anlayacağı dilde bir çalışma yapamaz mısınız? Üniversite çalışmaları genellikle anlaşılamayacak kadar güzel. (Ve gerçek ihtiyacı olan uzmanların mühendislerin kullanmasına elverişli değil.)
Eleştirim tüm üniversite PROFES-YONELLERİne.

Hocam, gece gece beni çok güldürdün, Allah da sizleri hep güldürsün :) :) :) Bir çok kişi okumuş ama şu ana kadar kimse cevap yazmamış. Hani tezli yüksek lisans yapan ve eğer fırsat bulur isem iş güvenliği bilim dalında doktora yapmayı hedefleyen biri olarak nacizane ben bir iki şey diyeyim bari.

:) :) Anahtar Kelimeler : :) :) :)
Fincancı Katırları
Çin Porselenleri
Sırça Köşk
Taş,
Sırça,
Kağnı
İphone

Birinci konu, eğer bir konuda "bilimsel araştırma" yaparsanız, öncelikle bu araştırmayı sadece "bilimsel araştırma ve bilimsel çalışma yapanların" anlamasına yönelik yaparsınız. :) :) :) Ayrıca, bilimsel araştırmaların geçerliliğini kontrol eden intihal taraması yapan programlar devreye girdiğinden beri, bizde bilimsel araştırmalar için kopyala-yapıştır kolaylığı bittiği için, araştırmacıların kendilerine ait çalışmalar yapması ve elde ettiklerinden kendi fikirlerini üretmesi gerekiyor. Ancak Türkiye'de eğitim süreci içinde temelden alınmamış bir bilim mantığı ve bilim araştırması yetenek ve kapasite artırımı olmayınca (Bknz. şu geçenlerde açıklanan eğitim, bilim vb. uluslararası araştırma sonuçları)(1),(2) ve bir elinde iPhone diğer elinde kredi kartı ekstresi olunca "bir tezsiz yüksek lisans patlatayım da B sınıfı uzman sınavına gireyim, hem daha kolay iş bulurum hem de maaşı üçe beşe ???? katlarım" gibi düşüncelerle malesef bilimsel araştırma felsefesinin uygulanması pratikte mümkün olmadığı için, ortaya konulan araştırma sonuçlarının pratikte de hiç bir hükmü kalmıyor.

İkinci konu ise, ciddi anlamda yani pratikte de işe yarasın, bir şeyler ortaya konulsun, tartışılsın, daha ileri götürülsün diye bir şey hazırlamaya kalktığınızda karşılaşılan en büyük iki sorun : Birincisi veri toplamak ve kıyaslama yapabilmek için geçmişe dönük hiç bir şekilde standart bir bilgiye ulaşamıyorsunuz ve bir süre sonra yoruluyorsunuz, bıkıyorsunuz ve veri toplama işini bırakıyorsunuz. İkincisi ise sahaya yönelik araştırmalarda en kurumsal firmalar dahi araştırma yapmanıza izin vermiyor. Eğer izin verecek gibi olsa bile, "şu konuda araştırma yaparsanız olur tabiki, neden olmasın, biz kurumsal firmayız" diye başlayan cümlenin sonunda size önerilen konu "Ofis çalışanlarının bilgisayar, sandalye ve masalardan etkileşiminin değerlendirilmesi" gibi bir konu olabiliyor :) :) :) Ya da tez çalışması yapmak istiyorum diye yazdığınız maillere cevap bile gelmiyor :)

Benim durumuma gelirsek (biraz dert yanayım bari :) ), işte bu şeytan üçgeni ortasında kürek sallıyorum :) Ben yaklaşık üç aydır Ulusal Tez Merkezi başta olmak üzere yerli yabancı bir çok tez merkezini tarıyorum yani meşhur "bilimsel araştırma için literatür taraması" yapıyorum. Literatür taraması ama Doktora ama Tezli Yüksek Lisans olayının bel kemiği, fakat bir o kadar da sabır törpüsü. Üç ayın sonunda benim bile -ki ben gerçekten sabırlı biriyimdir :) - geldiğim nokta= "yaw arkadaş yaz işte bir şeyler, koy iki tane istatistik olsun bitsin. Nasıl olsa kimse bakmayacak, baksa da anlamayacak" :) :)
Neden bu dönüşüm oldu? :) Çünkü ben dört tez konusu belirlemiştim. Birincisi için "fincancı katırlarının ürkmesi" olayı gündeme geldi. İkincisi için, "yaa bu konu mühendislik konusu, sonra sorun çıkabilir." Üçüncüsü, " A= yaaa bu konuda çok araştırmalar var, yeni bir şey ortaya koymayacak bu. Ben = İyi de, bu konuda ki araştırmalar 2013 öncesi tıp doktorları, endüstri mühendisleri vb. tarafından yapılmış çoğu sağlık ve işletme yönetimi bakımından inceleme sonuçları ortaya koymuş çalışmalar. Ben iş güvenliği açısından inceleyeyim demiştim. A = Ortaya pek geçerli sonuçlar çıkmaz" . Dördüncüsü ? Ben vazgeçtim. :) :) Çünkü sizin bahsettiğiniz şekilde bir şey ortaya çıkacaktı. Nasıl mı? "Dandik bir anket, anket sonuçlarının istatistik programında değerlendirilmesi, katılımcıların erkek ve kadın kaç kişi oldukları dahil olmak üzere bol bol sayısal istatistiki grafikler, üç dört tane yönetmelik ile bulgular, sonra kendi kendime tartışıp, dandik istatistik değerlerini ortaya koyup, al sana tez işte" yapmak istemedim. Ancak henüz daha yılmış, bıkmış ve usanmış değilim o yüzden şu sıra kimseye çaktırmadan :) üç tez konusu daha seçtim ve tez araştırma öneri formlarını hazırladım. Eğer oldu bittiye getirip bunlardan birini kabul ettirebilir isem, gerçekten sahada uğraşan arkaşlara en azından bir nebze yol gösterici olur ise, yaptığım işten mutlu olacağım.

Sonuç olarak, vurguladığınız gibi üniversite ortamında yapılan iş güvenliği ve iş sağlığı konularındaki araştırmalar, tezler ve bilimsel makale çalışmaları gerçekten anlaşılmayacak kadar güzel :) :) Harbiden adam tezi yazmış, yani Tez Yazım Kılavuzuna göre :) :).
Ve işin acı yönü, az sayıda da olsa doğru çalışma yapmış, doğru ve gerçekten ihtiyaç duyulan bilgileri ortaya koymuş kişilerin bilimsel araştırma sonuç ve önerileri ilgili makamlar tarafından "mevzuat gereği" dikkate bile alınmıyor olması. (İyi uygulamalar için bknz. Avrupa ülkeleri Devlet-Özel Sektör- İSG AR-GE uygulamaları)

Saygılarımla, iyi geceler

(1) OECD Eğitim Endeksi: Türkiye Sondan Dördüncü Sırada, BBC, 26.10.2016, (http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37779042)
(2) PISA testi : Türkiye 72 ülke içinde 50'nci sırada, BBC, 6.12.2016 (http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-38219262)
 

kucuncu

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
11 Eki 2012
Mesajlar
9
Tepki puanı
8
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Harika bir tesbit ve mükemmel bir yanıt olmuş.
Tebrik ederim bu can alıcı konuyu biraz da nükteli bir şekilde gündeme aldığınız için.
O tez merkezi yayınlarına ara sıra ben de bakıyorum, maalesef dişe dokunur İSG yayını çok az.
Ayrıca İSG tezlerini hangi fakülte hazırlıyor tarama yapmak bile zor, çünkü bir kürsü veya bölüm bile yok
İSG hukuku da benzer şekilde.
1000 sene önce Orta Asyadan göç ettiğimiz zamanlardan kalma ama bana plansızlık ve programsızlığı çağrıştırdığı
için uyuz olduğum bir atasözü bizde halen geçerli galiba: Kervan yolda düzülür
İran ın son yıllarda bilimsel yayınlarda bizi neden geçtiği anlaşılıyor,
çok selamlar

