- Katılım
- 8 Tem 2017
- Mesajlar
- 3
- Tepki puanı
- 9
- Medeni hal
- Evli
- Meslek
- Uzman (B)
Merhabalar
İş Güvenliği Kültürü'ne bakış
Yaklaşık olarak 6 yıldır iş güvenliği sektörünün içerisindeyim.
Ülkemizde iş güvenliği anlayışının veya yaklaşımının devletin birtakım çabalarına rağmen eksiklerinin çok olduğunu veya yönetiminin yanlış olduğunu düşünüyorum,
iş güvenliğinde klasik yöntemlerin konunun temeline inemediğini yüzeysel kaldığını düşünüyorum, Çoğu iş yerinde iş güvenliği uygulamalarının sadece bir yönetim sistemi olarak algılanması veya devletin baskısı ile göstermelik olarak yapılmaya çalışılması aslında çok daha fazla zarara ve kayba yol açmaktadır, nasıl mı ? Esasen son 5 yılda hem iş güvenliği uzmanı sayısında hemde iş yeri hekimi sayısında çok ciddi artışların olmasına rağmen iş güvenliği uzmanları ve hekimlerinin işleri yada işletmedeki görevleri temelde; iş kazalarının azaltılması iş yeri güvenlik şartlarının sağlanması ile bir uyum sürecinin oluşturulması olması gerekirken iş güvenliği uzmanları akla gelmedik işlerin peşlerinde zaman kaybetmektedirler. buna nazaran iş yeri hekimlerinin temeldeki vazifesi önleyici sağlık hizmetlerine zaman ayırmaları , meslek hastalıklarının azaltılması ile uğraşmaları gerekirken iş yerlerinde reçete yazmaktan ileriye gitmediğini görmekteyim.. iş güvenliği uzmanlarına nazaran biraz daha rahat para kazanmaktalar ve unvanlarında hekimlik olduğu için kimsenin gözüne batmamaktadır lar.. asıl mesele bu değil tabiki de, sadece kısaca değinmek istedim.
2012 yılında 6331 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı şartı oluştuktan bu yana kayda değer bir iş kazası azalması veya meslek hastalıklarında gerileme gözlemlenmemektedir. SGK ve TÜİK verileri beni doğrulamaktadır. sadece kayıt dışılığın azaldığı birçok iş kazasının artık ört bas edilmediği gün yüzüne çıktığı bir gerçektir. tek kayda değer faydası ülke genelinde bu olduğunu düşünüyorum. bu kadar insan istihdamı bu kadar büyük paraların dönmesi ve bu kadar zaman harcanmasının doğru kanalize edilemediğini düşünüyorum , bu yorumlarımdan bu kişilerin gereksiz olduğu kanısına varılmasından endişe duyarım sadece temeldeki vazifenin ve amacın dışında kalındığını düşünüyorum.
burada suçlu aramıyorum çeşitli sebepler bulunmaktadır.
Bu süreçlerin temelinde yatan veya yatması gereken şeyin iş güvenliği uygulamalarının bir felsefe bir düşünce ve yaşayış tarzı haline dönüştürülmesi taraftarıyım,
Ne demek bu yaşayış tarzı yada düşünce tarzı..
İşletmelerde iş güvenliğinden sorumlu kimdir diye sorduğumuzda ( anket çalışması ) çalışanların %90 iş güvenliği uzmanı cevabını vermektedir.
Size soruyorum değerli profesyoneller sizce kimdir ?
İş veren mi ?
İş yeri hekimi mi ?
İK müdürü mü ?
İş güvenliği uzmanı mı?
İmalat sorumlusu mu ?
Fabrika müdürü mü ?
Çalışan mı ( mavi yaka ve beyaz yaka ) ?
aslında hiç biri .. aynı zamanda hepsi.
bir işlemedeki iş güvenliği probleminden veya problemlerinde bir kişiyi veya bir kaç kişiyi sorumlu haline getirirseniz o iş yürümüyor, sadece günah keçisini belirlemiş oluyorsunuz,
bu sebeple iş yeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları sadece ve sadece iş yerlerinde güvenlik ve sağlıkla ilgili teknik danışmanlardır.
