Bu konuya Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğinin ilgili maddelerini -illiyet bağı kurmak suretiyle - inceleyerek bir cevap bulunabilir diye düşünüyorum.
1)
Karayolları Trafik Kanunu (2918 s.k.):
-> Md.3 Tanımlar, "Araç sahibi : Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir. " ifadesi ile araç sahibinin araç üzerindeki her türlü hakkını açıklamaktadır.
2)
Karayolları Trafik Kanununa ait Yönetmelik :
-> Md.3 Tanımlar "7)
Araç Sahibi: Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir. "
-> Md.41 Araçların Trafikten Çekilmesi ve Trafikten Çekilen Araçların Yeniden Trafiğe Çıkarılmaları" maddesi:
"c) Araç tescil belgesinin ilgili bölümüne “trafikten çekilerek tescili silinmiştir” kaydı konulur ve belge araç sahibine iade edilir, motorlu araç trafik belgesi ve tescil plakası geri alınarak iptal edilir. "
Şimdi bu yasal dayanaklar çerçevesinde şunlar söylenebilir :
1) İşveren; tescil belgesi iptal edilmiş bir aracın mülkiyet olarak sahibi olmasına rağmen, aracın kullanımı sürüşü bakımından sahipliği kalmamıştır.
2) Karayolları Trafik Yönetmeliği Md.41, c fıkrası gereğince hakkında işlem yapılan her türlü araç, araç niteliğini kaybetmiştir.
3) İşletme iç sahası her ne kadar özel mülkiyet kapsamında bir alan olmasına rağmen, neticede buranın her türlü güvenliğinin (fiziki, araç, iç trafik, çalışan vb.) sağlanması Borçlar Kanununda (Md.66) "adam çalıştıranın sorumluluğu" altında açıklanmıştır. (Detaylı bilgi için Bknz.
https://www.araslarhukuk.com/article/596/Adam-Calistiranin-(Isverenin)-Hukuki-Sorumlulugu)
Sonuç olarak,
1) Eğer bahse konu araç hakkında ilgili yönetmeliğin 41 nci maddesi gereğince işlem yapılmış ise doğal olarak bu araç,
her ne kadar karayolu trafiğine çıkışı olmasa bile ,
araç (taşıt) olma niteliğini yasal olarak kaybetmiş ve tescillenmiştir. Yasal niteliğini kaybetmiş bir aracın/taşıtın herhangi bir şekilde kullanılması -en basit açıklaması ile- yasal mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
2) Böylesi bir aracın, işletme sahası içerisinde kullanılmasının doğurabileceği menfi/istenmeyen sonuçlarının, Borçlar Kanunu Md.66 kapsamına aykırılığı yönünden ve 6331 sayılı yasa ve ilgili yönetmelikleri çerçevesinde iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.
3) Bu konu ile ilgili olarak forumdaki hukuk mezunu üyelerimiz daha detaylı açıklama yapabilirler ve siz de iş yerinizin ya da OSGB'nizin avukatından işleme yönelik detaylı hukuki yardım alabilirsiniz ve işverene bu konuda daha teknik bir hukuki dil ile bilgilendirme yapabilirsiniz, diye düşünüyorum.
İyi çalışmalar