Kemal ÜÇÜNCÜ
 

AHMETKILIÇ

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
20 Eyl 2012
Mesajlar
27
Tepki puanı
22
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Ülkemizde iş güvenliği yeni bir alan diğer bilim dallarımıza göre. Mesela kimya, biyoloji, fizik gibi temel alanlarda 100 yıldır hangi devrim yaratacak çalışmalar yapılmıştır? İnşaat mühendisliği okuyup ta sonunda müteahhit gibi davranan mezunlar mı dersiniz, geleceğin mesleği olacak denip genetik mühendisliği okuyan sonunda ticaret yapanlar mı dersiniz. Biyoloji okuyup iş bulamayıp iş güvenliği uzmanları mı dersiniz? Suç sizce öğrencide mi yoksa memur zihniyetine sahip, bilimsellik umurunda bile olmayan hoca! lar mı? Yoksa ezbere dayalı ilk-orta-son-en son öğretimde tek tip öğrenci yetiştirmek mi?
 

ygtr hoca

TÜİSAG Çalışma Birimi
Moderatör
Katılım
28 Ocak 2012
Mesajlar
247
Tepki puanı
403
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Harika bir tesbit ve mükemmel bir yanıt olmuş.
Tebrik ederim bu can alıcı konuyu biraz da nükteli bir şekilde gündeme aldığınız için.
O tez merkezi yayınlarına ara sıra ben de bakıyorum, maalesef dişe dokunur İSG yayını çok az.
Ayrıca İSG tezlerini hangi fakülte hazırlıyor tarama yapmak bile zor, çünkü bir kürsü veya bölüm bile yok
İSG hukuku da benzer şekilde.
1000 sene önce Orta Asyadan göç ettiğimiz zamanlardan kalma ama bana plansızlık ve programsızlığı çağrıştırdığı
için uyuz olduğum bir atasözü bizde halen geçerli galiba: Kervan yolda düzülür
İran ın son yıllarda bilimsel yayınlarda bizi neden geçtiği anlaşılıyor,
çok selamlar

Kemal ÜÇÜNCÜ
Türkiyede yayınlanmış İSG dokümantasyonu (kitap,pdf,epup, doc,ppt) konusunda en geniş kişisel arşive sahibim. (Nadir kitaptaki isg konulu ikinci el kitapların da hepsini topladım )
Hatta gidip gördüm; (hukuk dışı İSG konulu kitapta) CASGEM kütüphanesi benim kitapların % 30 bile değil. Bende olmayan tek kitap vardı fotokopisini aldım.
Üniversitelerin tezlerinin 2016 ya kadar olanlarının hemen hepsini indirdim, göz attım. 2016 dan sonraki tezlerin nasıl olacağını bildiğim için ilgilenmeyeceğim.
 

Tolga_34

Deneyimli Üye
Vip Üye
Katılım
4 May 2012
Mesajlar
493
Tepki puanı
1,841
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Türkiyede yayınlanmış İSG dokümantasyonu (kitap,pdf,epup, doc,ppt) konusunda en geniş kişisel arşive sahibim. (Nadir kitaptaki isg konulu ikinci el kitapların da hepsini topladım )
Hatta gidip gördüm; (hukuk dışı İSG konulu kitapta) CASGEM kütüphanesi benim kitapların % 30 bile değil. Bende olmayan tek kitap vardı fotokopisini aldım.
Üniversitelerin tezlerinin 2016 ya kadar olanlarının hemen hepsini indirdim, göz attım. 2016 dan sonraki tezlerin nasıl olacağını bildiğim için ilgilenmeyeceğim.

Hocam aman dur !!! :) :) :) 2017'nin sonunda benim tez savunmam olacak :) Lütfen zamanı geldiğinde haberleşelim ve bir inceleyin :) Her ne kadar yoğun bilimsel olacak ise de :) :) :), sonunda fincancı katırlarını ürkütmek olsa da en azından bir yerlere mesaj vereceğinden eminim :)
Dokümantasyon konusunda ben de çok iyiyimdir :) Şu an piyasada bulunan İSG konusundaki nerede ise bütün kitaplara ben de sahibim. Emeğe saygım sonsuz, yazanın hazırlayanın ellerine sağlık. Ammaaa! Yönetmeliklerden tamamen alıntılanmış, kişisel fikirler yansıtılmamış olan kitaplar o kadar çok ki!!! Minik bir örnek vereyim, geçenlerde bir yerde bir kişi bir İSG yönetmeliğinden alıntılar ile bir şeyler anlattı (hatta ben o sunumu bir yerlerden hatırlıyorum ;) Sanırım benim dokümantasyonda üç yıldır duran bir sunum :) ). Sağolsun, ağzına sağlık, dinledik. Soru-Cevap kısmına geçince bir soru sordum: "Bu konuda sizin kişisel fikirleriniz nedir?" Cevap ? :) :)
O yüzden ben daha çok yabancı ve az da olsa yerli İSG bilimsel makalelerini takip edip, bulmaya yönelmiş durumdayım. Ayrıca meşhur TS EN ve ISO standartlarını da toplamak ile meşgulum. :) Bana yönetmelik okumaya başlayan kişiye soruyorum, "Neye göre? Hangi standarda göre?" diye. O an duruyor. İşte o an savaşı kazandığımız andır, demiş büyük Atatürk :) Ben de o an savaşı kazanıyorum şöyle diyerek "Sevgili dostum, yönetmelik bir hukuki mevzuattır. Hukuki mevzuatın en önemli bölümü yorumdur. Ancak yorum dört şekilde olur. Sizler bu şekillerden sadece bir tanesini AMAÇSAL yorumu tercih ediyorsunuz ve kısa kalıyorsunuz. Oysa, SÖZEL ve özellikle SİSTEMATİK yorumların ne olduğunu önce öğrenin, sonrasında yönetmelikten bana okumaya başlayın. Öncelikle sizin İSG mevzuatınızın tercüme edildiği EN ve ISO standartları ile OSH, BS ve SNIP'leri bir okuyun, anlayın sonra yönetmeliklerden alıntılama yaparak konuşun." :)
Ne diyeyim hocam? :) Türkiye'de bu İSG konusu daha çok su kaldırır :)
 

ygtr hoca

TÜİSAG Çalışma Birimi
Moderatör
Katılım
28 Ocak 2012
Mesajlar
247
Tepki puanı
403
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Bulabilirseniz ;
"TÜRK STANDARDI TS EN 31010 Risk Yönetimi - Risk değerlendirme teknikleri (IEC/ISO 31010:2009)",
"Makinalarda güvenlik -Tasarım için genel prensipler - Riskin değerlendirilmesi ve azaltılması (ISO 12100:2010)",
"Makinalarda güvenlik - Kumanda sistemlerinin güvenlikle ilgili kısımları - Bölüm 1: Tasarım iç in genel prensipler (ISO 13849-1: 2006)"

Bu Standartlar kullanıma uygun ve akademik çalışma için yararlıdır. Ancak ücretli olduğu için bulmak zor olabilir.
 

Tolga_34

Deneyimli Üye
Vip Üye
Katılım
4 May 2012
Mesajlar
493
Tepki puanı
1,841
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Bulabilirseniz ;
"TÜRK STANDARDI TS EN 31010 Risk Yönetimi - Risk değerlendirme teknikleri (IEC/ISO 31010:2009)",
"Makinalarda güvenlik -Tasarım için genel prensipler - Riskin değerlendirilmesi ve azaltılması (ISO 12100:2010)",
"Makinalarda güvenlik - Kumanda sistemlerinin güvenlikle ilgili kısımları - Bölüm 1: Tasarım iç in genel prensipler (ISO 13849-1: 2006)"

Bu Standartlar kullanıma uygun ve akademik çalışma için yararlıdır. Ancak ücretli olduğu için bulmak zor olabilir.