İş güvenliği algısı tabana yayılmadığı herkes tarafından aynı seviyede algılanmadığı ve değer verilmediği,bir işletme kültürü oluşturulmadığı sürece işletmelerde iş kazalarının önüne geçmek çok kısıtlı oranlarda kalacaktır.
Şöyle ki iş kazalarını sebeplerine baktığımızda hepimizin de bildiği üzere kabul ettiğimiz ve inandığımız oranlar vardır. % 88 Tehlikeli hareket, %10 Tehlikeli durum, %2 si de sebebi bilinmeyen nedenler diye bir araştırma sonucu gerçeği ile karşı karşıyayız.
oranlara bakarak yukarıda söylediğimi açıklamaya çalışayım. %2' lik bir orana zaten müdahale edemeyeceğimizi baştan kabul ediyoruz ve dokunamıyoruz, % 10 luk bir kısım tehlikeli durumdan kasıt alet edevat , makine ve yerleşimle alakalı süreçler siz bu kısmın tamamını çözseniz bile elinizde % 88 lik bir insana dayalı bir olgunuz var her ne kadar %10 çözseniz bile dedim ama bunun çözümü genelde paraya dayalı teknolojik yatırım olarak karşımıza çıkmaktadır. bir şekilde çözülebilir mühendislik hizmetleri ile; gelelim %88 kısıma, asıl yönetebilmemiz gereken kısım burası siz her şeyi planlıyorsunuz kağıt üzerinde her şey fevkalade hiç bir sorun yok fakat oradan çalışanın biri sizin uygulamaya çalıştığınız şeyi gereksiz olarak düşünüyor içselleştirmemiş zaman kaybı görüyor, nereden çıkardın şimdi bunu diyor, boş işlerle uğraşıyorsun yıllardır bir şey olmuyor biz böyle yapıyoruz diyor kendi kendine, siz veya sizin gibi bu işlerden sorumlu kişiler ortamda olmadığı anlarda ( bu anlar o kadar büyük anlar ki 24 saatlik dilim içerisinde en az 23 saatlik zaman yani siz o insanın başında günde en fazla 1 saat kalabilirsiniz ve müdahale edebilirsiniz. ) o bildiğini okumaya devam ediyor kazaların gerçek anlamda kök nedenlerine baktığınızda çok basit ve insanların çok basit şeyleri ihmal etmesi yüzünden karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunların yüzünden büyük potansiyele sahip olan tehlikeli hareketlerin önüne geçemiyoruz ben söyledim yapmadı ben uyarı işareti astım uymadı , aslında ben talimat olarak oraya asmıştım okumamış. gibi bahaneler problemleri çözmemektedir. temeldeki problem çalışanın bütün bu yaptıklarımızın farkına varamaması ve iş güvenliği uygulamalarını içselleştirilmemesidir.
genelde şu şekilde davranıyoruz eğitimlerde bile anlatırken örneğin '' gürültü seviyesi 85 db li geçen alanlarda kulak tıkacı takmazsan ilerde sağır olursun. gözlük kullanmazsan taşlama işlemi yaparken kör olursun, elini oraya sokarsan elin kopar parmakların kopar gibi '' kullandığımız cümleler bunlar sizi şu üç cümle nasıl etkiledi bence hiç etkilemedi hiç iz bırakmadı bile düşünmeye sevk bile etmedi sizin ilginizi bile çekmedi ,söyledim ve bir kaç saniye içerisinde buharlaşıp gitti, aynı cümleler çalışanlarda da aynı etkiyi yaratıyor ilgilerini çekmiyor çalışanın bunu içselleştirmesi algılaması için yeterli olmuyor.
farklı hisler uyandıran farklı yöntemler kullanılmadığı sürece iş güvenliği uygulamaları hep havada kalacaktır. Ve istenilen hedefe ilerlemesi güç olacaktır.