Hocam, bu standartlar bende mevcut. Zaten şu yüksek lisans ve Türk İSG sistemi için gerekli standartları lazım olduğunda temin etme aşamalarından dolayı nerede ise kredi kartı artık alev alacak duruma geldi :) :)

Ancak, geçen gün bir arkadaşımız İTÜ kütüphanesini önerdi. Buraya lisans üstü öğrenci olan diğer üniversite öğrencileri yıllık misafir öğrenci olunduğu takdirde haftada 7/24 kütüphaneden istifade edilebiliyor imiş. Hem meşhur literatür taraması için yabancı kaynak merkezlerine hem de meşhur TS EN Standartlarına buradan erişim sağlanabildiği gibi, indirilip alınabiliyor imiş. Önümüzdeki hafta bu konu ile yakından ilgileneceğim.
Buraya ilgili üyelik linkini ekliyorum, belki yüksek lisans ve doktora konuları ile ilgilenen diğer arkadaşların da işine yarar.

http://service.library.itu.edu.tr/misafir-kayit
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Söyledikleriniz çok doğru, katılmamak mümkün değil. Ben de birkaç kelime eklemek isterim. Türkiye' deki iş kazaları istatistikleri incelendiğinde inanılmaz rakamlar var. Kök nedenlere kadar indiğimizde; önlenmesi mümkün iş kazalarının, tespit edilememesi kaynaklı olduğu, eğitim eksikliği olduğu anlaşılmaktadır. Burada eleştirim İSG profesyonellerinedir. Saha içerisinde tek bir gün bile geçirmeden, İSG konulu yüksek lisans yapın. Sonra 2020 yılına kadar tüm çok tehlikeli iş kollarında İSG profesyoneli olarak çalış. Bu kişilerden Başta Maden olmak üzere, inşaat ve diğer çok tehlikeli iş kollarında ne kadar verim alabilirsiniz ki. Bu bölümlerde çalışan personelin karşılaşabileceği sorunları nasıl analiz etsin ki. Çünkü kendi bile bilmiyor... Ne yazık ki sistem bu durumda bu insanlara çalışabilme lisanslarını altın tepside sunuyor. Hatta yüksek lisans tezlerini para karşılığında yazan akademisyenler bile varmış, bu sabah haberlerde dinledim. Bir kez daha vah vah yapmak durumunda kaldım. Benim görüşüm acilen devletin bu uygulamaya son vermesi olacaktır. Yoksa sizin de dediğiniz gibi ofis ortamında harika yazılan tezler oluşurken, sahada çivi bile çakamayacak kadar ve bunu tespit edemeyecek kadar çok İSG profesyoneli sürüsünü sahalarda görebiliriz.
 

EmekChe

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
52
Tepki puanı
147
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (B)
Ali :Kanka,hoca bitime tezi verdi ne yapacağım ?
Veli : Oooo,sıkıntı yapma.İnternette bir sürü döküman var.Bir gece hazırlarsın.
Ali: Hııı..Kalma malma durumu olmaz dimi.?
Veli : Yok be olum..Ne kalması..Adamlar okumuyor bile..Ben internetten indirdim sadece kişisel bilgilerimi yazıp verdim.
Ali : Ohh be iyiymiş.
Veli : Aynen.

Ali adlı arkadaş daha önce 'Uzman' belgesine sahip olmuş,yüksek lisans yapıp bitirmiş olan arkadaştır.Veli ise 'Uzman' olmuş Yüksek lisans öğrencisidir.

Aslında aynı hedefe koşan 2 arkadaş.Hedef ne peki diye sorarsanız..İkisi de 'C sınıfı Uzman'..Hedefleri,yüksek lisans yapıp kısa yoldan 'B sınıfı Uzman' olmak.! ( Bende aynı şeyi yaptım,suç bende değil kedide )

Peki neden B sınıfı ? Eee,o sertifika ile iyi para kazanılıyor..

Daha çok para kazanmak kötü birşey mi ? Yoo,gayet doğal bir istek.

Peki yanlışlık nerede ? İkisininde kitlendiği hedefe giderken bilimselliğin ayak altına düşmesi diyebiliriz.

Üniversiteler memnun,Uzmanlar memnun,..Bu işin içinde olan herkes memnun bu sistemden..Bu kadar memnunun içinde şimdi kalkıp arıza çıkarmayalım dimi..
 

ygtr hoca

TÜİSAG Çalışma Birimi
Moderatör
Katılım
28 Ocak 2012
Mesajlar
247
Tepki puanı
403
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Ali :Kanka,hoca bitime tezi verdi ne yapacağım ?
Veli : Oooo,sıkıntı yapma.İnternette bir sürü döküman var.Bir gece hazırlarsın.
Ali: Hııı..Kalma malma durumu olmaz dimi.?
Veli : Yok be olum..Ne kalması..Adamlar okumuyor bile..Ben internetten indirdim sadece kişisel bilgilerimi yazıp verdim.
Ali : Ohh be iyiymiş.
Veli : Aynen.

Ali adlı arkadaş daha önce 'Uzman' belgesine sahip olmuş,yüksek lisans yapıp bitirmiş olan arkadaştır.Veli ise 'Uzman' olmuş Yüksek lisans öğrencisidir.

Aslında aynı hedefe koşan 2 arkadaş.Hedef ne peki diye sorarsanız..İkisi de 'C sınıfı Uzman'..Hedefleri,yüksek lisans yapıp kısa yoldan 'B sınıfı Uzman' olmak.! ( Bende aynı şeyi yaptım,suç bende değil kedide )

Peki neden B sınıfı ? Eee,o sertifika ile iyi para kazanılıyor..

Daha çok para kazanmak kötü birşey mi ? Yoo,gayet doğal bir istek.

Peki yanlışlık nerede ? İkisininde kitlendiği hedefe giderken bilimselliğin ayak altına düşmesi diyebiliriz.

Üniversiteler memnun,Uzmanlar memnun,..Bu işin içinde olan herkes memnun bu sistemden..Bu kadar memnunun içinde şimdi kalkıp arıza çıkarmayalım dimi..
Bu becerikli arkadaşları başarılarının devamını dileyerek tebrik ederim. .. Aynen devam arkadaşlar... Aynen devam
(Tam konjonktüre uygun düşünceler.)
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Nasreddin Hoca’ nın evine gece hırsız girer, evde ne var ne yok götürür. Sabahleyin komşuları toplanır, Hocaya sorular ile yüklenirler.
- Hocam kapıyı açık mı bıraktın yoksa?
- Hocam şu eski pencereleri değiştir diye sana kaç defa söyledik.
- Bir köpek alsaydın, böyle olur muydu?
- Hocam o kadar sesi duymayacak kadar nasıl derin uyudun?
Nihayet Hoca dayanamaz ve “Yahu tamam, iyi güzel de kabahatin tümü benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?” der.

Elbette, sahadaki herkes kendince haklı, soru; Yönetimin hiç mi kabahati yok? demek gerekir. Çok tehlikeli iş kollarındaki (tüm iş kolları hedeftir, ancak çok tehlikeli iş kollarındaki kazaların sonuçları daha ağır olmaktadır. Bu sebeple özellikle vurgulamak istedim) en aza indirgenmesi için bu işlemin derhal sonlandırılması gerektiğini savunuyorum.
 

Tolga_34

Deneyimli Üye
Vip Üye
Katılım
4 May 2012
Mesajlar
493
Tepki puanı
1,841
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Bu konuyu takip etmek için online durumdayım, çünkü alevlenebilecek duruma geldi :) :)
Burada öncelikle kavramları ayrıştıralım. Birinci kavram "Tezli Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerinde yazılan, hazırlanan tezlerin pratikte işlevsizlikleri", ikinci kavram ise "Yüksek Lisans Eğitimlerinin amaçlarından uzak olması"
Ayrıca, İSGuzmanı ve Emekche arkadaşların mesajları için bir iki şey belirtmek isterim.
@İSGüvzman arkadaşım için,
1- Eğitim anayasal bir hak. Dolayısı ile bu engellenemez. Ancak İdare olarak bu hakkın doğru ve amaca yönelik kullanılması için gerekli tedbirleri alırsınız. Örneğin, YÖK tarafından Mayıs 2016'da yayınlanan Yükseklisans ve Doktora eğitimlerine dair yönetmelik ile Tezsiz ve Tezli Yüksek Lisans ile doktora öğrenim sürelerinin ayrımı ve süre zorunlulukları gibi.
2- Şu an en son hatırladığım kadarı ile 35 üniversitede ön lisans ağırlıklı olmak üzere lisans düzeyinde de İSG eğitimi verilmektedir. Eğitim veren, öğrenciye İSG konusunu anlatmak , belletmek için mücadele eden tüm öğretim görevlisi hocalarımızın emeklerine sağlık. Ancak isg profesyonellerine gelmeden önce, acaba kaç hocamızın ciddi anlamda saha deneyimi mevcut, kaç hocamız acaba sahada perde beton atılması sırasında, makine ve teçhizat ortamında , kendi mezuniyet kaynağı gözü ile değil de, iş güvenliği gözü ile bakmış ve iş güvenliği uzmanı olarak çalışmış? Hocaların büyük bölümü A sınıfı uzmanlık belgesine sahip. Üniversitelerde eğitimleri de kendi mezuniyet kaynakları ve kendi branşlarında yapmış oldukları çalışmalarda edindikleri tercübeler ile İSG konusunu birleştirip yürütüyorlar. Sahada bizzat çalışan kaç öğretim üyemiz var? diye sorarsanız, Var. Hem de çok ciddi anlamda saha tecrübesi olanlar var. Ancak, üniversite ortamında öğretim üyesi/görevlisi olduğunuzda saha ile ilişkiniz tamamen kopuyor, bu ilişkiyi sürdürmek ciddi anlamda büyük sorunlar yaratıyor.
3- Tezlerin başkaları tarafından yazımı konusuna gelince. Evet, var, duyuyoruz :) :) Ancak şu da var, tez savunması yaparken karşınızda bir jüri var. Hocalar aptal değil :) savunmasını yaptığınız tezi siz mi hazırladınız yoksa başkası mı hemen belli oluyor zaten. Ben de dinleyici olarak bir iki defa tez savunmasına girdim, ben bile ayrım yapabildiğime göre hocalar haydi haydi yapıyor :) Dolayısı ile tez konusu ciddi bir konu, başkasına hazırlatsanız bile jüri tarafından size savunmasını yaptığınız tez konusu hakkında sorulan sorular karşısında cevap veremez iseniz, teziniz red ediliyor ve dönem uzatıyorsunuz.
4- Eski bir kalite baş denetçisi olarak şunu söylemek isterim ki, tüm kaza/olay/ucuz atlamanın kökü gider gider ve gelir işyerindeki sisteme dayanır. İş güvenliği uzmanı bile yüzeyde kalır. İş yerindeki sistem tamamen işveren tarafından yaratılmış ve yürütülmekte olan sistemdir. Bu zamana kadar siz acaba Türkiye'de -kurumsal bir iki firma haricinde- hangi firmada altına işveren tarafında imza atılmış ve işyerinin herkesçe görülebilecek yerlerine asılmış "İş Güvenliği Kurallarına Bağlılık Beyanı / Safety Commitment Statement" belgesi gördünüz?? Özetle, at sahibine göre kişner :) :)

@EmekChe arkadaşım için,
1- Yüksek Lisans ve doktora tezleri, jüriye girmeden önce intihal (kopyalama, çalıntı vb.) taramasına girer. Daha önce hazırlamış olduğunuz bir tezi intihal tarama programına koydunuz mu? Emin olun dünyanın en stressli işi, ve o günler geceler boyunca hazırladığınız metindeki satırların altı kırmızı kırmızı renkler ile dolmaya başladığında emin olun dünya başınıza yıkılabilir. :) :) İşin daha zor yanı ise, intihal programında taraması ve kontrolü bitmiş tezinizi düzeltme için geri çektikten sonra, onu o tarama kaynağından silmek. Bu ise tamamen kabir azabı bir olay.
Bu intihal konusu için aramızda yaptığımız bir espiri var: "Japonca, Korece, Çince, Rusça öğrenelim diyoruz. :) Eğer bu dillerden birini öğrenebilir isek, bu dillerde yazılmış olan iş güvenliği ile ilgili tezleri bulup, işte o zaman adımızı soyadımızı yazıp veririz, intihal programı da bunları bulamaz :) :) :) "
Dolayısı ile internetten tez indir, adını yaz ver, zaten okumuyorlar diye bir konu en azından "Tez" kavramı içinde yok. Ama! tezsiz yüksek lisans bitimi sonunda "Proje" adı altında hazırlatılan çalışmalar için size katılabilirim. Fakat burada da ciddi anlamda bir hocaya denk gelir iseniz, onun kopyalanmış olduğunu fark edebilir. :) :)
2. Tez değerlendirmesi hakkında @İSGüvzman arkadaşım için, yazdığım metnin 3 ncü maddesine bknz.
3- Tezsiz Yüksek lisans yurtdışında postgraduate diye geçer. Bunu bitirdiğinizde "Bilim İnsanı" olamazsınız. Tezli Yüksek Lisansı bitirdiğinizde ise M.Sc (Master of Science) kısaltmasını da kullanabilir ve "Bilim İnsanı" olursunuz. Tabiki burada "Bilim İnsanı" kavramından ne anlandığı, ne anlam yüklendiği ise farklı bir tartışma konusu.
Hep söylediğim gibi lisans mezunu iş güvenliği uzmanı arkadaşlar, bir üst seviye uzmanlığa en kolay yoldan -mevzuat açıklığı- erişmek için doğal olarak tezsiz yüksek lisansı tercih ediyorlar. Neticede eğitim anayasal bir hak, hem ÇSGB hem YÖK mevzuatı buna uygun, dolayısı ile bunu değerlendirme imkanı olan herkes bu yolu tercih ediyor. Devir ekonomi ve para kazanma devri.
Fakat şunu unutuyorlar, "Azalan Verimler Yasası" diye bir şey var. Yani piyasaya talep edilen üründen çok fazla sürerseniz, bu piyasada doygunluk yaratır ve kâr oranınız zirveden aşağıya doğru düşmeye başlar. (Kahretsin :) :) çok iyi bir iktisatçı ve işletmeciyimdir :) ) Buna en güzel örnek lütfen bakınız A sınıfı uzmanlar. 2005 yılına kadar piyasada 15 - 20 tane A sınıfı uzman vardı, ki bunların nerede ise hepsi emekli iş müfettişi idi. 2005 yılında sadece beş mühendislik için ÇSGB direkt A sınıfı uzmanlık sınavı açtı ve uzman sayısı birden %300-400 arttı. Meşhur Aralık 2014 sınavında ise A sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi prim gün sayısı dikkate alınarak nerede ise peynir ekmek gibi dağıtıldı ve A sınıfı uzman sayısı şu sıralar geldi dayandı 20 binler sınırına. Sonuç? nerede o eski günlerdeki tatlı paralar? Dört tane tershanenin herbirinden ayda 15 bin tl alıyorduk yaw, diye eski günler yad edilir oldu :) :)
Özetle, piyasada B sınıfı uzman sayısı arttıkça, şu an bir B sınıfı uzmanın aldığı ortalama rakam 3 bin ila - 3.500 arası değişiyor ve üstelik 30 ila 50 arası iş yeri kitlenmiş vaziyette bütün gün istanbul içinde dolanıyorlar :) :) Ne diyeyim? Allah kolaylık versin hepsine.
4- Bilimselliğin ayak altına düşmesi konusunda size sonuna kadar katılıyorum. Ancak bilimselliğin ayak altına düşmesi sadece yüksek lisans eğitimlerindeki sakat uygulamalar değil. Biraz daha yüksek ölçekten bakarsanız ve uluslararası uygulamalar ile kıyaslama yaparsanız göreceksiniz ki, bir bilimsel çalışma öncelikle İdare (Devlet) tarafından dikkate alınır. İşte burada İdare'nin işleyiş ve yaklaşım tarzı devreye girmektedir ki, Türkiye'de bir çok konuda ciddi anlamda yapılan bilimsel çalışmaların sonuç ve önerilerinin, hedeflerine ne kadar ulaştığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeyi kim mi yapacak? :) :) :) (Bana mesleği bıraktıracak ve limon sattıracaksınız bu gidişle :) ) Yoksa bilimsel çalışma, yerini bilimsel yeterlilik kavramına bırakmaktadır.İşte bu acı bir durumdur. Sonra "beyin göçü" diyorlar. Bu konu da farklı bir tartışma konusu.
5- "Arıza" konusuna gelince :) :) Bizler en azından bilgimiz dahilinde bildiklerimizi ve düşüncelerimizi her ortamda belirtelim, savunalım ve açıklayalım. Neticede gün gelir kalkınmanın, sanayileşmenin, müreffeh yaşam olanakları süren bir ülke olmanın temelinde bilim ve bilimsel çalışmalar olduğu anlaşılacaktır. :)