Bu bir süreçtir ve doğru yönetilmesi gerekir. İş güvenliği uygulamaları bir yönetim sistemi değil bir davranış şekli haline dönüştürülmesi için çaba gösterilmelidir.
sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim
yazar
Seyit Ahmet KAYA
İş Güvenliği Kültürü'ne bakış
Yaklaşık olarak 6 yıldır iş güvenliği sektörünün içerisindeyim.
Ülkemizde iş güvenliği anlayışının veya yaklaşımının devletin birtakım çabalarına rağmen eksiklerinin çok olduğunu veya yönetiminin yanlış olduğunu düşünüyorum,
iş güvenliğinde klasik yöntemlerin konunun temeline inemediğini yüzeysel kaldığını düşünüyorum, Çoğu iş yerinde iş güvenliği uygulamalarının sadece bir yönetim sistemi olarak algılanması veya devletin baskısı ile göstermelik olarak yapılmaya çalışılması aslında çok daha fazla zarara ve kayba yol açmaktadır, nasıl mı ? Esasen son 5 yılda hem iş güvenliği uzmanı sayısında hemde iş yeri hekimi sayısında çok ciddi artışların olmasına rağmen iş güvenliği uzmanları ve hekimlerinin işleri yada işletmedeki görevleri temelde; iş kazalarının azaltılması iş yeri güvenlik şartlarının sağlanması ile bir uyum sürecinin oluşturulması olması gerekirken iş güvenliği uzmanları akla gelmedik işlerin peşlerinde zaman kaybetmektedirler. buna nazaran iş yeri hekimlerinin temeldeki vazifesi önleyici sağlık hizmetlerine zaman ayırmaları , meslek hastalıklarının azaltılması ile uğraşmaları gerekirken iş yerlerinde reçete yazmaktan ileriye gitmediğini görmekteyim.. iş güvenliği uzmanlarına nazaran biraz daha rahat para kazanmaktalar ve unvanlarında hekimlik olduğu için kimsenin gözüne batmamaktadır lar.. asıl mesele bu değil tabiki de, sadece kısaca değinmek istedim.
2012 yılında 6331 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı şartı oluştuktan bu yana kayda değer bir iş kazası azalması veya meslek hastalıklarında gerileme gözlemlenmemektedir. SGK ve TÜİK verileri beni doğrulamaktadır. sadece kayıt dışılığın azaldığı birçok iş kazasının artık ört bas edilmediği gün yüzüne çıktığı bir gerçektir. tek kayda değer faydası ülke genelinde bu olduğunu düşünüyorum. bu kadar insan istihdamı bu kadar büyük paraların dönmesi ve bu kadar zaman harcanmasının doğru kanalize edilemediğini düşünüyorum , bu yorumlarımdan bu kişilerin gereksiz olduğu kanısına varılmasından endişe duyarım sadece temeldeki vazifenin ve amacın dışında kalındığını düşünüyorum.
burada suçlu aramıyorum çeşitli sebepler bulunmaktadır.
Bu süreçlerin temelinde yatan veya yatması gereken şeyin iş güvenliği uygulamalarının bir felsefe bir düşünce ve yaşayış tarzı haline dönüştürülmesi taraftarıyım,
Ne demek bu yaşayış tarzı yada düşünce tarzı..
İşletmelerde iş güvenliğinden sorumlu kimdir diye sorduğumuzda ( anket çalışması ) çalışanların %90 iş güvenliği uzmanı cevabını vermektedir.
Size soruyorum değerli profesyoneller sizce kimdir ?
İş veren mi ?
İş yeri hekimi mi ?
İK müdürü mü ?
İş güvenliği uzmanı mı?
İmalat sorumlusu mu ?
Fabrika müdürü mü ?
Çalışan mı ( mavi yaka ve beyaz yaka ) ?
aslında hiç biri .. aynı zamanda hepsi.
bir işlemedeki iş güvenliği probleminden veya problemlerinde bir kişiyi veya bir kaç kişiyi sorumlu haline getirirseniz o iş yürümüyor, sadece günah keçisini belirlemiş oluyorsunuz,
bu sebeple iş yeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları sadece ve sadece iş yerlerinde güvenlik ve sağlıkla ilgili teknik danışmanlardır.