Okuma sabrı gösterdiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum. Fakat bu yazışmalar emin olun benim çok işime yarıyor :) Nerede mi? Tez hazırlama konusunda tabiki :)
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Bu konuyu takip etmek için online durumdayım, çünkü alevlenebilecek duruma geldi :) :)
Burada öncelikle kavramları ayrıştıralım. Birinci kavram "Tezli Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerinde yazılan, hazırlanan tezlerin pratikte işlevsizlikleri", ikinci kavram ise "Yüksek Lisans Eğitimlerinin amaçlarından uzak olması"
Ayrıca, İSGuzmanı ve Emekche arkadaşların mesajları için bir iki şey belirtmek isterim.
@İSGüvzman arkadaşım için,
1- Eğitim anayasal bir hak. Dolayısı ile bu engellenemez. Ancak İdare olarak bu hakkın doğru ve amaca yönelik kullanılması için gerekli tedbirleri alırsınız. Örneğin, YÖK tarafından Mayıs 2016'da yayınlanan Yükseklisans ve Doktora eğitimlerine dair yönetmelik ile Tezsiz ve Tezli Yüksek Lisans ile doktora öğrenim sürelerinin ayrımı ve süre zorunlulukları gibi.
2- Şu an en son hatırladığım kadarı ile 35 üniversitede ön lisans ağırlıklı olmak üzere lisans düzeyinde de İSG eğitimi verilmektedir. Eğitim veren, öğrenciye İSG konusunu anlatmak , belletmek için mücadele eden tüm öğretim görevlisi hocalarımızın emeklerine sağlık. Ancak isg profesyonellerine gelmeden önce, acaba kaç hocamızın ciddi anlamda saha deneyimi mevcut, kaç hocamız acaba sahada perde beton atılması sırasında, makine ve teçhizat ortamında , kendi mezuniyet kaynağı gözü ile değil de, iş güvenliği gözü ile bakmış ve iş güvenliği uzmanı olarak çalışmış? Hocaların büyük bölümü A sınıfı uzmanlık belgesine sahip. Üniversitelerde eğitimleri de kendi mezuniyet kaynakları ve kendi branşlarında yapmış oldukları çalışmalarda edindikleri tercübeler ile İSG konusunu birleştirip yürütüyorlar. Sahada bizzat çalışan kaç öğretim üyemiz var? diye sorarsanız, Var. Hem de çok ciddi anlamda saha tecrübesi olanlar var. Ancak, üniversite ortamında öğretim üyesi/görevlisi olduğunuzda saha ile ilişkiniz tamamen kopuyor, bu ilişkiyi sürdürmek ciddi anlamda büyük sorunlar yaratıyor.
3- Tezlerin başkaları tarafından yazımı konusuna gelince. Evet, var, duyuyoruz :) :) Ancak şu da var, tez savunması yaparken karşınızda bir jüri var. Hocalar aptal değil :) savunmasını yaptığınız tezi siz mi hazırladınız yoksa başkası mı hemen belli oluyor zaten. Ben de dinleyici olarak bir iki defa tez savunmasına girdim, ben bile ayrım yapabildiğime göre hocalar haydi haydi yapıyor :) Dolayısı ile tez konusu ciddi bir konu, başkasına hazırlatsanız bile jüri tarafından size savunmasını yaptığınız tez konusu hakkında sorulan sorular karşısında cevap veremez iseniz, teziniz red ediliyor ve dönem uzatıyorsunuz.
4- Eski bir kalite baş denetçisi olarak şunu söylemek isterim ki, tüm kaza/olay/ucuz atlamanın kökü gider gider ve gelir işyerindeki sisteme dayanır. İş güvenliği uzmanı bile yüzeyde kalır. İş yerindeki sistem tamamen işveren tarafından yaratılmış ve yürütülmekte olan sistemdir. Bu zamana kadar siz acaba Türkiye'de -kurumsal bir iki firma haricinde- hangi firmada altına işveren tarafında imza atılmış ve işyerinin herkesçe görülebilecek yerlerine asılmış "İş Güvenliği Kurallarına Bağlılık Beyanı / Safety Commitment Statement" belgesi gördünüz?? Özetle, at sahibine göre kişner :) :)

@EmekChe arkadaşım için,
1- Yüksek Lisans ve doktora tezleri, jüriye girmeden önce intihal (kopyalama, çalıntı vb.) taramasına girer. Daha önce hazırlamış olduğunuz bir tezi intihal tarama programına koydunuz mu? Emin olun dünyanın en stressli işi, ve o günler geceler boyunca hazırladığınız metindeki satırların altı kırmızı kırmızı renkler ile dolmaya başladığında emin olun dünya başınıza yıkılabilir. :) :) İşin daha zor yanı ise, intihal programında taraması ve kontrolü bitmiş tezinizi düzeltme için geri çektikten sonra, onu o tarama kaynağından silmek. Bu ise tamamen kabir azabı bir olay.
Bu intihal konusu için aramızda yaptığımız bir espiri var: "Japonca, Korece, Çince, Rusça öğrenelim diyoruz. :) Eğer bu dillerden birini öğrenebilir isek, bu dillerde yazılmış olan iş güvenliği ile ilgili tezleri bulup, işte o zaman adımızı soyadımızı yazıp veririz, intihal programı da bunları bulamaz :) :) :) "
Dolayısı ile internetten tez indir, adını yaz ver, zaten okumuyorlar diye bir konu en azından "Tez" kavramı içinde yok. Ama! tezsiz yüksek lisans bitimi sonunda "Proje" adı altında hazırlatılan çalışmalar için size katılabilirim. Fakat burada da ciddi anlamda bir hocaya denk gelir iseniz, onun kopyalanmış olduğunu fark edebilir. :) :)
2. Tez değerlendirmesi hakkında @İSGüvzman arkadaşım için, yazdığım metnin 3 ncü maddesine bknz.
3- Tezsiz Yüksek lisans yurtdışında postgraduate diye geçer. Bunu bitirdiğinizde "Bilim İnsanı" olamazsınız. Tezli Yüksek Lisansı bitirdiğinizde ise M.Sc (Master of Science) kısaltmasını da kullanabilir ve "Bilim İnsanı" olursunuz. Tabiki burada "Bilim İnsanı" kavramından ne anlandığı, ne anlam yüklendiği ise farklı bir tartışma konusu.
Hep söylediğim gibi lisans mezunu iş güvenliği uzmanı arkadaşlar, bir üst seviye uzmanlığa en kolay yoldan -mevzuat açıklığı- erişmek için doğal olarak tezsiz yüksek lisansı tercih ediyorlar. Neticede eğitim anayasal bir hak, hem ÇSGB hem YÖK mevzuatı buna uygun, dolayısı ile bunu değerlendirme imkanı olan herkes bu yolu tercih ediyor. Devir ekonomi ve para kazanma devri.
Fakat şunu unutuyorlar, "Azalan Verimler Yasası" diye bir şey var. Yani piyasaya talep edilen üründen çok fazla sürerseniz, bu piyasada doygunluk yaratır ve kâr oranınız zirveden aşağıya doğru düşmeye başlar. (Kahretsin :) :) çok iyi bir iktisatçı ve işletmeciyimdir :) ) Buna en güzel örnek lütfen bakınız A sınıfı uzmanlar. 2005 yılına kadar piyasada 15 - 20 tane A sınıfı uzman vardı, ki bunların nerede ise hepsi emekli iş müfettişi idi. 2005 yılında sadece beş mühendislik için ÇSGB direkt A sınıfı uzmanlık sınavı açtı ve uzman sayısı birden %300-400 arttı. Meşhur Aralık 2014 sınavında ise A sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi prim gün sayısı dikkate alınarak nerede ise peynir ekmek gibi dağıtıldı ve A sınıfı uzman sayısı şu sıralar geldi dayandı 20 binler sınırına. Sonuç? nerede o eski günlerdeki tatlı paralar? Dört tane tershanenin herbirinden ayda 15 bin tl alıyorduk yaw, diye eski günler yad edilir oldu :) :)
Özetle, piyasada B sınıfı uzman sayısı arttıkça, şu an bir B sınıfı uzmanın aldığı ortalama rakam 3 bin ila - 3.500 arası değişiyor ve üstelik 30 ila 50 arası iş yeri kitlenmiş vaziyette bütün gün istanbul içinde dolanıyorlar :) :) Ne diyeyim? Allah kolaylık versin hepsine.
4- Bilimselliğin ayak altına düşmesi konusunda size sonuna kadar katılıyorum. Ancak bilimselliğin ayak altına düşmesi sadece yüksek lisans eğitimlerindeki sakat uygulamalar değil. Biraz daha yüksek ölçekten bakarsanız ve uluslararası uygulamalar ile kıyaslama yaparsanız göreceksiniz ki, bir bilimsel çalışma öncelikle İdare (Devlet) tarafından dikkate alınır. İşte burada İdare'nin işleyiş ve yaklaşım tarzı devreye girmektedir ki, Türkiye'de bir çok konuda ciddi anlamda yapılan bilimsel çalışmaların sonuç ve önerilerinin, hedeflerine ne kadar ulaştığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeyi kim mi yapacak? :) :) :) (Bana mesleği bıraktıracak ve limon sattıracaksınız bu gidişle :) ) Yoksa bilimsel çalışma, yerini bilimsel yeterlilik kavramına bırakmaktadır.İşte bu acı bir durumdur. Sonra "beyin göçü" diyorlar. Bu konu da farklı bir tartışma konusu.
5- "Arıza" konusuna gelince :) :) Bizler en azından bilgimiz dahilinde bildiklerimizi ve düşüncelerimizi her ortamda belirtelim, savunalım ve açıklayalım. Neticede gün gelir kalkınmanın, sanayileşmenin, müreffeh yaşam olanakları süren bir ülke olmanın temelinde bilim ve bilimsel çalışmalar olduğu anlaşılacaktır. :)