İş güvenliği algısı tabana yayılmadığı herkes tarafından aynı seviyede algılanmadığı ve değer verilmediği,bir işletme kültürü oluşturulmadığı sürece işletmelerde iş kazalarının önüne geçmek çok kısıtlı oranlarda kalacaktır.
Şöyle ki iş kazalarını sebeplerine baktığımızda hepimizin de bildiği üzere kabul ettiğimiz ve inandığımız oranlar vardır. % 88 Tehlikeli hareket, %10 Tehlikeli durum, %2 si de sebebi bilinmeyen nedenler diye bir araştırma sonucu gerçeği ile karşı karşıyayız.
oranlara bakarak yukarıda söylediğimi açıklamaya çalışayım. %2' lik bir orana zaten müdahale edemeyeceğimizi baştan kabul ediyoruz ve dokunamıyoruz, % 10 luk bir kısım tehlikeli durumdan kasıt alet edevat , makine ve yerleşimle alakalı süreçler siz bu kısmın tamamını çözseniz bile elinizde % 88 lik bir insana dayalı bir olgunuz var her ne kadar %10 çözseniz bile dedim ama bunun çözümü genelde paraya dayalı teknolojik yatırım olarak karşımıza çıkmaktadır. bir şekilde çözülebilir mühendislik hizmetleri ile; gelelim %88 kısıma, asıl yönetebilmemiz gereken kısım burası siz her şeyi planlıyorsunuz kağıt üzerinde her şey fevkalade hiç bir sorun yok fakat oradan çalışanın biri sizin uygulamaya çalıştığınız şeyi gereksiz olarak düşünüyor içselleştirmemiş zaman kaybı görüyor, nereden çıkardın şimdi bunu diyor, boş işlerle uğraşıyorsun yıllardır bir şey olmuyor biz böyle yapıyoruz diyor kendi kendine, siz veya sizin gibi bu işlerden sorumlu kişiler ortamda olmadığı anlarda ( bu anlar o kadar büyük anlar ki 24 saatlik dilim içerisinde en az 23 saatlik zaman yani siz o insanın başında günde en fazla 1 saat kalabilirsiniz ve müdahale edebilirsiniz. ) o bildiğini okumaya devam ediyor kazaların gerçek anlamda kök nedenlerine baktığınızda çok basit ve insanların çok basit şeyleri ihmal etmesi yüzünden karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunların yüzünden büyük potansiyele sahip olan tehlikeli hareketlerin önüne geçemiyoruz ben söyledim yapmadı ben uyarı işareti astım uymadı , aslında ben talimat olarak oraya asmıştım okumamış. gibi bahaneler problemleri çözmemektedir. temeldeki problem çalışanın bütün bu yaptıklarımızın farkına varamaması ve iş güvenliği uygulamalarını içselleştirilmemesidir.
genelde şu şekilde davranıyoruz eğitimlerde bile anlatırken örneğin '' gürültü seviyesi 85 db li geçen alanlarda kulak tıkacı takmazsan ilerde sağır olursun. gözlük kullanmazsan taşlama işlemi yaparken kör olursun, elini oraya sokarsan elin kopar parmakların kopar gibi '' kullandığımız cümleler bunlar sizi şu üç cümle nasıl etkiledi bence hiç etkilemedi hiç iz bırakmadı bile düşünmeye sevk bile etmedi sizin ilginizi bile çekmedi ,söyledim ve bir kaç saniye içerisinde buharlaşıp gitti, aynı cümleler çalışanlarda da aynı etkiyi yaratıyor ilgilerini çekmiyor çalışanın bunu içselleştirmesi algılaması için yeterli olmuyor.
farklı hisler uyandıran farklı yöntemler kullanılmadığı sürece iş güvenliği uygulamaları hep havada kalacaktır. Ve istenilen hedefe ilerlemesi güç olacaktır.
Bu bir süreçtir ve doğru yönetilmesi gerekir. İş güvenliği uygulamaları bir yönetim sistemi değil bir davranış şekli haline dönüştürülmesi için çaba gösterilmelidir.
sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim
yazar
Seyit Ahmet KAYA