Okuma sabrı gösterdiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum. Fakat bu yazışmalar emin olun benim çok işime yarıyor :) Nerede mi? Tez hazırlama konusunda tabiki :)
Cevaplara teşekkür ederim Ancak;
  1. Ben Eğitime karşı hiç olmadım. İsteyen İSG konusunda tez yapabilir, Doktora yapabilir. Benim karşı durduğum nokta sadece tez yaparak, B sınıfı yada A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı sınavına giriş hakkını elde etmektir.
  2. Değil 35 üniversite 135 üniversitede olsa, saha tecrübesi olmayınca, bir yerde tıkanırsınız. Ders veren hocaların! kaçı madende, yada bir inşaatta bir işçinin psikolojisini anlayacak kadar yakın nefes almıştır.
  3. Bu konuda %100 yanılıyorsunuz. Zaten bu tezleri aynı jüri heyetindeki akademisyenler yazıyorlar 3-15 Bin TL arası piyasa oluşmuş (haberlerin yalancısıyım). İnsan böyle bir gelir kaynağı bulmuşken kendi bindiği dalı keser mi?
  4. ISO 9001 KYS kapsamında ister iç denetçi olun ister Baş denetçi bir yere kadar gidersiniz. Burada bulunan İSG profesyonellerinin emin olun yarısından fazlasında bu belgeler var. O sebeple yalnız değilsiniz. İşverenler konusunda ne yazık ki haklılık payınız var. İş Güvenliğinde zaten önce İnsan denmelidir. Kalite diye söze başlarsanız. tartışmanın gereği de yoktur.
 

EmekChe

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
52
Tepki puanı
147
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (B)
Bu konuyu takip etmek için online durumdayım, çünkü alevlenebilecek duruma geldi :) :)
Burada öncelikle kavramları ayrıştıralım. Birinci kavram "Tezli Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerinde yazılan, hazırlanan tezlerin pratikte işlevsizlikleri", ikinci kavram ise "Yüksek Lisans Eğitimlerinin amaçlarından uzak olması"
Ayrıca, İSGuzmanı ve Emekche arkadaşların mesajları için bir iki şey belirtmek isterim.
@İSGüvzman arkadaşım için,
1- Eğitim anayasal bir hak. Dolayısı ile bu engellenemez. Ancak İdare olarak bu hakkın doğru ve amaca yönelik kullanılması için gerekli tedbirleri alırsınız. Örneğin, YÖK tarafından Mayıs 2016'da yayınlanan Yükseklisans ve Doktora eğitimlerine dair yönetmelik ile Tezsiz ve Tezli Yüksek Lisans ile doktora öğrenim sürelerinin ayrımı ve süre zorunlulukları gibi.
2- Şu an en son hatırladığım kadarı ile 35 üniversitede ön lisans ağırlıklı olmak üzere lisans düzeyinde de İSG eğitimi verilmektedir. Eğitim veren, öğrenciye İSG konusunu anlatmak , belletmek için mücadele eden tüm öğretim görevlisi hocalarımızın emeklerine sağlık. Ancak isg profesyonellerine gelmeden önce, acaba kaç hocamızın ciddi anlamda saha deneyimi mevcut, kaç hocamız acaba sahada perde beton atılması sırasında, makine ve teçhizat ortamında , kendi mezuniyet kaynağı gözü ile değil de, iş güvenliği gözü ile bakmış ve iş güvenliği uzmanı olarak çalışmış? Hocaların büyük bölümü A sınıfı uzmanlık belgesine sahip. Üniversitelerde eğitimleri de kendi mezuniyet kaynakları ve kendi branşlarında yapmış oldukları çalışmalarda edindikleri tercübeler ile İSG konusunu birleştirip yürütüyorlar. Sahada bizzat çalışan kaç öğretim üyemiz var? diye sorarsanız, Var. Hem de çok ciddi anlamda saha tecrübesi olanlar var. Ancak, üniversite ortamında öğretim üyesi/görevlisi olduğunuzda saha ile ilişkiniz tamamen kopuyor, bu ilişkiyi sürdürmek ciddi anlamda büyük sorunlar yaratıyor.
3- Tezlerin başkaları tarafından yazımı konusuna gelince. Evet, var, duyuyoruz :) :) Ancak şu da var, tez savunması yaparken karşınızda bir jüri var. Hocalar aptal değil :) savunmasını yaptığınız tezi siz mi hazırladınız yoksa başkası mı hemen belli oluyor zaten. Ben de dinleyici olarak bir iki defa tez savunmasına girdim, ben bile ayrım yapabildiğime göre hocalar haydi haydi yapıyor :) Dolayısı ile tez konusu ciddi bir konu, başkasına hazırlatsanız bile jüri tarafından size savunmasını yaptığınız tez konusu hakkında sorulan sorular karşısında cevap veremez iseniz, teziniz red ediliyor ve dönem uzatıyorsunuz.
4- Eski bir kalite baş denetçisi olarak şunu söylemek isterim ki, tüm kaza/olay/ucuz atlamanın kökü gider gider ve gelir işyerindeki sisteme dayanır. İş güvenliği uzmanı bile yüzeyde kalır. İş yerindeki sistem tamamen işveren tarafından yaratılmış ve yürütülmekte olan sistemdir. Bu zamana kadar siz acaba Türkiye'de -kurumsal bir iki firma haricinde- hangi firmada altına işveren tarafında imza atılmış ve işyerinin herkesçe görülebilecek yerlerine asılmış "İş Güvenliği Kurallarına Bağlılık Beyanı / Safety Commitment Statement" belgesi gördünüz?? Özetle, at sahibine göre kişner :) :)

@EmekChe arkadaşım için,
1- Yüksek Lisans ve doktora tezleri, jüriye girmeden önce intihal (kopyalama, çalıntı vb.) taramasına girer. Daha önce hazırlamış olduğunuz bir tezi intihal tarama programına koydunuz mu? Emin olun dünyanın en stressli işi, ve o günler geceler boyunca hazırladığınız metindeki satırların altı kırmızı kırmızı renkler ile dolmaya başladığında emin olun dünya başınıza yıkılabilir. :) :) İşin daha zor yanı ise, intihal programında taraması ve kontrolü bitmiş tezinizi düzeltme için geri çektikten sonra, onu o tarama kaynağından silmek. Bu ise tamamen kabir azabı bir olay.
Bu intihal konusu için aramızda yaptığımız bir espiri var: "Japonca, Korece, Çince, Rusça öğrenelim diyoruz. :) Eğer bu dillerden birini öğrenebilir isek, bu dillerde yazılmış olan iş güvenliği ile ilgili tezleri bulup, işte o zaman adımızı soyadımızı yazıp veririz, intihal programı da bunları bulamaz :) :) :) "
Dolayısı ile internetten tez indir, adını yaz ver, zaten okumuyorlar diye bir konu en azından "Tez" kavramı içinde yok. Ama! tezsiz yüksek lisans bitimi sonunda "Proje" adı altında hazırlatılan çalışmalar için size katılabilirim. Fakat burada da ciddi anlamda bir hocaya denk gelir iseniz, onun kopyalanmış olduğunu fark edebilir. :) :)
2. Tez değerlendirmesi hakkında @İSGüvzman arkadaşım için, yazdığım metnin 3 ncü maddesine bknz.
3- Tezsiz Yüksek lisans yurtdışında postgraduate diye geçer. Bunu bitirdiğinizde "Bilim İnsanı" olamazsınız. Tezli Yüksek Lisansı bitirdiğinizde ise M.Sc (Master of Science) kısaltmasını da kullanabilir ve "Bilim İnsanı" olursunuz. Tabiki burada "Bilim İnsanı" kavramından ne anlandığı, ne anlam yüklendiği ise farklı bir tartışma konusu.
Hep söylediğim gibi lisans mezunu iş güvenliği uzmanı arkadaşlar, bir üst seviye uzmanlığa en kolay yoldan -mevzuat açıklığı- erişmek için doğal olarak tezsiz yüksek lisansı tercih ediyorlar. Neticede eğitim anayasal bir hak, hem ÇSGB hem YÖK mevzuatı buna uygun, dolayısı ile bunu değerlendirme imkanı olan herkes bu yolu tercih ediyor. Devir ekonomi ve para kazanma devri.
Fakat şunu unutuyorlar, "Azalan Verimler Yasası" diye bir şey var. Yani piyasaya talep edilen üründen çok fazla sürerseniz, bu piyasada doygunluk yaratır ve kâr oranınız zirveden aşağıya doğru düşmeye başlar. (Kahretsin :) :) çok iyi bir iktisatçı ve işletmeciyimdir :) ) Buna en güzel örnek lütfen bakınız A sınıfı uzmanlar. 2005 yılına kadar piyasada 15 - 20 tane A sınıfı uzman vardı, ki bunların nerede ise hepsi emekli iş müfettişi idi. 2005 yılında sadece beş mühendislik için ÇSGB direkt A sınıfı uzmanlık sınavı açtı ve uzman sayısı birden %300-400 arttı. Meşhur Aralık 2014 sınavında ise A sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi prim gün sayısı dikkate alınarak nerede ise peynir ekmek gibi dağıtıldı ve A sınıfı uzman sayısı şu sıralar geldi dayandı 20 binler sınırına. Sonuç? nerede o eski günlerdeki tatlı paralar? Dört tane tershanenin herbirinden ayda 15 bin tl alıyorduk yaw, diye eski günler yad edilir oldu :) :)
Özetle, piyasada B sınıfı uzman sayısı arttıkça, şu an bir B sınıfı uzmanın aldığı ortalama rakam 3 bin ila - 3.500 arası değişiyor ve üstelik 30 ila 50 arası iş yeri kitlenmiş vaziyette bütün gün istanbul içinde dolanıyorlar :) :) Ne diyeyim? Allah kolaylık versin hepsine.
4- Bilimselliğin ayak altına düşmesi konusunda size sonuna kadar katılıyorum. Ancak bilimselliğin ayak altına düşmesi sadece yüksek lisans eğitimlerindeki sakat uygulamalar değil. Biraz daha yüksek ölçekten bakarsanız ve uluslararası uygulamalar ile kıyaslama yaparsanız göreceksiniz ki, bir bilimsel çalışma öncelikle İdare (Devlet) tarafından dikkate alınır. İşte burada İdare'nin işleyiş ve yaklaşım tarzı devreye girmektedir ki, Türkiye'de bir çok konuda ciddi anlamda yapılan bilimsel çalışmaların sonuç ve önerilerinin, hedeflerine ne kadar ulaştığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeyi kim mi yapacak? :) :) :) (Bana mesleği bıraktıracak ve limon sattıracaksınız bu gidişle :) ) Yoksa bilimsel çalışma, yerini bilimsel yeterlilik kavramına bırakmaktadır.İşte bu acı bir durumdur. Sonra "beyin göçü" diyorlar. Bu konu da farklı bir tartışma konusu.
5- "Arıza" konusuna gelince :) :) Bizler en azından bilgimiz dahilinde bildiklerimizi ve düşüncelerimizi her ortamda belirtelim, savunalım ve açıklayalım. Neticede gün gelir kalkınmanın, sanayileşmenin, müreffeh yaşam olanakları süren bir ülke olmanın temelinde bilim ve bilimsel çalışmalar olduğu anlaşılacaktır. :)

Okuma sabrı gösterdiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum. Fakat bu yazışmalar emin olun benim çok işime yarıyor :) Nerede mi? Tez hazırlama konusunda tabiki :)

Tolga Bey,

Doktora tezi dışında intihal programına girildiğini düşünmüyorum.Şahsen Lisans tezim bile girmedi.Bunun yanında Hocalarda bu anlamda işi çok sıkı tutmamaktadır.Tez öğrencilerinin de 'kaynak' bulma sıkıntısı oldukça aşikar.Bilimsel çoğu yayın İngilizce.Lisan bitiren kaç Ünv Öğrencisi İngilizce biliyor dersek ? % 10'nun altında..Hal böyle olunca araştırma yapan öğrencilerde de bu durum öğrencinin araştırma hevesini kırmakta.

Doktora tezine verilen önemin nedeni de Dünya da Evrensel olmasında kaynaklı.Bildiğiniz gibi Doç ya da Profluk ünvanları başka Üniversite ya da Ülkelerde sayılmayabiliyor.
 

Tolga_34

Deneyimli Üye
Vip Üye
Katılım
4 May 2012
Mesajlar
493
Tepki puanı
1,841
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Cevaplara teşekkür ederim Ancak;
  1. Ben Eğitime karşı hiç olmadım. İsteyen İSG konusunda tez yapabilir, Doktora yapabilir. Benim karşı durduğum nokta sadece tez yaparak, B sınıfı yada A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı sınavına giriş hakkını elde etmektir.
  2. Değil 35 üniversite 135 üniversitede olsa, saha tecrübesi olmayınca, bir yerde tıkanırsınız. Ders veren hocaların! kaçı madende, yada bir inşaatta bir işçinin psikolojisini anlayacak kadar yakın nefes almıştır.
  3. Bu konuda %100 yanılıyorsunuz. Zaten bu tezleri aynı jüri heyetindeki akademisyenler yazıyorlar 3-15 Bin TL arası piyasa oluşmuş (haberlerin yalancısıyım). İnsan böyle bir gelir kaynağı bulmuşken kendi bindiği dalı keser mi?
  4. ISO 9001 KYS kapsamında ister iç denetçi olun ister Baş denetçi bir yere kadar gidersiniz. Burada bulunan İSG profesyonellerinin emin olun yarısından fazlasında bu belgeler var. O sebeple yalnız değilsiniz. İşverenler konusunda ne yazık ki haklılık payınız var. İş Güvenliğinde zaten önce İnsan denmelidir. Kalite diye söze başlarsanız. tartışmanın gereği de yoktur.
Öncelikle aynı tarafta olduğumuzu belirtmek isterim. Eğitime karşı olmadığınızın farkındayım, sadece sistemdeki sakat durumun düzeltilmesi için adımlar atılması yönünde fikirlerinizi okudum zaten. Ben de aynı şeyi söylüyorum yani yüksek lisans yaparak bir üst seviye iş güvenliği uzmanlık sınavına katılmanın, yüksek lisans felsefesine aykırı olduğudur. Çünkü yüksek lisans felsefesi bir konu üzerinde bilimsel araştırmalar yapmak ve bu araştırmaları kamu yararı gözetilerek, kamunun istifadesine sunmaktır.
Tez yazımı konusunda, resmi uygulamanın nasıl olduğunu yazdım. Haberlere gelince :) piyasada o kadar çok haber var ki :) Mesela ben size eskilerden bir haber vereyim halen daha kült bir haberdir : Devam zorunluluklarına uymadan, tezsiz yüksek lisans diploması alanlar mı dersiniz, yoksa neyse, dedikoduya girecek :) Ancak ben müspet ve subuti delillere göre hareket eden biriyim. Yani objektif deliller olacak. Haberleri sadece dinlerim, ama sebep-sonuç ilişkisini her zaman araştırırım.
Kaza/olay konusuna gelince, bu konu biraz netameli bir konu olduğundan ben sadece kalite yönünden bahsettim. Neticede bir olay veya iş kazası doğrudan doğruya o işletmenin kalite standartlarının ihlalidir. Nitekim, OHSAS 18001 (yeni ismi 45001) de bir kalite standardıdır ve tamamen iş güvenliği uygulamalarının standardıdır. ;) ;)
İnsan konusuna gelince, benim İngiliz hocam risk değerlendirme dersine her başladığında HUMAN FACTOR derdi. Nitekim ne kadar eğitim verseniz, ne kadar önlem de alsanız, olay/kaza konusunda en tehlikeli faktör İNSAN'dır. Çünkü insan değişkendir :)
İyi çalışmalar dilerim.
 

Tolga_34

Deneyimli Üye
Vip Üye
Katılım
4 May 2012
Mesajlar
493
Tepki puanı
1,841
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Tolga Bey,

Doktora tezi dışında intihal programına girildiğini düşünmüyorum.Şahsen Lisans tezim bile girmedi.Bunun yanında Hocalarda bu anlamda işi çok sıkı tutmamaktadır.Tez öğrencilerinin de 'kaynak' bulma sıkıntısı oldukça aşikar.Bilimsel çoğu yayın İngilizce.Lisan bitiren kaç Ünv Öğrencisi İngilizce biliyor dersek ? % 10'nun altında..Hal böyle olunca araştırma yapan öğrencilerde de bu durum öğrencinin araştırma hevesini kırmakta.

Doktora tezine verilen önemin nedeni de Dünya da Evrensel olmasında kaynaklı.Bildiğiniz gibi Doç ya da Profluk ünvanları başka Üniversite ya da Ülkelerde sayılmayabiliyor.

Yüksek Lisans Tezleri -bitirme projeleri değil- intihal programına giriyor malesef. Hele ki iş güvenliği gibi bir konuda yönetmeliklerden alıntılama yaptığınızda, o kırmızı çizgileri görmenizi isterim :) Biraz daha detay verirsek, süreç şöyle işliyor : Her tezli yüksek lisans öğrencisi tez dönemine geçtiğinde YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu)'e kayıt yapıyor ve bir numara alıyor. Yani http://tez2.yok.gov.tr/adresinden indirilerek doldurulup imzalanan “Tez Veri Girişi ve Yayımlama İzin Formu”nu doldurmak ve enstütüye vermek zorunda. Bu işlemleri yaparken "Yükseköğretim Kurumlarında Hazırlanan Lisansüstü Tezlerin İnternet Üzerinden Derlenmesi Hakkında Kılavuz" okumak ve tüm gereklerini yerine getirmek zorunda.
Lisans tezleri farklı. Çünkü lisans tezleri T.C. Ulusal Tez Merkezi kayıtlarına girmez. Onlar sadece okulların kütüphanelerinde yeni öğrenciler için kaynak doküman olarak kullanılırlar.
Kaynak sıkıntısına kesinlikle katılıyorum. Kaynak sıkıntısının en büyük sebebi, iş güvenliği konusunda ülkemizde düzenli ve bilimsel araştırmalara yönelik şekilde kayıt tutulmaması, bilimsel araştırmaların azlığı olarak söylenebilir. Ancak kaynak sadece sayılar ve makaleler, tezler değildir. Esas kaynak SAHA'dır. Daha önce ilk yazımda da belirttim. Araştırma yapmak için adamlar sizi SAHA'ya sokmuyorlar. :) :)
Yabancı dil konusunda haklı olabilirsiniz. Ancak, kişinin kısa vade-orta vade-uzun vade yaşam/kariyer planı olması gerektiğine, kendisine hedefler koyması gerektiğine inanan biriyim. Fakat elinde iPhone ile gezen, uzun istanbul içi toplu taşım yolculukları esnasında facebooka girip, kim ne yapmış diye araştırma yapan, doğru Türkçe bilmeyen ve kullanmayan, kısa vadede dar alanda kısa paslaşmalar ile gol atıp, köşe dönmeye çalışma mantığında olan, vs. vs. vs. kişilerin bu yaşam planı hedeflerini gerçekleştirebilmekten çok uzak olduğunu düşünüyorum. Gençler olarak sizlere düşen en büyük görev, beşeri sermayenizi artırmaktır. Beşeri sermaye = kişinin kendisine yaptığı yatırımdır. Bu yatırımın en iyi, en çok para getiren kısmı ise yabancı dildir. Ama 20 tane ingilizce kursuna gidip, halen daha Mr.Brown olayında kalınıyor ise, bunun sebebi kişinin kendisinde aranmalıdır, diye düşünüyorum.
Araştırmaların heves kırması, kesinlikle katılıyorum. Bu konuda yazdığım ilk mesajımı okuyun lütfen :) :) :) Ama şu bir gerçek ki, araştırma yapmak emin olun her zaman heves kırıyor. Tez danışmanınız, kaynakların kısıtlılığı, havaların güzelleşmesi ve herkesin dışarıda orada burada boş boş oturması :) :) :) ve bizlerin evimizde oturup, kahve sigara tüketerek universal kütüphane olan internette araştırma yapması, benim bile hevesimi kırıyor :) :)
Eğitim sonsuz ve sürekli kapasite artırımına ihtiyaç duyan zor bir süreç. Bir zaman sonra asosyalliğin dibine bile vurur insan. Fakat önemli olan eğitim sürecinde iken, bireysel motivasyonu yüksek tutmak. :) Bireysel motivasyon ise başka bir tartışma konusu :)
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Öncelikle aynı tarafta olduğumuzu belirtmek isterim. Eğitime karşı olmadığınızın farkındayım, sadece sistemdeki sakat durumun düzeltilmesi için adımlar atılması yönünde fikirlerinizi okudum zaten. Ben de aynı şeyi söylüyorum yani yüksek lisans yaparak bir üst seviye iş güvenliği uzmanlık sınavına katılmanın, yüksek lisans felsefesine aykırı olduğudur. Çünkü yüksek lisans felsefesi bir konu üzerinde bilimsel araştırmalar yapmak ve bu araştırmaları kamu yararı gözetilerek, kamunun istifadesine sunmaktır.
Tez yazımı konusunda, resmi uygulamanın nasıl olduğunu yazdım. Haberlere gelince :) piyasada o kadar çok haber var ki :) Mesela ben size eskilerden bir haber vereyim halen daha kült bir haberdir : Devam zorunluluklarına uymadan, tezsiz yüksek lisans diploması alanlar mı dersiniz, yoksa neyse, dedikoduya girecek :) Ancak ben müspet ve subuti delillere göre hareket eden biriyim. Yani objektif deliller olacak. Haberleri sadece dinlerim, ama sebep-sonuç ilişkisini her zaman araştırırım.
Kaza/olay konusuna gelince, bu konu biraz netameli bir konu olduğundan ben sadece kalite yönünden bahsettim. Neticede bir olay veya iş kazası doğrudan doğruya o işletmenin kalite standartlarının ihlalidir. Nitekim, OHSAS 18001 (yeni ismi 45001) de bir kalite standardıdır ve tamamen iş güvenliği uygulamalarının standardıdır. ;) ;)
İnsan konusuna gelince, benim İngiliz hocam risk değerlendirme dersine her başladığında HUMAN FACTOR derdi. Nitekim ne kadar eğitim verseniz, ne kadar önlem de alsanız, olay/kaza konusunda en tehlikeli faktör İNSAN'dır. Çünkü insan değişkendir :)
İyi çalışmalar dilerim.
Benzer cümleleri kurmanız güzel. Eğer ki İSG için Üst seviyeye geçiş hakkı kaldırılsın ben merak ediyorum kaç kişi bu konuda tez almak ister. Kesinlikle şu an hem akademisyenler (elbette ki tümü için söylemiyorum), hem de saha görmeden üst seviye sertifika almak adına durum suiistimal altında. Bu aşamada belki alan memnun satan memnun. Ne diyelim kaybedenin kim olduğunu ülke olarak hep birlikte düşünmek gerekir. Teze başlayanları bildiğim için söylüyorum, hepsi çantada keklik görüyorlar.

Mevzuat hazırlayıcılar umarım burada yazılanları okurlar. Ve biran önce bu manasız harekete dur derler.

OHSAS 45001' e gelince 2018 son çeyreğine kadar güncellemeleri devam edecek. Sonra tam yayımı yapılacak. Bu tarih sonrası 3 sene daha OHSAS 18001 Geçerliliğini devam ettirecek.

Saygılar...
 

İşGüvUzman

Deneyimli Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ara 2012
Mesajlar
675
Tepki puanı
865
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Düzeltme OHSAS 45001 değil ISO 45001 olacaktır...
 

Ceyda şahintürk

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
22 Kas 2016
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman Adayı (C)
merhaba yapı işlerinde sağlık ve güvenlik planı ile ilgili bir teze ihtiyacım var
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.